Emekli askeri personel bugün Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla 2024 yılı Kara Harp Okulu mezuniyetinde diploma törenin ardından slogan eşliğinde kılıç çatan teğmenlere destek verdiler.
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşının okunmasıyla başlayan programda ilk olarak söz alan Emekli Yarbay Ömer Yıldız, “Emekli askerler; subay, astsubay, askeri personeller olarak bugün burada Mustafa Kemal Atatürk’ün askeriyiz diye haykıran 2024 yılı Harbiye mezunu teğmenlerimizin sahipsiz olmadığını, bizim de onlarla aynı düşüncede olduğumuzu göstermek için toplandık.
Ömrümüzü, mesleğimizi tamamlayıp emekli olduk. Her ne kadar emekli olsak da bizim ruhumuzdaki Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olma özelliği asla ama asla kaybolmadı. Yüce Atatürk’ün dediği gibi her ne kadar harp okullarından mezun olsak da bir subay esas eğitimini kıtadır. Bizlerde mezun olduğumuzda ant içerek subay olmanın onurunu yaşadık.” dedi.
Yıldız’ın ardından söz alan Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Çanakkale Şubesi Başkanı Emekli Piyade Kıdemli Albay Eminettin Ergin ise yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“30 Ağustos 2024 tarihinde, Kara Harp Okulu’nda yapılan diploma töreninden sonra, devlet erkânının tören alanını terk etmesini müteakip, mezun olan teğmenler kendi aralarında bir seremoni yapmışlar, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı atarak; kılıçlarını çatmışlardır.
Öncelikle belirtmeliyim ki; bu görüntüyü Mustafa Kemal’in askerleri olarak gururla izledik.
Teğmenlerin 20 yıldan beri diploma törenlerinde ettikleri yemin metnine bakalım:
“Ant içeriz ki; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller, karşısında bizleri bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız! Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacak ve şerefimizle öleceğiz! Ne mutlu Türküm diyene!”
Orduya yeni katılan genç subayların, anayasaya ve kurucu liderlerine bağlı olduklarını haykırmalarından ancak gurur ve mutluluk duyulur. Genç teğmenlerin bu davranışlarını eleştirenleri anlamakta zorluk çekiyoruz.
Hatta teğmenlere ilişkin bazı sosyal medya kanallarında, belli çevreler tarafından oluşturulan algı hatta ahlâk sınırlarını aşan saldırıları esefle kınıyoruz. Aslında teğmenlere yapılan saldırılar Türk Milletinin ortak değerlerine yapılmaktadır.
Zor bir coğrafyada yaşıyoruz, ülkeyi savunmak için çok güçlü orduya ihtiyacımız var. Daha mesleğe adım attıklarında, bu genç subayların hırpalanmalarını üzüntü ile karşılıyoruz.
Bilinmelidir ki; genç teğmen, bu ordunun temelidir. İmkânsızı başaran, enerjisi ve kahramanlığı ile her zaman komutanlarının gözdesi olan genç teğmen, mutlak itaatin vücut bulmuş halidir. Yüreğinde vatan sevgisi olan genç teğmenlerin ant içerken kılıç çatması, devletine karşı olduğu için değil, Mustafa Kemal Atatürk’e karşı duyduğu heyecanının dışa vurulmuş tezahüründen başka bir şey değildir.
Bizler Mustafa Kemal’in askerleri olarak, teğmenlerimizin yanındayız ve devre birinci olan kadın teğmen ile dört devre arkadaşının silahlı kuvvetlerden ilişiğinin kesileceği haberlerinden üzüntü duyuyoruz. Teğmenlerimizin bunu hak etmediklerine inanıyoruz. Bir teğmen bile bu davranış nedeniyle ceza almamalıdır.
Teğmenlerin yüksek disiplin kuruluna sevk edilmesi için sıralı sicil amirlerinin kanaatlarını değiştirmeye zorlandığı haberleri basına yansımıştır. Bu haberlerin doğru olmadığını umuyor ve diliyoruz.
Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın teğmenleri sahipleneceğine ve teğmenlerin ceza almamaları için gayret sarf edeceklerine yarın toplanacak olan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin hukuka uygun bir şekilde karar vereceklerine inanmak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri de Mustafa Kemal’in askerleridir.
Teğmenler hakkında olumsuz bir karar verilmesi, kahraman ordumuza siyasetin sokulması ve Atatürk’e bağlılığın yargılama konusu yapılması gibi, tarihi sorumluluğun altına girilmesi anlamına gelecektir. Mustafa Kemal’in askerleri olduğuna inandığımız Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin böyle bir karar alacağına inanmak istemiyoruz.”
Basın açıklamasının ardından hep bir ağızdan marş okunmasıyla program sona erdi.
(HADİYE AYŞE İRİM)