Özer’den Tekin’e açık mektup

İl Genel Meclis Başkanı Ali Rıza Tekin, ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’e destek verdiği açıklaması nedeniyle tepki topluyor. Prof. Dr. Sevinç Özer, Meclis Başkanı Tekin’e açık mektup göndererek tepkisini dile getirdi.

1691
CHP’li İl Genel Meclis Üyesi Bülent İşleyen tarafından istifaya davet edilen İl Genel Meclis Başkanı Ali Rıza Tekin’e açık mektup gönderen Prof. Dr. Sevinç Özer; “Sayın Tekin, Oldukça etkileyici bir unvana sahipsiniz. Arkanızda da AK Parti ve MHP İl Genel Meclisi üyeleriyle politik bir kale gibisiniz… Ama acaba doğru ile yanlışı; karanlıkla aydınlığı birbirinden ayıracak gücünüz, vicdanınız var mı?” dedi.
 
Özer mektubunda şu ifadelere yer verdi:
 
“Cumhurbaşkanının onayıyla bile seçilmiş olsa, kanser yatağında, gözlerinden son ışık çekilinceye kadar hasta bir insanla uğraşan; uğraşabilen bir kadroyu etrafında toplayıp, her gün yeni bir kurban arayan bir ekibi destekleyerek nasıl bir politik gelecek arıyorsunuz bu kentte? O resme hiç vicdanınızın gözleriyle bakabildiniz mi? Ya da eşi üniversitedeki işinden atıldığı için kalp krizi geçirerek ölen başka bir genç insanın resmine? Karşınızdaki “karanlık ve provokatör güçlerin aktörlerinden” biri de benim! Ben Profesör Dr. Sevinç Özer… Yaşamımın kırk yılı üniversite içinde, araştırma ve öğretimle geçti. Ülkenin her yerinde öğrencilerim doçent, profesör oldular. Yaptıkları araştırmalar konusunda hala fikrimi sorup, yazılarımı okuyup, bana mail atan öğrencilerim, çeşitli mesleklerde çalışıp benimle haberleşen onca insan hepimiz, karanlık ve provokatör güçlerin aktörleriyiz öyle mi? Meslek yaşamım boyunca onlarca rektörle çalışıp, onca yönetici ile tek bir sorunu olmamış ben… Rektörünüz, dediğiniz gibi, 19 ayını doldurdu, dolduracak… Hakkımda hepsi iftiraya dayalı 6 soruşturma, 3 inceleme, 3 ay ( hem de tam final sınavları zamanı benim derslerimi almış yüzlerce öğrencinin durumunu hiçe sayarak) okuldan uzaklaştırma, 4 maaştan kesme (1/30 + 1/3 + 1/3 +1/4), (Sonuncusu bu geçtiğimiz Aralık, yılbaşı ayı) cezalarını aldım. Bölüm başkanlığından alınmam için çirkin bir kılıf bulundu. Derslerim elimden alındı, yardımcı doçentlere dağıtıldı… Yürüttüğüm tezler kendi yandaşları bu yardımcı doçentler tarafından kapışıldı… Niçin dersiniz? Bir profesörün elinden derslerini alıp, daha doçent bile olamamış yardımcı doçentlere bonus olarak kim, niçin sunabilir? Herhalde üniversiteyi tanıyan, bilime saygı duyan biri değil. Ne dersleri, ne tezleri öğrenci gelişmesi olarak görmeyip, para olarak gören ve beni bu paralardan mahrum ettiğini düşünerek zil çalıp oynayan bir rektör ve ekibinin gelişmeci planları içinde yapıldı bütün bunlar… Yalnızca bana mı? Her düzeyden çalışana, akademisyene, işçiye, sekretere, herkese… Kadro vermeyerek, doktorası bitenleri okula sokmayarak, kovarak, soruşturma üzerine soruşturma açarak, maaşından keserek, haklarından mahrum ederek, etrafında bu hukuksuzluklara destek verecek ayni kişileri toplayarak… Kim üniversite hiyerarşisini, teamüllerini, hukukunu, huzurunu, yaşamını bu kadar rahat bozup yüzlerce davanın konusu olabilir? Üniversiteyi Cambridge yapacağım diyerek pek çok kişinin oyunu, (haklısınız), aldı. Doğrusu Prof. Akdemir’in yönetiminden sonra hiç de zor olmadı bu…Tıpkı karşısına çıkacak bir başkasının da şimdi oyları silip süpüreceği gibi… Tıpkı sizin üniversite bahçesinde orada, burada yükselen içi boş binaları ve yollarına, orasına, burasına, duvarlarına ve hatta görgüsüzce kütüphanesinin tam beline yazılmış ışıklı yazıları, neon ışıklarını üniversitenin gelişmesi olarak görmeniz gibi… Aslında Kampus artık üniversiteden çok daha farklı bir şeylere benzemeğe başladı ama siz bunları bilemezsiniz doğal olarak… Siz ve arkadaşlarınız üniversitenin gelişmesinden ne anlarsınız sayın Tekin?
 
