Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik kriz her alanda olduğu gibi eğitimde de kendini gösteriyor. Üniversite öğrencileri, bir yandan okumaya çalışırken bir yandan da geçim derdi içerisinde buluyor kendini. Çanakkale’de üniversite öğrencisi olan 21 yaşındaki Feyza Orçan ise sadece bu kişilerden bir tanesi. Bir yandan eğitim hayatı, bir yandan hayalleri ve öte yandan gerçekler Orçan’ın bir mücadele içerisine sürüklüyor. Bir kafede garson olan Orçan, ekonomik koşulların yanı sıra öğrencilere, garsonlara, kadınlara olan bakışlarının değişmesi gerektiğini kanaatinde. Çanakkale OLAY Gazetesi’nde özel açıklamalarda bulunan Feyza Orçan; “Gerek biz öğrenciler olarak gerek hizmet sektöründe çalışan insanlar için şunu söylemek istiyorum; biz çok örseleniyoruz; saygı konusunda olsun, çok fazla bulundukları masayı pis bırakma durumu oluyor, ‘zaten toplayacaklar, onların işi bu’ mantığında gelen insanlardan çok yorulduk” şeklinde konuştu.
Çanakkale’de üniversite öğrencisi olan Feyza Orçan, şu an bir kafede garsonluk yapıyor. Bir yandan öğrenci, bir yandan da garson olmanın iyi ve kötü yanlarına dair açıklamalarda bulunan Orçan; “Hem öğrenci olup hem de çalışmak oldukça zor durum. Biliyorsunuz ki ülkemizin maddi açıdan hali ortada ve bundan dolayı okul masrafları, hem de dansçı olduğum için yetişemiyorum, fakat yapabilecek bir şey yok. Çalışıyor olma durumum eğitim hayatımda aksaklıklara neden oluyor; bazı derslere geç kalma, bazı derslere hiçbir şekilde girememe gibi durumlar oluyor, hatta sınavlara da geç kalma durumum oluyor. Garsonluk yaparken yaşadığım problemleri ele alacak olursak; insanların saygısızlığı büyük bir problem çünkü bir sipariş verecekleri zaman, garsona hitap şekilleri, sadece kendileri varmış gibi ya da mekanın sahibi gibi bir ego ile karşı karşıya kalıyoruz. Onun haricinde garsonluğun benim için bir zorluğu yok ama insanların üslubu, saygısızlığı üst seviyede” ifadelerini kullanıyor.
Kadınların iş hayatında olmasının, bu durumun 2023 senesinde sanki bir başarı olarak anlatılmasının doğru olmadığını, aslında olması gereken bir süreç durum olduğunu belirten Orçan; “Bana göre her kadın çalışmalı, elbette saygı duyarım; her kadının bağımsız bir şekilde birey olması taraftarıyım çünkü biz kadınlar bir şeyi beğendiğimizde ya da istediğimiz bir şeyi alma durumunda birilerine bağlı olmamalıyız; bu erkek arkadaşımız olabilir, eşimiz olabilir ya da anne, babamız olabilir. Maddi bağımsızlık, kişinin karakterindeki bağımsızlığı da oluşturduğunu düşünüyorum, o yüzden her kadının çalışması taraftarıyım; garsonluk, öğretmenlik, doktorluk hiç fark etmez” diye konuştu.
Garsonlara karşı insanlar tarafından nasıl bir algı olduğuna değinen Orçan; “Garsonlara karşı algı bence şu şekilde; statü konusu üzerinden konuşmak istiyorum, eğer bir yerde garsonluk yapıyorsanız, hele bir de kadınsanız, şöyle bir düşünce oluşuyor; sen hayatı görmüşsün, o zaman iyi ortamlarda değilsin gibi uygunsuz üslup ve düşüncelerle karşı karşıya kalabiliyor. Sırf kadın garson olduğumuz için erkeklerden yana rahatsız olduğumuz durumlar oluyor, ters bir yaklaşım oluyor. Özellikle şunu söylemek istiyorum; mesela bir erkek memursa ve garson bir kadın ile hayatını devam ettirmeyi düşünmüyor, statü olarak düşük görüyorlar garsonları, belki de yakın maaşlar alıyorlardır ama statü olarak şöyle görüyorlar; zaten hizmet ediyorsun, çay götürüyorsun, getir götür yapıyorsun, o yüzden iyi karşılanmaz gibi düşüncelerle karşılaştığımız da oluyor” sözlerini kullandı.
