havadurum

Görevden alınmaya Çanakkale'den tepki: "TTB susmadı, susmayacak"

TTB Merkez Konseyi'nin görevden alınması kararına karşı tabip odalarından yanıt gelmeye devam ediyor. Çanakkale Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada, "Korkmadık, korkmayacağız. Tehdit altında olsak bile hekimlik yapmaya, iyi hekimlik değerlerini savunmaya, bu topluma ve bu topraklara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hekimlik yargılanamaz, TTB susturulamaz" ifadeleri yer aldı.

913

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle açılan davada 31. Asliye Hukuk Mahkemesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin görevden alınmasına karar verdi.

Çanakkale Tabip Odası üyeleri, geçtiğimiz gün Çanakkale Belediyesi Belediye Çalışanları Eğitim, Sosyal Tesis ve Sendika Binası Ercan Adsız Salonu'nda bir araya gelerek, bir basın açıklaması okudu. Açıklamaya, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler destek verdi.

Konuya ilişkin açıklamayı seslendiren Çanakkale Tabip Odası Başkanı Ayşe Güneş “Siyasi iktidarın meslek örgütlerine yönelik tek tipleştirme ve kendi görüşlerine göre uyarlama emellerinin bir tezahürü olan bu kararın hukukun ötesinde bir sürecin sonucu olduğuna inanıyoruz. Bu karara gerekçe olarak merkez konseyin faaliyetlerinde kanunla belirlenmiş sınırların ötesine geçmiş olduğu, güya amaç dışı faaliyet yürüttüğü iddiası esas alınmıştır. Amaç dışı faaliyetle ne kastediliyor? Mevcut sağlık politikalarının, sağlığı reklamlarla pazarlanan tabela adı kamu olan özel şirketlerin alıp sattığı bir hizmet yapma amacının tabi ki dışındayız. Sağlığı hükümdarlara, zenginlere, daha çok para verenin daha güzeline iyisine ulaştığı bir zümre ayrıcalığı olarak satma çabasına, başta hekimler olmak üzere sağlık emekçilerinin özlük haklarını kısıtlayarak kâr ettirmesi gereken fabrika işçisi mantığına karşı faaliyet yürütürüz. Örtbas edilen, gizlenen gerçekleri de topluma anlatırız Pandemide halka her gün yalan söylendiğinin ortaya çıkarılması gibi.” ifadelerini kullandı.

"Hekimleri ezdirmeyeceğiz"

Mevcut sorunların altını çizen Güneş, “Randevu sorunu çığ gibi büyürken, halk devlet hastanelerinde 5 dakikaya sınırlı bir hizmet için günlerce telefon kuyruğu beklerken, hekimler ülkeden şiddet ve kötü çalışma koşulları nedeniyle göç ederken, depremde ortaya çıkan koordinasyonsuzluk ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin en gerekli olduğu zamanlarda tamamen devre dışı kaldığı, suların klorlanması, bebek aşılaması dâhil en temel hizmetlerin dahi sunulamadığı bu sisteme karşıyız. Halkımızı, hekimlerimizi, sağlık emekçilerini, geleceğin hekim adayı olan tıp fakültesi öğrencilerini, bir ömrü fedakâr bir mesleğe ve insan yaşamına adayan emekli hekimleri size ezdirmeyeceğiz. Biz TTB olarak eşit, nitelikli bilimsel ücretsiz, dil, din, etnik ayrımcılık olmadan insanın insan doğmaktan gelen hakları doğrultusunda hizmet üretilmesi, bu hizmeti üretenlerin haklarını, niteliklerini savunmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

TTB'nin kapsamı ve tanımı

Tabiplerin mesleki haklarını korumak için odanın var olduğunu ifade eden Güneş şunları kaydetti: “TTB’nin yönetim organı olan TTB Merkez Konseyi, ülkemizdeki 103 bin hekim üyeyi temsil eden ve 65 tabip odasının seçilmiş delegelerinin iradesi ile yapılan bir oylama sonucunda yani seçim ile göreve gelmektedir. TTB’nin görev kapsamı, kuruluş kanunu olan 6023 sayılı yasa ile tanımlanmıştır:

a) Halk sağlığına ve hastalara fedakârlık ve feragatle hizmeti ideal bilen meslek geleneklerini muhafaza ve geliştirmeye çalışmak,

