6 ve 9 yaşlarında öz babalarının istismarına maruz kalan iki kardeşin istinaf sonrası Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen davalarında karar bugün açıklandı. Eşiyle boşanma aşamasındaki sanık Ç.U., biri 6 biri 9 yaşında iki çocuğuna, geçici velayeti aldığı süreçte istismarda bulundu.
Çocuklarının söylemleri üzerine durumu anlayan annenin 2016 yılında yargıya başvurması üzerine sanığın, öz çocuklarına yönelik zincirleme suretle istismar suçundan açılan kamu davasının görülen yargılaması neticesinde 2020’de çocuklardan biri yönünden 27 diğeri yönünden 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Davada 2023 yılında istinaf başvurusuna gidilirken başvuru yerinde bulunuyor yapılan son duruşmada savcılık mütaalası beraat yönünde olsa da bugün görülen karar duruşmasında bir karar açıklandı. Kararda Ç.U., çocuklardan biri yönünden 18 yıl 9 ay diğeri yönünden 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Çanakkale 1.Ağır Ceza mahkemesinde görülen duruşmanın ardından UCİM Çanakkale İl Sorumlusu Pınar Gönenç açıklamalarda bulundu. Gönenç açıklamasında “Bazen ailelerinden de korunması gereken bu çocukları öncelikle devlet ve toplum korumalıdır. Bu nedenle bu davaların takibinde rol alıyoruz. Zaman zaman davalara katılım taleplerimiz kabul edilmiyor. Oysaki bu çocuklar hepimizin; korunabilmeleri ve davalarında daha güçlü ilerleyebilmeleri için çaba sarf ediyoruz. Bu durumun yasa ile açıkça düzenlenmesini umuyoruz” sözlerine yer verdi.
Bugün alınan kararın emsal teşkil etmesini umduklarını söyleyen Gönenç “Bugün yüzümüzü güldüren bir karar ile çıktık mahkeme salonundan. Bu anlamda bu dosyaların tüm benzer davalar için umut olmasını ve çocukların sesini duyurarak emsal teşkil etmesini umuyoruz” ifadelerini kullandı.
Cinsel istismar; Ulusal Çocuk İstismarı ve İhmali Merkezinin (The National Center on Child Abuse NCCAN) tanımına göre; “Cinsel İstismar; bir yetişkinin çocukla ilişki kurarak cinsel uyarı için çocuğu kullanmasıdır.” Cinsel istismarda bulunan kişilerin çoğu çocuğun ailesi tarafından bilinen kişilerdir. Temelde bunun oluşturduğu en büyük sorun bu olayların açığa çıkarılmaması ve bildirilmemesidir. Bildirilmeme olaylarının çoğunun çocuğu cinsel olarak istismar eden kişinin tehdit etmesinden veya birçok olguda bunu yapan kişinin aileden biri olmasından kaynaklanır. Cinsel istismarda fiziksel kanıtların yokluğu, davranış bulgularını önemli hale getirir. Yatağını ıslatma, parmak emme, aniden çocuğun her şeyden korkması, evden kaçma, ilaç ya da alkol kullanımı kişilikte önemli ölçüde değişiklik olması (depresyon, öfke, düşmanlık, agresyon), okul başarısında değişiklik, intihar düşünceleri ya da girişimleri, somatik şikayetler (baş ağrısı, abdominal ağrı, yeme bozuklukları), uyku bozuklukları, cinsel içerikli uyarıcı resimler çizme, yaşa uygun olmayan cinsel oyunlar, alışılmışın dışında cinsel davranışlar, arkadaşlarından uzaklaşma gibi davranışlar bu çocuklarda sık görülür. İstismar ve ihmal çoğunlukla ana-babanın yaşam stresi ile ilgilidir. Ailedeki ekonomik ve sosyal stresler, çocuğun istismarına zemin hazırlayabilir.
(ESRA GÜLLER)