Ak Parti’nin TBMM gündemine getirdiği 6326 sayılı Turist Rehberliği Mesleki Kanunu’na ilişkin değişiklik teklifi, Turist Rehberleri mesleğini icra eden kişilerin tepkileri ile karşı karşıya kaldı. Bu yasa teklifine göre özellikle; yabancı dil şartının kaldırılması, tur otobüslerinde rehber bulundurma zorunluluğunun sona erdirilmesi gibi maddeler ise en can alıcı maddeler arasında yerini aldı. Yabancı dil zorunluluğunun, mesleği vasıfsız bir duruma getireceğini dile getiren Turist Rehberleri, teklifin geri çekilmemesi durumunda birçok problemin de beraberinde geleceğini vurguluyor. Çanakkale OLAY Gazetesi’ne konuya ilişkin özel açıklamalarda bulunan Turist Rehberi Doğukan Ceylan; “Tur otobüslerinde rehber bulundurma zorunluluğu kaldırıldığında, bugün Avusturalya’dan, Yeni Zelanda’dan gelen, 1914-1916 yılları arasında Çanakkale’de savaşmış Anzakların torunları, buraya gelip Gelibolu Tarihi Yarımadası’nı anlatacaklar çünkü araçlarında herhangi bir Türk rehber bulunmayacak. Çanakkale Savaşları’nı Avusturalyalılar, Yeni Zelandalılar ya da diğer etnik kimler nasıl anlatacaklar” şeklinde konuştu.
Ülkenin gündemini oldukça sarsan konulardan biri haline gelen 6326 sayılı Turist Rehberliği Mesleki Kanunu’na ilişkin yasa teklifi, turist rehberlerinin ayaklanmasına neden oldu. Bu yasanın onaylanmasının ardından meydana gelecek olan durumlara dikkat çeken Turist Rehberi Doğukan Ceylan; “6326 sayılı Turist Rehberliği Mesleki Kanunu’nda, şu anda tur otobüslerinde rehber bulundurma zorunluluğu bulunmakta ama geçirilmeye çalışılan yasa, mecliste de onaylanır ve geçerse, artık tur otobüslerinde rehber bulundurma zorunluluğu ortadan kalkacak. Bu durum da neleri meydana getirecek? Tur otobüslerinde rehber bulundurma zorunluluğu kaldırıldığında, bugün Avusturalya’dan, Yeni Zelanda’dan gelen, 1914-1916 yılları arasında Çanakkale’de savaşmış Anzakların torunları, buraya gelip Gelibolu Tarihi Yarımadası’nı anlatacaklar çünkü araçlarında herhangi bir Türk rehber bulunmayacak. Yunanistan’dan gelen tur kafilelerinin başında tur sorumlusu adı altında gelecek olan bir tur lideri, Gökçeada’ya kafile ile birlikte geçip, mübadeleden bahsedecek, bu kişiler Gökçeada’nın ya da Bozcaada’nın mübadelesinden bahsederken konuyu nasıl ele alacaklar? 1914-1916 yılları arasında Gelibolu Tarihi Yarımadası’nda gerçekleşmiş olan Çanakkale Savaşları’nı Avusturalyalılar, Yeni Zelandalılar ya da diğer etnik kimler nasıl anlatacaklar, bunlar da bir muamma. Tur otobüslerinden turist rehberleri indirildiği zaman, tur sorumlusu adı altında otobüse binecek olan alanında uzmanlaşmamış kişiler, farklı dini, kültürel ve etnik konular hakkında yorumlar yapacak ve bu turlara gelecek olan her türden etnik insanın, birbiri ile çatışmasına yol açacak. Bu süreç bir kutuplaşmaya ön ayak olabilir” ifadelerini kullandı.
Yabancı dil şartının kaldırılmasının nasıl yaptırımlara yol açacağından bahseden Ceylan; “İngilizce şartını ortadan kaldırıp, mevcut İngilizce ya da diğer yabancı dillerden kokartını almış ise bu rehberlerin beş yılda bir tekrardan mevcut kokartında yazılı olan yabancı dilin sınavına girmesi gerektiği diye bir ibare bulunmakta, turist rehberleri olarak sahada mesleki İngilizce kullanmaktayız ancak YDS ya da ÖSYM’nin hazırlayacağı sınavlarda akademik sorular sorulacak bu mesleğe sahip olan kişilere ve belki de her gün sahada İngilizce turist rehberliği yapan bir turist rehberi, bu sınava girdiği zaman akademik bir sınav olduğu için kalacak ve kokartı Türkçe rehbere dönecek, yıllardır yapmış olduğu İngilizce turist rehberliği ya da diğer yabancı dillerden yapmış olduğu rehberliği beş sene boyunca yapamayacak” diye konuştu.
Ülkede Türkçe Turist Rehberlerinin az olduğu noktasına açıklık getiren Ceylan; “Türkçe rehberlerin az olduğundan bahsediliyor, Türkçe rehberlerin bulunmadığı dile getiriliyor ama yaklaşık 14 bine yakın turist rehberi olarak, her birimizin birer yabancı dili var, bunun yanı sıra hepimiz Türkçe rehberliği de yapmaktayız. Gelibolu’ya gelen yerli misafirlere, burayı Türkçe anlatıyoruz ya da diğer birçok bölgenin tamamını, yerli kafile olduğu zaman zaten Türkçe bir şekilde anlatıyoruz. Türkçe Rehberlik gibi bir kavramın gelmesi gerektiğini düşünmüyoruz” sözlerini kullandı.
