havadurum

Kene hastalıklarına karşı mücadele!

Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte KKKA tehlikesi artıyor. Kenelerle taşınan bu virüs, halsizlik, ateş ve kanamalara neden olabilir.

1680

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Türkiye'de Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKA) yeniden gündeme geldi. Çanakkale Sağlık İl Müdürlüğü, KKKA hakkında sosyal medya hesaplarından bir bilgilendirme paylaştı.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Zoonotik bir enfeksiyon hastalığı

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır.

Hastalığın tarihsel gelişimi ve adlandırılması

KKKA ilk olarak 12. yüzyılda Tacikistan’da tanımlanmıştır. Hastalık, keneler tarafından insanlara tutunmasını takiben idrarda, tükürükte, rektumda ve abdominal kavitede kan görülmesi ve vücutta yaygın kanamalarla tarif edilmiştir. 1944-45 yıllarında Rusya’nın Kırım bölgesindeki Batı Kırım steplerinde çoğunlukla ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerleri arasında görülmüştür. Hastalığa Kırım Hemorajik Ateşi adı verilmiştir. 1956 yılında Zaire’de de ateşli bir hastadan Kongo virüsü tespit edilmiştir. 1969 ise Kongo virüs ve Kırım hemorajik ateşi virüslerinin aynı virüs olduğu belirlenmiş ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi olarak hastalık yeniden adlandırılmıştır.

Vakalar ilkbahar ve yaz aylarında artıyor

Hastalık ülkemizde ilk olarak 2002 yılında dikkatleri çekmiş ve 2003 yılında kesin tanısı konmuştur. KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görülmektedir. Hastalık ülkemizde bulaştırıcısı kene türünün yaşam alanlarıyla uyumlu bir şekilde görülmektedir. İlk kez Tokat ili ve civarında dikkatleri çeken Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşmaktadır.

Hastalığın etkeni ve bulaşma yolları

Etken Bunyaviridae ailesinden Nairovirus grubundan tek sarmallı RNA virüsü olan Crimean-Congo haemorrhagic fever virüsüdür. Hastalık ülkemizde başlıca hastalık etkenini taşıyan kenenin tutunması veya bununla temas sonucunda bulaşmaktadır. Ülkemizde hastalığın bulaştırıcısı asıl kene türü Hyalomma marginatum’dur. Bunun yanı sıra hastalık viremik dönemdeki hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız temas sonucunda da bulaşabilmektedir. İnkübasyon süresi kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir.Hastalığın tedavisinin esasını destek tedavisi seçenekleri oluşturmaktadır. Bu gün için hastalıktan korunmaya yönelik etkinliği kanıtlanmış bir aşı veya etkene spesifik bir ilaç bulunmamaktadır. Ülkemizde hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir.

Kişisel korunma önlemlerinin alınması

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının kontrolüne yönelik çalışmalar Bakanlığımız tarafından bir program dâhilinde yürütülmektedir. Kişisel korunma önlemlerinin alınması hastalığın kontrolü için ön planda olduğundan Bakanlığımızca vatandaşlarımızın hastalık ve korunma önlemleri konusunda bilgilendirilmesi ve toplumda farkındalık oluşturulması çalışmaları yoğun bir şekilde yürütülmektedir. Ülkemizde KKKA bahar aylarında görülmeye başlamakta olup yaklaşık %4-5 fatalite hızıyla seyretmektedir. Yıllar itibariyle vaka görülme durumlarına bakıldığında artış ve azalış eğilimlerinden bahsedilebilmekte olup en yüksek vaka 2009 yılında 1318 vaka olarak gerçekleşmiştir. Her ne kadar 2017 yılında 343 KKKA vakası tespit edilmiş olsa da ülkemizde hala önemini korumaktadır.

Riskli Alanlara Giderken Giysi Seçimi

Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik gibi kene riski taşıyan alanlara giderken, vücudu tamamen örten giysiler tercih edilmelidir. Pantolon paçaları çorapların içine sokulmalı ve açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.

Vücut Kontrolü

Riskli alanlardan dönüldüğünde, vücutta kene olup olmadığı kontrol edilmelidir. Kene bulunursa, çıplak elle dokunmadan uygun malzeme (bez, poşet, eldiven) ile çıkarılmalıdır.

Erken Müdahale

Kenenin vakit kaybetmeden çıkarılması önemlidir. Kenenin erken çıkarılması, hastalığın bulaşma riskini azaltır.

Hayvanlarla Temastan Kaçınma

Hastalığın hayvanlardan insanlara bulaşabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, hasta hayvanların kanı, vücut sıvıları ve dokularına temas edilmemelidir.

Hasta İle Temas Önlemleri

KKKA hastalarıyla temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini almalıdır. Eldiven, önlük, maske gibi koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır.

Belirtilerin İzlenmesi

Kene ısırığı sonrası belirtiler izlenmeli ve herhangi bir belirti ortaya çıkması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Kene İle Mücadele

Kenelerin öldürülmesi için çıplak el ile temas edilmemelidir. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya veya yağ dökmek gibi yöntemler kullanılmamalıdır. Bu yöntemler kenenin içeriğini kan emdiği kişiye aktarabilir.

KKKA ile mücadelede vatandaşların bilinçlendirilmesi ve kişisel korunma önlemlerinin alınması büyük önem taşımaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın yürüttüğü programlar ve toplumda farkındalık oluşturma çalışmaları KKKA'nın kontrolü için önemli adımlardan birisidir.

(ERHAN TAYLAN)
Paylaş