Erken yaşlarda iş hayatına giren Orçan; “Çalışan bir kişi olmak karakterimde oldukça olumlu yandan etkiler gösteriyor; insanlara karşı sınırlarımı keskin bir şekilde belirlememi sağladı garsonluk, ben garsonluğu yaklaşık beş altı senedir yapıyorum, gerek part time gerek full time yapıyorum, sadece garsonluk da değil, hizmet sektöründe birçok alanda çalıştım, bundan dolayı hizmet sektöründe çalışmak zor yanlarının yanında benim karakterimde olumlu olarak, insanlarla iletişim kurabilme noktasında geliştirdi, aynı zamanda turistlerle çalışma fırsatı yakalamama sebep oldu, bu durum dilimin gelişmesine katkı sağladı. Bir artısı daha; bir satış yapacağım zaman, bunu nasıl sunabileceğimi öğrendim” şeklinde konuştu.
Garsonluğu bir basamak olarak gördüğünü vurgulayan Orçan; “Ara sıra ufak detaylarla mutlu olduğumuz anlar oluyor fakat bu sektörde maalesef ki tamamen ben doğru yoldayım dediğim bir an olmadı maalesef. Ben garsonluğu bir basamak olarak görüyorum çünkü bir sürü sektörde insanlarla çalışıyoruz ve bundan dolayı da bir sipariş aldığımızda ya da sunum yaptığımda, evet ben işimi doğru bir şekilde yapabiliyorum ve insanlarla iyi ve hızlı bir iletişim kurmamı sağlıyor, bundan dolayı da bazı konularda ‘evet ben bu durumdan mutluyum’ diyorum” ifadelerini kullandı.
Geleceğe dair ne gibi planları olduğunu anlatan Orçan; “Gelecek planlarım şu şekilde; ben dansçıyım ve dans öğretmeni olmak istiyorum, elbette ki şöyle bir durum söz konusu; ülkemizin durumundan dolayı da belirli bir işi tek başına yapamıyorsunuz, yanında başka işlerle de uğraşmanız gerekiyor, benim şu an garsonluk yaptığım gibi. Bana göre ülkedeki eksiklikler; eğitim yetersizliği, her alandaki eğitim yetersizliği; ilkokul, ortaokul, üniversite fark etmez, yeteri kadar eğitim almıyoruz, eğitimden kastım; matematiğin iyiyse sen iyisin mantığının kesinlikle kaldırılması gerektiğini düşünüyorum çünkü bir insanın sözeli yani konuşması, bir konuyu kavrayıp hemen ilerletmesi, sözelci olduğunu gösterir, bu çok iyi bir şey aslında çünkü her sektörde yüzde elli oranında sözellik gerekiyor, eğer bir insan iletişim kurma noktasında iyi değilse, o insanla çalışmakta zorlanırız, bundan dolayı da eğitim konusunda adımlar atılması, öğrencilerin desteklenmesi gerekiyor, bu destekler maddi ya da manevi fark etmeksizin yapılmalı” diye konuştu.
İş ortamında yaşadığı unutamadığı kötü bir andan bahseden Orçan; “İş hayatında benim en zor anım, bundan iki ya da 3 yıl önce yaşadığım bir olaydı; şef garsondum, mekan çok büyüktü, hem restorandı hem de organizasyonların yapıldığı bir yerdi ve orada ben çalışanları yönetiyordum, bir gün patronum geldi ‘Feyza hanım lavabolar temizlenmemiş’ demişti, aslında ben çalışanı temizlemesi göndermiştim ama o gitmemiş, üstümde takım vardı, hiç unutamuyorum o günü, ‘sen madem bu görevi yaptıramıyorsan, o zaman sen temizleyeceksin’ dedi, üstümdeki takım elbiselerle ben tuvalet temizlemiştim, bu durum gocunulacak bir şey değil, garsonsanız eğer ama şöyle bir durum var, siz bir mertebedesiniz, görevinizi doğru yapmadığınız düşünülür, rezil olduğumu düşünüyorum çünkü güzel giyinmiş bir şekilde insanları karşılıyorum, benim görevim buydu aslında. En zor anım buydu, patron olduğu için hiçbir şey diyememiştim ve bunu şu şekilde çözmüştüm; sakinlikle. Dedim ki ‘sakin ol, bu da geçecek’ ki patronum hatasını anladı, ‘o an ki sinirimden dolayı yaptım’ dedi ama benim için en zor an buydu” sözlerini kullandı.
