Mumcu, 25'nci yılında da unutulmadı

886

 24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde bulunan arabasına yerleştirilen bomba ile katledilen gazeteci yazar Uğur Mumcu, ölümünün 25’inci yıl dönümünde de unutulmadı. CHP Çanakkale Merkez İlçe Başkanlığı çağrıcıları ile bir araya gelen çok sayıda vatandaş öncelikle Esenler’ de bulunan Uğur Mumcu Parkı’nda Mumcu’nun anıtına karanfil koydular. Gerçekleştirilen törenin ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüyen vatandaşlar burada ise Mumcu’nun adına şiirler okuyup, türküler söyleyerek cesur kalem Mumcu’yu ölümünün 25’inci yılında da unutmadılar. Mumcu’yu anma töreni, CHP Çanakkale İl Başkanı İsmet Güneşhan ve Yönetim Kurulu, Merkez ilçe Yönetimi Kurulu, Belediye Başkanvekili Bilge Şimşek, Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Filiz Savaş, Tüm Emekli Sen Şube Başkanı Emin Ergun ve sendika üyeleri ile çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleşti. Törende, CHP Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Egemen Ergun ve Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Filiz Savaş, yaptıkları konuşma ve okudukları şiirler ile izleyenlere duygu dolu anlar yaşattılar. 

 
“Bugün 24 Ocak ve aradan geçen 25 yılda unutulmayanlar”
Konuşmasında Mumcu ile aynı kaderi paylaşan gazetecileri de anan CHP Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Egemen Ergun; “Bugün 24 Ocak ve aradan geçen 25 yılda olduğu gibi soğuk havaya aldırış etmeden sevgili Uğur Mumcuyu ve onun özelinde Ocak ayında hayatını kaybeden diğer dostlarımızı anmak için toplandık. Kısaca hatırlayalım isterseniz, Uğur ağabeyimizle aynı kaderi paylaşan dostlarımızı. Metin Göktepe: İşini yaparken gözaltına alındı ve işkencede hayatını kaybetti. Onat Kutlar, Taksim The Marmara’da patlayan bomba sonucu hayatını kaybetti. Hrant Dink, 2007 de sokakta arkasından vuruldu, vuran kişilere karakolda kahraman muamelesi yapıldı. Muammer Aksoy: Evinin önünde silahlı saldırıya uğradı. Gaffar Okkan: Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü yaptığı zamanlarda kentte çok sevilen ve barış için mücadele eden Okkan, terör örgütleri PKK ve Hizbullah’a verdiği darbeler sonucu hedef alındı” dedi. Ergun ayrıca; “Sevgili Uğur Mumcu. Kendisi de ne diyordu. Çok büyük bir yeraltı zenginliğine sahip bölgede neden halkın çok yoksul olduğu, kralların, sultanların, emirlerin saltanatının hüküm sürdüğü, emperyalizmin silah pazarı cenneti olduğu, Mumcu’nun araştırmaları ile ortaya çıkmıştı. Özellikle ABD’nin yeşil kuşak teorisi ile yola çıkan ve ülkemizi de bu ateşin içine atma amaçlı gelişmeler hala gündemini koruyor” ifadelerine yer verdi. 

“Korkmayın, korktuğunuz zaman Ahmet Şıkı düşünün. Cesaret bulaşıcıdır”
Konuşmasının devamında, ülkenin geldiği noktaya dikkat çeken Ergun; “Dış politikayı iç siyaset malzemesi yapmayı alışkanlık haline getirmiş, dışarıya başka kendi halkına başka konuşan bir iktidar tarafından yönetilmekteyiz. OHAL’in olağan hale getirildiği, parlamentonun değil KHK’ların yönettiği bir ülke durumuna düştük. Yıllarca kol kola yürüdükleri cemaatler tarafından aldatıldıklarını söyleyenler, ülkenin protokollüne başka cemaatleri almakta nedense hiç tereddüt etmiyor.Sevgili dostlar Uğur Mumcu yıllar önce bugünlerimizi işaret etmiş ve canından olmuştu. Her kim ki din sömürüsünü kullanır, bir süre yararlı olur belki ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar demişti. Mevcut iktidarın dini ve milliyetçilik duygularınızı okşamasına izin vermeyin. Korkmayın, korktuğunuz zaman Ahmet Şıkı düşünün. Cesaret bulaşıcıdır” dedi.
 
“Uğur Mumcu, inandığı değerler uğruna katledildi”
Ergun’un konuşmasının ardından Uğur Mumcu’yu devrimci ve halkının savunucusu’ olarak tanımlayan Eğitim Sen Şube Başkanı Savaş; “Cumhuriyetçi, laik, demokrat Türkiye Halkının yılmaz savunucusu, devrimci, emekten yana, sorgulayan ve araştıran bir gazeteci olan Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 günü otomobiline konan bir bombayla, inandığı değerler uğruna katledildi. ‘Ben, Cumhuriyetçiyim’ diyordu Uğur Mumcu, ‘Bütün düşüncelerin örgütlenebildikleri, işçilerin sendikalar ve partiler aracılığı ile sermaye sınıfı kadar söz ve karar sahibi oldukları özerk üniversitenin, özerk kitle iletişim araçlarının özgürce yaşatıldıkları ülkelerde cumhuriyet gerçek ve çağdaş anlamına kavuşur’ diyerek de nasıl bir cumhuriyet sorusunu aydınlatıyordu. Uğur Mumcu laik olduğunu ifade ederken, laikliği de tanımlamak için şu sözleri kullanıyordu ‘Laiklik ilkesi, siyasal ilişkileri dinsel inançlardan ayrı tutmayı gerektiren, çağdaş bir dünya görüşüdür ve bu dünya görüşü Atatürkçülüğün bağımsızlık inancı ile beraber bir ruh ve anlam taşır’. Devamında din ve vicdan özgürlüğünün halkı çağdaş uygarlık düzeyine çıkaracağını ifade etmiştir” dedi.
(Eren Aşnaş)
Paylaş