Geçtiğimiz cuma günü Cuma Pazarının fiziksel koşulları ve Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek'in seçim vaatleri ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan AK Parti Çanakkale Merkez İlçe Başkanı Recep Ragıp Barış'a yanıt, mevkidaşı CHP Çanakkale Merkez İlçe Başkanı İbrahim Can Ergun'dan geldi.
AK Partili Barış gibi bir video yayımlayan Ergun, şunları söyledi:
"Sevgili Çanakkaleliler, AKP İlçe Başkanı dün Cuma Pazarı üzerinden belediyemizi hedef alan açıklamalarda bulundu.
Öncelikle belirtelim: Cuma Pazarımız bu dönemde, modern altyapısıyla, günün koşullarına uygun şekilde yapılacaktır. Ama hatırlatmak isteriz ki mesele sadece pazarın çatısı değildir. Mesele, o pazarda halkın sırtına çöken pahalılıktır, yoksulluktur.
Emeklinin, işçinin,memurun alım gücü bitmiş durumda. Çiftçinin alın teri karşılığını bulamıyor ama Çalışma Bakanı çıkıp diyor ki: “25 yıl prim ödüyorlar, 30 yıl maaş alıyorlar.”
Oysa bu ülkenin emeklisi, ömrünü çalışarak, üreterek, bu ülkeyi ayakta tutarak geçirdi. Bugün o emekli, maaşıyla temel gıdasını bile almakta zorlanıyor. Poşetini kredi kartıyla doldurmak zorunda kalıyor. Sayın Bakan bilsin ki, emekli maaşı bir lütuf değil, ömür boyu ödenmiş emeğin bedelidir. Ve halkımız artık sadaka değil, gelirde adalet istiyor.
Cuma Pazarında artık nakit değil, kredi kartı konuşuluyor. Vatandaşın elinde poşet değil, banka slipi birikiyor. Bankalar halkın tepesine binmiş, kredi kartı limitleri halkın yaşam sınırını belirler hale gelmiştir.
Bir anne düşünün. Evladını pazara götürmüyor çünkü isteyip de alamayacağı bir şeyi görmesin istiyor. Ya da tezgâhın başında “bunlardan sadece birini alabiliriz” demek zorunda kalıyor. Hatta pazar saati bittikten sonra pazar yerine gelip çer çöp kalmış meyve ve sebzeyi toplayıp evine götürmek zorunda kalan insanlar var. İşte bizim derdimiz bu.
Bizim anlayışımız, pazara herkesin girebildiği, fiyatlardan korkmadan alışveriş yapılabildiği bir düzen kurmaktır.
Çanakkale Belediyesi bugün 700'ün üstünde haneye sıcak yemek, 800'ün üstünde yurttaşımıza Halk Kart desteği veriyor.
Kent Lokantası’nda sadece bir ayda 25 binden fazla tabldot yemek servis ediliyor. Ama bunlar aslında övünülecek rakamlar değil. İktidarın halkı sürüklediği yoksulluğun acı tablosudur. Buna rağmen belediyemiz her desteği insan onuruna yakışır şekilde, kimseyi rencide etmeden, gizlilikle, saygıyla yapıyor.
İktidar ise yerel yönetimleri cezalandırmakla meşgul. İller Bankası paylarını kesiyorlar. Şimdi de 50 yıl önce yapılan barajın maliyetini belediyemizin sırtına yüklüyorlar.
Sulama ve taşkın önleme amacıyla yapılan, halkın ortak malı olan bir barajın bedelini bugün hiçbir adil hesaplamaya dayanmadan belediyemize fatura ediyorlar. Bu maliyet doğrudan halkımızın cebinden çıkıyor.
Önce yerel yönetimlerin elini kolunu bağlayan bu vesayet anlayışına son versinler. Sonra çıkıp pazarın çatısından söz etsinler. Yani sorun çatıda değil, ülkenin üzerine çöken adaletsizlikte.
Bugün bu ülkeyi yönetenler, başarısızlıklarını örtmek için en kolay yolu seçiyorlar. Kendisine muhalif olanı hain, terörist ya da casus ilan ediyorlar. Gerçeği söyleyeni hedef gösteriyor, eleştireni susturuyorlar. Vatandaşın haberdar olma hakkını bile gasp ediyorlar. Ama artık halk bu oyunu görüyor.
Türkiye hem ekonomik hem manevi bir çöküşün içindeyse, Bunun nedeni Halk değil bu düzeni sürdüren iktidardır.
Biz Cumhuriyet Halk partisi olarak bu tabloyu değiştirmeye kararlıyız. Bu ülkeye yeniden adaleti, eşitliği, liyakati getireceğiz. Vatandaşın emeğinin değer gördüğü, hukukun gerçekten işlediği, kimsenin kimliğinden veya düşüncesinden ötürü ötekileştirilmediği bir Türkiye kuracağız.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hizmeti partilere göre değil, ihtiyaca göre yaparız.
Türkiye Belediyeler Birliği CHP’nin yönetimine geçtiğinde artık hizmetler siyasi kimliğe göre değil, halkın ihtiyacına göre yapılmaya başladı.
Türkiye belediyeler Birliği tarafından siyasi görüşüne bakılmaksızın afet riski olan bölgelerin yerel yönetimlerine iş makinesi hibeleri verildi. İşte bu adaletin ta kendisidir. İşte bu, devlet olmanın onurudur.
Bizler hizmet yaparken kimsenin görüşüne göre değil herkesin ihtiyacına göre yaparız. Bu bahsettiklerim de bunun kanıtı.
O yüzden AKP İlçe Başkanı hiç merak etmesin. Biz Cuma Pazarını da yapacağız, halkın yüzünü de güldüreceğiz. Biz halktan kendini soyutlamış, şahsi itibardan, şatafattan ve saraylardan gerçekleri göremeyecek bir iktidar değil. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da halkın ta kendisi olacağız.
Bizim iktidarımızda kimse pazardan eli boş dönmeyecek. Kimse kredi kartı limitine mahkum yaşamayacak. Emekli, işçi, çiftçi yeniden emeğinin karşılığını alacak. Vatandaşın yüzü gülecek. Katılımcı bir anlayışla tüm mağduriyetlerin giderilmesi sağlanacaktır.
Çünkü biz halkın partisi, çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz.
Ve biz bu ülkeyi çatıyla değil adaletle, betonla değil insan onuruyla, korkuyla değil umutla, insanca yaşamla, hakla, hukukla örmeye geliyoruz."
(HABER MERKEZİ)