Uyku değil; Acısız “CİNAYET!”

Türkiye Büyük Meclisi (TBMM)’de sunulması beklenen ‘Sahiplendirilmeyen sokak hayvanlarının uyutulması’ yasa teklifi, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Çanakkale Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Volkan Coşkun, bu uyutma teklifini ‘kıyım’ olarak değerlendirdi.

680

Geçtiğimiz günlerde sokak hayvanların yönelik Meclis’te sunulması beklenen yasa teklifi kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu. Sosyal medyada hazırlanan yasa teklifine tüm Türkiye’den siyasiler, ünlüler ve Çanakkaleliler de destek vererek imza kampanyalarında hayvan haklarını savundu.

Kanun teklifi ne içeriyor?

Sunulacak kanun teklifine göre; kabul edildiği takdirde sokak hayvanları ‘uyutulacak’. Kanun teklifi şöyle sunuluyor; “Her belediye, barınaklarında bulunan köpeklerin fotoğraflarını çekip, bu fotoğrafları internet üzerinden sahiplendirme ilanı olarak yayınlayacak. İlan yayınlandıktan sonra köpeklerin sahiplenilmesi için 30 günlük bir süre tanınacak. 30 gün içinde sahiplenilmeyen köpekler, enjeksiyon yöntemi ile acısız bir şekilde uyutulacak”

“Eşi benzeri olmayan bir kıyım”

AK Parti’nin meclise sunması beklenen yasa teklifi, hayvanseverlerin dikkatini çekerken, yurttaşlar bu teklifi ‘acısız bir öldürme’ olarak değerlendirdi. Çanakkale Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Volkan Coşkun, Gazetemiz Çanakkale OLAY’a konuyla ilgili, “Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kıyıma yol açacaktır” dedi.

“Uyutma bir öldürmedir”

AK Parti’nin Meclis’e sunması beklenen kararın, çözümden ziyade bir kıyım olduğunu dile getiren Avukat Coşkun “Son zamanlarda kamuoyunda bir yasa teklifi var ve bu gerek sosyal medyada, gerek kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. Sokak hayvanlarının toplanarak ilan yoluyla sahiplendirileceği, sahiplendirilmeyen sokak hayvanlarının ise uyutulma adı altında yok edilecekleri yönünde çözüm önerisiyle ilgili haberler gündeme geldi. Bu asla kabul edilebilir bir çözüm önerisi değildir. Uyutma bir öldürmedir ve bu Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kıyıma yol açacaktır. Bunu biz hukukçular olarak kabul edebilmemiz mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

“Öldürme bir çözüm olamaz”

1 Temmuz 2004’te yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda ‘Sokak hayvanlarının yaşam alanları sokaklardır’ maddesine dikkat çeken Avukat Coşkun sunulması beklenen kanun teklifiyle örtüşmediğinin altını çizdi. Hayvanların canına kıymanın bir çözüm olmayacağını söyleyen Av. Coşkun 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çıktığı 2004 tarihinde Ak Parti hükümetinin de iktidarda olduğunu hatırlattı.

“İnsan olmanın etiğiyle bağdaşmayan bir durumdur”

Coşkun, ‘Sokak hayvanlarının yaşam alanlarının sokaklardır’ ibaresine dikkat çekerek, “Patili dostlarımızla birlikte yaşamın yöntemlerini aramak zorundayız. Öldürme bir çözüm olamaz. Bu bizim ulusal örf ve adetlerimizle, toplumun büyük bir kısmının inandığı inanç değerleriyle ve en önemlisi insan olmanın etiğiyle bağdaşmayan bir durumdur” sözlerine yer verdi.