Şu an çalıştığı iş ortamına dair konuşan Orçan; “Şu an çalıştığım yerde işveren ve müdür bakımından memnunum çünkü benim derslerime göre çalışma programımı ayarlıyorlar, bu açıdan çok memnunum. Bir derdim olduğunda beni dinlemeleri çok güzel bir şey, aile yapısı oluşturmuşlar işyerinde. Elbette şöyle zorluklar var; bazen saatimde çıkamıyorum, örnek veriyorum sabahçıyım ve beşte çıkmam gerekiyor ama altı yediye kadar uzadığı oluyor ve bunlar hayatımı da etkiliyor, mesela bugün ki toplantıma geç kalmama neden oldu. Çalışma ortamım kışa uygun bir yer değil, çok fazla dış alan var, dışarıda da oturuyor insanlar, haliyle üşümemize sebep oluyor” şeklinde konuştu.
Öğrencilerin, ‘ucuz işçi’ olarak görülmesinden yana detaylar veren Orçan; “Öğrenci olduğum için ‘ucuz işçilik’ düşüncesi ile çok kez karşılaştım, Çanakkale’ye ilk geldiğim zamanlardan örnek vermek istiyorum, birkaç iş başvurusunda bulunduğumda, bana ‘sen öğrencisin, sana 20 lira vereceğiz’ ama normalde diğer çalışan 35o lira alıyor ve neden daha fazla alıyor, sonuçta aynı işi yapacağız, aynı yorgunluğu hissedeceğiz, ‘çünkü sen öğrencisin, senin ders durumuna göre ayarlıyoruz çalışma saatlerini’ dendi. Öğrenci olduğumuz için şöyle bir algı da var; öğrenci iş bilmiyor düşüncesi bundan dolayı birçok işyeri öğrenciye iş verme noktasında tolerans göstermiyor” ifadelerini kullandı.
Çalışırken en keyif aldığı andan bahseden Orçan; “En keyifli müşteri anım şuydu; bir gün çok yorulmuştum, tepsi tutamayacak kadar yorgundum ve bir müşteri gelmişti, güler yüzlü olmamı övüp ‘çok güler yüzlüsün, bana ne satsan yerim’ demişti, o kişiyi unutamıyorum, halen de gelir, her geldiği zaman ‘bu kız için geliyorum’ bu durum beni çok mutlu ediyor” şeklinde konuştu.
Hem öğrencilik hem de iş hayatına dair neler yapılabilir noktasında konuşan Orçan; “Gerek biz öğrenciler olarak gerek hizmet sektöründe çalışan insanlar için şunu söylemek istiyorum; biz çok örseleniyoruz; saygı konusunda olsun, çok fazla bulundukları masayı pis bırakma durumu oluyor, ‘zaten toplayacaklar, onların işi bu’ mantığında gelen insanlardan çok yorulduk, üslup konusunda çok fazla problem var, örneğin; bir garsonu ismi ile çağırmaktansa parmak şıklatmak çok fazla var, affedersiniz ama bir köpeğe benzetir gibi. Eğer saygı konusunda ülke olarak çözüm bulursak bence bu sektörde insanların çalışması daha rahat olacaktır ve artık ‘ben garsonluk yapmam, çok kötü bir meslek’ denilemeyecek aşamaya gelebiliriz diye düşünüyorum” dedi.
(Dilan Kaynak)
(HABER MERKEZİ)