İzmir’in iki farklı köşesinde, zamanın ve taşın içinden sessizce geçen zarif adımlar var: Alaçatı sokaklarında gölgeleri takip eden, Efes’in sütunları arasında geçmişi dinleyen kediler…
Renkli panjurlu evlerin önünde, bazen bir kafede sandalye sahibi olmuş gibi otururlar; bazen de eski bir duvarın gölgesinde güneşi selamlarlar.