“Çözüm, onların yaşamlarına son vermek değildir”

Sokak hayvanlarına yönelik yürütülecek çalışmaların, onların yaşam alanlarına son vermek olmadığını söyleyen Başkan Coşkun “Çözüm önerisi; kesinlikle hayvanları öldürmek, topluca katletmek, onların yaşam hakkına son vermek değildir. Kaldı ki sokak hayvanlarının yaşam hakkı uluslararası olarak, hukuki olarak korunan bir değerdir. Ülkemizde Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin bir sonucunda 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu oluşturulmuştur. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinde de hayvanların yaşam hakları kutsal kabul edilmektedir. Anayasamızın 17’inci maddesinde de ‘Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir’ ifadeleri yer alıyor. Bu bağlamda hayvanlar da birer canlı olduğu için hukuki olarak koruma altına alınmıştır” diye konuştu.

Çözüm önerisi ne olabilir?

Yasa teklifinin sunulmasının gündeme gelmesiyle beraber, yurttaşların aklında ‘Çözüm önerileri ne olabilir?’ sorusu yankılandı. Bir hayvanın yaşam hakkını elinden almadan çok daha önce, kısırlaştırılma çalıştırmalarının arttırılması gerektiğini söyleyen Av. Coşkun “Çözüm önerisi, hayvanların agrasyon seviyesinin düşürülmesi olabilir. Bunun için kısırlaştırma yapılmalı. Ama bu kısırlaştırma yerel bazda belirli bölgelerde değil, tüm Türkiye’de eş zamanlı koordineli edilerek kısırlaştırma çalıştırması şeklinde olmalıdır. Buna merkezi hükümet tarafından da bütçe ayrılması en önemli çözüm önerisidir. Kaldı ki kısırlaştırmaya başvurduğumuz zaman hayvanların agresiflik durumları daha sağlıklı olacağı için agresifte olmayacaklar” cümlelerini kullandı.

“Hayvanlarla ilgili bütçe ayırmak göz ardı ediliyor”

Yerel yönetimlerde, sokak hayvanlarına karşı yürütülen çalışmalarda eksiklikler olduğunu söyleyen Coşkun “5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Belediyelere ve yerel yönetimlere belirli sorumluluklar yüklenmiştir. Bu sorumluluklar hayvanların rehabilite edilmesi, bakım altına alınması gibidir. Fakat yerel yönetimlerde bu tarz uygulamalara pek rastlamamaktayız. Çünkü onlar için bunlar birer maddi külfet. Ülkemizde her türlü duruma bütçe ayrılırken hayvanlarla ilgili konularda ise göz ardı ediliyor. Herhangi bir bütçe planlaması yapılmıyor. Bakımevlerinin oluşturulması olsun, barınaklarının geliştirilmesi, refah seviyesinin oluşturulması için bütçeler ayrılmıyor. İdarenin sorumluluğu altında olduğu için sokak hayvanlarından dolayı oluşabilecek bir kusur durumunda idarelere tazminat davası açıldığından, idareler de sokak hayvanları şehir merkezlerinden uzaklaştırma gibi yöntemlere başvuruyorlar. Bu da kabul edilebilir bir şey değil. Kaldı ki 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda aykırı. Ama maalesef ki hayvansever hukukçular olarak hepsine yetişemiyoruz” dedi.

“Birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız”

Sokak köpekleri, cinsleri gereği olarak ‘sürü hayvanları’ değiller. Belediyelerin, sokak hayvanlarının dağılımları konusunda çalışmalarına düzenleme gerekiyor. Hayvanların eşit dağılımıyla birlikte, saldırganlık sorununun azalacağını söyleyen Coşkun “Belediyeler hayvanları belirli bölgelere atıyorlar. Bunlar sürü hayvanı değil, klan hayvanı. Kendi aralarından bir alfa seçerek klanlaşıyorlar. Böyle bir durumda da hayvanların agresiflik seviyeleri artıyor. Bunların şehrin bölgelerinde eşit dağılımı olduğunda kamuoyunda çıkan insanlara saldırma gibi durumlar da çözülecektir. Biz birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız. Bu dünya sadece insana bahşedilmiş bir gezegen değildir” sözlerini kullandı.