“Bir gün üniversitede ders verdiniz mi?”
Eğer öğrenci nüfusu 37bin500e çıkan ÇOMÜye küstürülüp giden hocaların yerine sınıfa girecek politik kadronuz varsa buyurun bu gelişmeye bir imza da siz atın… Benim bölümümde bana yapılanları anlamlandırabiliyor musunuz sayın Çanakkale İl Meclis Başkanı? Siz Üniversiteyi ve işleyişini, yasalarını ve politikalarını ne kadar tanıyorsunuz sayın Başkan? Ben size anlatayım çünkü diğer bir çok bölümde de olanlar üç aşağı beş yukarı aynı… Benim bölümümde lisans ve yüksek lisans öğrencileri kariyerinin en üst noktasındaki bir hocadan (benden) alınıp, kendilerini “sizin öğrenciniziz” diye bölüme yerleştirebilmiş genç hocalara veriliyor. Bu gençler şımartılıp yüceltilirken bölüm başkanına (bana) karşı yalan ve iftiralar atmaları, karşıma çıkıp bölümün işlerini yapmayacak şekilde bana kafa tutmaları için cesaretlendiriliyor. Hakkımda soruşturma açtırmak için bunlara çeşit çeşit suçlar kurgulatılıyor. Ya öğrencilerim? Onlara hakkımda yalan ve iftira atmaları için eğitim fakültesi dekanlıklarına çekilip baskı yaptırılıyor… Ceza aldığım soruşturmalara ikişer, üçer; bazen de otuz- kırk soru eklenip tekrar tekrar soruşturma açtırılıyor…
 
“Nerede vicdan, ahlak, din, demokrasi?”
Onları da gelişmeci, demokrat, özgürlükçü rektörünüzün ekibine mi kattınız? Soruşturmacıları ve onların soruşturmaları şaibeli bir ekibin her bölümden artık sayılamaz hale gelmiş kurbanı var. Rektörünüzün yönetimindeki üniversitenin bahsettiğiniz fiziki ve akademik (siz orada haddinizi bilip biraz durunuz lütfen) gelişmesinin altında kalan yüzlerce insanın acıları hala kulaklarınıza ulaşmadı mı? Rektörünüzü (o artık üniversitedeki büyük bir çoğunluğun rektörü değil ne yazık ki!) sizin deyiminizle “haksız ve çirkin pankart ve sloganlar eşliğinde” istifaya çağıranlar, bu gerçekleri sizden daha iyi görüp üniversiteyi politik bir inatlaşmanın kurbanı haline getirmeye gönlü elvermeyen Çanakkaleliler’di. Prof. Hamit Palabıyık’ın hakaretlerini hak etmeyen, bilime inanmış, ve gerçekten özgür ruhlu insanlar… Dediğinizin aksine, hiç de küçük sayılmayacak bir kalabalıkla ve artık boğazımıza kadar bu müthiş gelişme ve atılımlardan boğulmak üzereyken görevimizi hep birlikte yapmaya çalıştık. Üniversitenin kalitesi konusunda bırakın üniversitenin öğretim üyeleri konuşsun ve düşünsün; siz demokrasinin kalitesini koruyun sayın Başkan. Prof. Dr. Sedat Laçiner 19 ay gibi kısa bir zamanda (kendi başıma gelenlere bakarak, tanık olduğum olaylara, elimdeki belgelere bakarak söylüyorum) üniversitede cadı kazanları kaynatmış, iftira ve yalanlar üzerinden yönetmiş, hakkında yüzlerce mahkeme dosyası birikmiş, insanları huzursuz etmiş, korkutarak, inciterek ve öldürerek yönetmeyi başarı saymış bir AK parti rektörüdür.
 
“ÇOMÜ`de ne kütüphane gelişiyor, ne de bilimsel çalışma ilerliyor”
Aksine siz ve arkadaşlarınızın desteği ile bilimsel çalışmaları engelleyecek bir ortam giderek yerleşiyor. Bilimsel çalışma hiçbir siyasal partinin yönlendirmesiyle, baskılarıyla, ideolojisiyle gelişmez. ÇOMÜ nün kısa geçmişi bunu defalarca kanıtlamış... Bu gerçeği görmeyi reddetmek sizi iktidara taşımış bir çok değere arkanızı dönmek değil midir? Ancak Çanakkale halkı üniversitenin geleceği, üniversitenin kente katkısı, üniversitenin gelişmesi ve gelişmesinin engellenmesi konularında bir çok gerçeği hiç kuşkunuz olmasın ki sizlerden çok daha net görebilmektedir. Demokratik protestomuzda bize verilen desteğin anlamı da budur. Saygılarımla…”
Paylaş