AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider ve beraberindeki parti il teşkilatı, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle basın mensupları ile bir araya geldi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle düzenlenen kahvaltılı basın toplantısına; AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas, Çanakkale İl Genel Meclis Başkanı Nejat Önder ve Çanakkale’de aktif olarak faaliyet gösteren basın mensupları katılım sağladı.
Basın emekçilerinin gününü kutlayarak sözlerine başlayan AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas, özel günlerin farkındalık ile günün anlam ve önemini idrak etmek için önemli olduğunu kaydetti. Bugün beraberlik vesilesiyle bir araya gelindiğini vurgulayan Makas, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Basın mensupları olarak kıymetli bir görev icra ediyorsunuz. Bizler de sizlerin görev yaptığı alanlarda siyasi partilerin, sivil toplumun temsilcileri olarak sizlere eşlik ediyoruz. Sizlerin gerçeği aramak ve toplumu buluşturmak anlamında verdiğiniz emeklerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Çünkü kendini gerçeğe adamış ve bu anlamda her türlü fedakârlığı yapan sizlerin emekleri asla yadsınamaz. Gazetecilik mesleğini icra ederken bunu sadece bir meslek gereği yapmadığınızı çok iyi biliyoruz, toplumu gerçek zamana doğru ve temiz bilgi ile bilgilendirmenin bir sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Sizlerin de bu anlamda kentimizin gelişimine, toplumun demokratik yapısına, siyasi anlayışı gibi birçok şeye etki ettiğini biliyoruz. Toplum aslında sizler ile şekilleniyor. Geçtiğimiz zamanlarda sizlerle beraber aynı hassasiyet gösterip, alnının terini akıtan fakat şu anda aramızda bulunmaya tüm basın mensubu büyüklerimize de Allah’tan rahmet diliyoruz.”
Gazetecilik faaliyetlerinin demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu kaydeden Gider ise, bu görevin dördüncü kuvvet olarak anılmayı hak ettiğini dile getirdi. Basın emekçilerinin gününü kutlayan ve hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Gider konuşmasına şu ifadeleri kaydetti: “Hakkıyla yapıldığı takdirde de hiçbir görevle kıyaslanamayacak kadar önemli bir iş. Çünkü gazeteci kalemiyle toplumu ve olayları anlatıyor. Gerektiğinde de tepkisini gösteriyor. Zaten yapısı itibariyle, ruhu itibariyle de muhalif bir iş. Çünkü her zaman bir insana iyi yaptın denmez. Bu teşekkür arada bir yapılır ama asıl olan eksik yaptığını yanlış yaptığını, fazla yaptığını göstermektir. Bu da bir cesaret işidir. Cesaretin ötesinde ‘ben varım’ diyebilen adamların seçtiği meslektir, gazetecilik. Ben toplum için bir şeyler söylemek istiyorum diyen insanların işidir ve biliyorum ki burada sarf ettikleri emeği, performansı, herhangi bir sektörde sarf etselerdi çok daha fazla kazanç elde ederlerdi. Onun için gazetecilik sıradan evini geçindirmek için hayatını idame etmek için yapılan bir iş olmadığını ben çok yakinen biliyorum. Ve bu anlamda da hepinizi tebrik ediyorum. Memleket adına da teşekkür ediyorum."
"Meslek bu kadar önemli ve kutsal olunca muhakkak ki istenmeyen adamlar da bu mesleğin içine sızıyorlar." diyen Gider sözlerine şu şekilde devam etti: "Bunun çok kitabi tarih bilgisine girmeden kendi dönemimde kendi yaşadığım dönemde ki kumpas davalarını biliyorum. Kumpas olaylarını biliyorum. 28 Şubat'ta gazeteciler eliyle normalde olmayan nelerin yapıldığını biliyorum. FETÖ faaliyetlerinde sözüm ona gazeteci olanları nasıl kullandıklarını biliyoruz. Bu bir hayata bakış meselesidir. Biz zaman zaman FETÖ dediğimiz zaman ya bu FETÖ bitmeyecek mi diyorlar. FETÖ'den kastımız sadece o oluşum değil. O oluşumun memlekette bıraktığı ruh hali ve yöntem çeşidi. Şimdi de zaman zaman olmayan haberleri üretmek için buna haber denmez tabii. Kumpas kuranları görüyoruz. Bunlara acımanın ötesinde cezalandırılması gerektiği de gayet doğaldır. Ben çalışan da Gazeteciler Günü'nde gazeteciler faaliyetleri dışında ceza alanları bu kutsal görevin adını kullanarak duygu sömürüsü yapmalarını da şiddetle kınıyorum. Çünkü genel kuraldır. Siz benden çok daha iyi biliyorsunuz. Haber doğru, yorum gürdür. Beni herkes eleştirebilir. Ama yapmadığın bir şeyi yaptın diye yaptığın bir şeyi de yapmadı diye yazma özgürlüğü, söyleme özgürlüğü hiç kimsenin yoktur. Hele hele sosyal medya çağında telefonun ucunda tek bir hesapla paylaşım yapıldığı dönemde Allah sizlere kolaylık versin. Sizin mesleğiniz adına verdiğiniz mücadele çok daha kıymetli, çok daha anlamlı, çok daha zor hale geldi.”
Gazeteciliğin sadece bir iş olmadığının altını çizen Gider, önemli bir kamu görevi icra edildiğini söyleyerek, yıpranma payının kıymetine değindi. Gider, “Yıpranma payının tekrar verilmesinin kıymetli olduğunu biliyorum. Basın Kartının kimlik olarak tanınma özelliği çok kıymetlidir. Çünkü mesleğe verilen önemi gösterir. İnşallah Sayın Meclis Başkanımızın da ifade ettiği gibi yeşil pasaportla ilgili de bu dönemde çalışmalar yapmak bize nasip olur. Bunun da buradan haberini vermiş olalım.” dedi.
TBMM'de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Bisiklet Etkinliğinde konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş gazetecilere yeşil pasaport verilmesine yönelik kanun teklifini desteklediğini söylemiş ve "Gayet şık, doğal bir davranış olur. 15 sene ya da 10 sene gibi bir süre bu mesleğe emek vermiş arkadaşlarımızın yeşil pasaport almalarının önünü açmak lazım" sözleriyle eklemede bulunmuştu.
(SEVİ GÖZAY UĞURLU)