Çalışmalar devam ediyor

Çanakkale Barosu olarak, sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarının sürdüğünü belirten Başkan Coşkun “Biz Baro olarak, bu kamuoyunda çıkan hayvanların bir ay içinde sahiplendirilmesi, sahiplendirilmeyenlerin ilan süresi dolduktan sonra uyutulması hakkındaki yasa teklifinden aylar önceki Türkiye Baroları Toplantısına katıldık. Orada biz gerekli çözüm önerileri için hukuki görüşmelerimizi yaptık. Bu çalıştay sonunda bir raporu Meclis’e götürmeyi düşündük. Biz bu çalışmaları yaptıktan sonra bu yasa tasarısı gündeme geldi. Bizim çözüm önerilerimiz o çalıştaydaki raporda mevcuttur. Biz mesleğe giren çalışanlarımız için 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hakkında bilgilendirerek daha yetkin kılmak gibi bir projemiz var” dedi.

“Belediyecilik sadece yol yapmak değildir”

Sokak hayvanlarında, yerel yönetimlere düşen sorumlulukların yanında, yurttaşlara da sorumluluklar düşüyor. Vatandaşların, seçecekleri yerel yönetimlere sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarının neler olacağını sorması gerektiğini söyleyen Coşkun “CİMER’e şikayette bulunabilirler. Aynı zamanda internet ortamında imza kampanyaları başlatıldı. Ayrıyeten 2 Haziran’da Yenikapı’da bir miting yapılması gündemde. Biz Baro olarak oraya da katılım sağlayacağız. Sonuçta bu dünya hepimizin. Bunu da şimdi bir problem olarak görmek kabul edilebilir değil, vatandaşlarımızın da bu konuda daha merhametli ve hassas olacağını düşünüyorum. Vatandaşlar, seçmek istedikleri adaya hayvanları korumak için ne gibi çalışmaları olduğunu sorabilirler. Belediyecilik sadece yol yapmak değildir” cümlelerini kullandı.

“Hayvan haklarına tamamen aykırı”

Bir canı öldürmeyi düşünmenin bir çözüm olmadığını söyleyen Başkan Coşkun “Öncelikle Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde hayvan hakları güvence altına alınmış ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6’ıncı maddesinde de hayvanların rehabilite edilmek için toplandıktan sonra alındıkları yere bırakılmaları esastır maddesi vardır. Hayvanların yaşam alanlarının sokak olduğuna dair bir maddesi var ve bu kanun hükmü açık. Belediyelerin usule aykırı toplaması olsun, veteriner hekim gözetimi olmadan rehabilite edilmesi kabul edilebilir şeyler değil. Bu hayvan haklarına tamamen aykırı. Kutsal kitaplarda ve örf ve adetlerimizde bir cana merhametli olmanın yeri var ve insan etiği olarak bizlerin sevgisine ihtiyacı olan bir canı öldürmeye teşebbüs etmek, öldürmeyi düşünmek bir çözüm değildir” dedi.

“Ses çıkarmazsanız bir sonuç elde edemezsiniz”

Sokak hayvanlarına yönelik şiddetin, şikayet edilebileceği ve vatandaşların bu konuda bilinç kazanması gerektiğini dile getiren Coşkun “Kamuoyunda hayvansever bir kitle var fakat, hayvanlarla ilgili yasal düzenlemelere ve hangi haklara sahip olduklarına yönelik bir bilgi ve değerlendirme yapılabilecek yetkinliğe sahip değiller. 2021’de gelen düzenlemeyle birlikte hayvana işkence etmenin yaptırımı, hapis cezası var. Bu hapis cezasının uygulanması için vatandaşlarımızın daha duyarlı olması, somut deliller oluşturması bu somut delillerle Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet yolu açık. Toplumun belirli bir kesiminin hayvanların yanında olduğunu gösterebiliriz. Eğer bir hayvanseverler ve merhametli insanlar olarak hayvanların yanında olduğumuzu göstermezsek diğer kesim her türlü hakkında kendinde görecektir. Ses çıkarmazsanız bir sonuç elde edemezsiniz” diye konuştu.

(ESRA GÜLLER)
Paylaş