2019 yılında yapılması planlanan doğalgaz nakil iskelesi ve depolama tesisi `Saroz FSRU gemi iskelesi` için Edirne Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından Çevresel Etki Değerlendirmesi(ÇED) sürecinin başlatıldığı duyuruldu. İskele projesi, SarozKörfezi`nin doğasına zarar vereceği, bölgede büyük bir ağaç kesimi olacağı, tarım alanlarının etkileneceği… vb gibi sebeplerle büyük tepkiyle karşılandı. Bölgede bulunan birçok çevre örgütü karara karşı açıklamalarda bulunurken, sosyal medyadan da projeye karşı imza kampanyası başlatıldı. Bölgedeki doğal ve ekolojik çalışmaları ile tanınan ÇOMÜ emekli Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Murat Türkeş, konuyla ilgili gazetemiz Çanakkale OLAY’a açıklamada bulundu. Saroz Körfezi’nin kendine özgü çok önemli bir ekosistemi bulunduğunu belirten Türkeş, orada yapılacak herhangi bir çalışma ile bu ekosistemin bozulacağını söyledi. Türkeş; “Oraya hangi boyutta olursa olsun büyük bir alt yapı yatırımı, liman ya da depolama alanı yapılacaksa hiç tartışmaya gerek yok. Tanımlaya çalıştığım bugüne kadar korunmuş olan Saroz, deniz ekosistemi ve kavak deltası sulak alanı ve oradaki canlılar bundan mutlaka etkilenecek” dedi.
“Türkiye’nin korunmuş ender alanlarından bir tanesi”
Saroz’un çok özel bir alan olduğunu belirten Prof. Dr. Türkeş; “Şu ana kadar raporu okumadım. Genel bir çalışma yapmadım. Ancak genel tabiri ile bir değerlendirme yapmak gerekirseSaroz çok özel bir deniz ekosistemi. Küçük,kendine özgü ekosistemibulunan bir körfez. Kavak Deltası ile sulak alanlarıyla doğal bir deniz biyotopu. Bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, Türkiye’nin korunmuş ender alanlarında bir tanesi. Deniz yaşamı ile biyolojik çeşitlilik, balıkçılık, yerel turizm, sulak alan olması açısından önemli. Su göçleri ile Kavak Deltası olması aracılığı ile aynı zamanda temizlendiği, Saroz Körfezi’ne besin maddesinin doğal olarak taşındığı bir yer. Oraya hangi boyutta olursa olsun büyük bir alt yapı yatırımı, liman ya da depolama alanı yapılacaksa, hiç tartışmaya gerek yok. Tanımlaya çalıştığım bugüne kadar korunmuş olan Saroz, deniz ekosistemi ve kavak deltası sulak alanı ve oradaki, canlılar bundan mutlaka etkilenecek. Burada hava, su, toprak kirleniyor olacak. Gürültü olacak, suyun saydamlığı değişecek. Suyun besin içeriğideğişebilecek. Su sıcaklığı değişebilecek. Bunu bu şekilde düşündüğünüzde bu kadar hassas ve korunmuş olan önemli bir ekosisteminbozulmaması mümkün değil” dedi.
“Saroz, çok hassas bir orman ekosistemi ile çevrili”
Tesisin doğal yaşamın daha az etkileneceği yerlerde yapılması gerektiğini belirten Türkeş; “Bütüncül ekosistemyaklaşımı denilen, oradaki tüm canlı varlıkları, onların yaşam olanakları, yaşam birlikleri, tarımsal faaliyetleri, sulak alanları geçim kaynakları, balıkçılığı, bunların ekonomik ve sosyal etkilerini tümünü çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Buraya böyle bir tesis yapılmalı mı? Bu tesis, doğal ekosistemlerin daha az etkileneceği yerlerde yapılabilir. Bu çok özel bir alan. Bu açıdan mutlaka çok değişik etkiler yaşanabilecektir. Saroz Körfezi aynı zamanda Akdeniz ikliminin Marmara, Karadeniz geçiş kuşağında yer alıyor. Çok hassas bir orman ekosistemi ile de çevrili. Bitki örtüsü açısından da çok öze bir alan. Bütün bunları dikkate aldığınızda benim düşüncem böyle bir tesis, bu sakıncalar nedeniyle yapılmamalı. Biga Yarımadası, Çanakkale zaten yeteri kadar termik santral ve madencilik baskısı altında. Çok hızlı gelişen bir şey. Zamanla çok daha netleşecektir. Yöreye özgü net bir değerlendirme yapabilmek için ‘nasıl, nerede, kaç dekar alanda, ne yapılacağını, denize, karada, sulak alanda’ ne kadar yapılacağını hepsini bilmek lazım. Bir doğa bilimci olarak bu şekilde değerlendirebilirim” dedi. (Eren Aşnaz)