b) Azalarının maddi ve manevi hak ve menfaatlerini korumak ve bunları halkın ve Devletin menfaati ile en iyi bir şekilde denkleştirmeye çalışmak,

c) Halkın sağlığını korumaya, azalarını muayyen refah seviyesine ulaştıracak gerekli iş sahaları bulmaya, İş Kanunu ile sosyal kanunların ve ilgili diğer mevzuat hükümlerinin tatbikatında meslek ve meslektaşların hak ve menfaatlerini korumaya ve her türlü iş tevziinin adilane bir surette düzenlenmesine çalışmak,

d) Halk sağlığı ve tıp meslekleri ile ilgili meseleler için resmi makamlarla karşılıklı iş birliği yapmak,

e) Halk sağlığını ve tıp mesleğini ilgilendiren işlerde resmi makamlardan yardım sağlamak. “

21 senelik mücadele

TTB’nin 21 senedir mücadele verdiğini söyleyen Güneş, “Hastaları müşteri, sağlık kuruluşlarını ticarethane haline getirme zihniyetiyle uygulanan, hekimler ve sağlık çalışanlarını birer bant işçisi gibi çalışmaya zorlayan Sağlıkta Dönüşüm programına boyun eğmedik. TTB olarak biz, uygulanan ekonomik politikalarla ailelerin açlık sınırı altında yaşatılmasına; açlığın ve yoksulluğun yarattığı hastalıklara, çocuklarının bedensel ve ruhsal olarak gelişim geriliğine mahkûm edilmesine; üniversite öğrencilerinin, büyük kentlerin ortasında barınaksız, aç, susuz bırakılmalarına duyarsız olmadık. TTB olarak biz, hesapsız, orantısız açılan tabela tıp fakülteleri ile tıp eğitimindeki inanılmaz çöküşe, tıpta uzmanlık eğitimindeki kalitesizleştirmeye karşı susmadık.” dedi.

"TTB susturulamaz"

Hekimler olarak sadece görevlerini yaptıklarını ve örgütsel bütünlüklerine yapılan müdahaleyi kabul etmediklerini belirten Güneş, “Bu kararın siyasi iktidar ve ortaklarının, gösterdiği hedef doğrultusunda alındığına inanıyoruz. Demokrasinin gereği olarak, TTB’nin seçilmiş organlarıyla ilgili kararı, yine seçimler sonucunda hekimler verecektir. Sağlıkta dönüşüm adı altında sürdürülmekte olan sağlığın ticarileşmesi sürecinin büyük oranda amacına ulaştığı ve endüstrileşme yoluna girdiği, hekimlerin performansına göre değerlendirildiği; hastanın sistemin parasal kaynağı olarak görüldüğü, endüstrinin kurallarına uyan hastanelerin ayakta kalıp diğerlerinin yok edildiği ve hatta Sağlık Bakanlığı’nın görev ve yetkilerinin bile sadece bir denetleyici mekanizmaya dönüşmesinin gündemde olduğu bu yeni sağlık ortamında, sağlığın temel insan hakkı olması gerektiği konusunda taviz vermeyen, küresel neoliberal dalgadan beslenen siyasi erkin ayağına dolaşan, muhalif kimliğe sahip bir TTB istenmemektedir. Esas amacın, siyasi iktidara bağlı, iktidarın tüm söylem ve eylemini alkışlayan, üyelerinin ve toplumun yararını umursamadan gücün yanında yer alan, akıl ve bilimin yanında olmayı değil de otoriter iktidardan aldığı emirle yol almayı seçen, nitelikten yoksun politik skandallardan geçilmeyen rant projelerini onaylamayı kendine görev sayan, mesleki ahlak ve evrensel etik ilkelerden yoksun sözde meslek birlikleri şeklinde yandaş bürolar kurmak olduğu açıktır. Fakat bizler mesleğe başlarken bir ant içtik: Tıbbi bilgilerimizi hastaların yararına ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağımıza, tehdit ediliyor olsak bile tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağımıza, özgürce ve onurumuz üzerine ant içtik. Susmadık, susmayacağız… Korkmadık, korkmayacağız. Tehdit altında olsak bile hekimlik yapmaya, iyi hekimlik değerlerini savunmaya, bu topluma ve bu topraklara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hekimlik yargılanamaz, TTB susturulamaz” şeklinde konuştu.

(Sevi Gözay Uğurlu/ Damla Yeltekin)

Paylaş