Arkeoloji ve Sanat Tarihi alanlarından mezun olan kişilerin 100 saatlik bir eğitimin ardından turist rehberi olacağı maddesine dair detaylar veren Ceylan; “Getirilmeye çalışılan kanunlardan bir diğeri ise arkeoloji ve sanat tarihi mezunlarının, yüz saatlik bir eğitime katıldıktan sonra turist rehberi olabileceklerine dair bir düzenleme. O zaman bizler, diğer yabancı dile sahip olan turist rehberleri olarak bizler de yüz saatlik bir eğitim aldıktan sonra arkeolog ya da sanat tarihi uzmanları olmak istiyoruz. Bizler, bakıldığı zaman altyapı olarak sanat tarihi olsun, arkeoloji olsun, bu konularda bilgi, birikim ve donanıma sahibiz. Biz arkeoloğun ya da bir sanat tarihi uzmanının, rehberlik yapabilme yeteneğinden çok biz onlardan daha iyi sanat tarihi uzmanı ya da arkeolog olabiliriz, eğer onlar yüz saatlik bir eğitim ile rehber olabiliyorlarsa bizler de sanat tarihi uzmanı ya da arkeolog olalım istiyoruz” şeklinde konuştu.
Eğer yasa onaylanırsa mesleğin de vasıfsız bir hal alacağını vurgulayan Ceylan; “Bizim taleplerimiz şunlar; şu anda çıkarılmaya çalışılan yasada, rehberlik bölümü mezunu öğrencilerden İngilizce dili şartı aranmaksızın turist rehberi olabileceklerine dair bir yasa tasarısı bulunmakta. Bizler şunu savunuyoruz; bizler zaten 14 bine yakın turist rehberi olarak ana dilimizde misafirlerimizle görüşüyoruz, turlarımızı gerçekleştiriyoruz. Tekrardan Türkçe kokartlı turist rehberine gerek duyulmadığını ifade ediyoruz. Turist kavramına baktığımız zaman, bir turist rehberinin ya da turizm sektöründe çalışan bir bireyin, kesinlikle en azından bir yabancı dile sahip olması gerektiğini düşünüyoruz çünkü bugün sadece Türkiye’de rehberlik kavramı yok, Dünya’nın her yerinde rehberlik kavramı var ve biz Türkiye’de çalışan turist rehberleri olarak Balkanlara da, Avrupa ülkelerine de gidiyoruz. ‘Yabancı dil bilmeyen bir turist rehberi olamaz’ düşüncesini savunuyoruz. Eğer ‘Türkçe Turist Rehberliği’ kavramı gelirse, turist rehberliğinin vasıfsız olacağını ve turizmdeki kalitenin düşeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sadece müze ve ören yerlerinde turist rehberlerinin bulunması noktasına değinen Ceylan; “Aynı zamanda tur otobüslerinde, rehber bulundurma zorunluluğunun kalkması ile birlikte kültür turlarına ya da günübirlik turlara katılım sağlayacak olan misafirlere, gidecek oldukları bölge hakkında eksik bilgilere ya da tur sorumlusu adı altında başlarına gelecek olan kişinin, yanlış bilgiler aktarabileceğini düşünüyoruz. Şu anda çıkarılmaya çalışılan yasa ile birlikte ‘sadece müze ve ören yerlerinde turist rehberi bulundurma zorunluluğu olacak’ gibi bir kavram var, bizler ülkemizin tarihini, doğal güzelliklerini, zenginliklerini; müze ve ören yerlerinde değil, otobüse bindiğimiz andan itibaren geçtiğimiz her yolda, geçmiş olduğumuz her tabelada anlatıyoruz. Sadece müze ve ören yerlerinde turist rehberleri bulundurma zorunluluğu olursa, bu turlara katılacak olan yerli ya da yabancı misafirlerimiz, yanlış bilgilere sahip olabilir çünkü başlarında bu konuda profesyonelleşmiş bir rehber bulunmayacak, öte yandan yol üzerinde giderlerken sadece müze ve ören yerlerinde bilgi edinebilecekleri için ülkenin geri kalan doğal güzellikleri ve kültürel zenginleri hakkında bilgileri olmayacak, bu da turistlerin ilgi odaklarının, tek noktaya çekileceğini ve ülkenin diğer bölgelerindeki, belki yol üstündeki bir köyün, belki bir kasabanın aslında bir turizm potansiyeli varken bundan bahsedilmediği için buranın turizm potansiyelinin ölmesine ve o köyün yok olmasına sebep olacak. Bizler sadece ören yerlerinde ya da müzelerde bilgi vermek istemiyoruz, bizler tur otobüslerine bindiğimiz andan itibaren bugün de olduğu gibi geçmiş olduğumuz her tabelada, her köyde, her doğal güzellikte misafirlerimizi bilgilendirmek, aydınlatmak ve onların hafızalarında bir iz bırakmak istiyoruz” dedi.
(HABER MERKEZİ)