İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri
Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü (İngilizce) Başkanı Dr.
Öğretim Üyesi Dilek Betül Sarıdede, biyomedikal mühendisliğin
gelecekte sağlıkta pek çok alanda atılım yapma potansiyeline
sahip olduğunu söyledi. Sarıdede, gelecekte yapay zekânın
hastalıkların erken teşhisi ve tedavi planlarında en iyi şekilde
kullanılmasının en önemli etkiyi oluşturacağını kaydetti.
İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri
Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü (İngilizce) Başkanı Dr.
Öğretim Üyesi Dilek Betül Sarıdede, biyomedikal mühendisliğinin
sadece cihaz üretimi değil, hastalıkların teşhis ve tedavisinde
önemli bir yeri ve rolü olduğunu söyledi.
Biyomedikal mühendisliğinin, mühendislik prensiplerini bir araya getirerek tıp ve biyolojide karşılaşılan sorunları çözmeyi hedefleyen multidisipliner bir bilim alanı olduğunu belirten Sarıdede, “Bu alan, elektrik-elektronik, makine, bilgisayar mühendisliği gibi birçok temel mühendislik dalını kapsar. Biyomedikal mühendisliğinin çalışma alanları oldukça geniştir. Tıbbi görüntüleme, tıbbi cihazlar, biyomalzemeler, biyomekanik ve biyosensörler, klinik araştırmalar gibi alanlarda çalışmalar yapılmaktadır” dedi.
Bu çalışmalar sayesinde hastalıkların daha erken teşhis ve tedavisinin mümkün olduğunu, hastaların yaşam kalitesinin önemli ölçüde arttığını kaydeden Sarıdede, “Tıbbi cihazların tasarımı ve geliştirilmesi biyomedikal mühendisliğinin asıl amacı gibi görünse de bu disiplin yeni teşhis ve tedavi yöntemlerinin bulunmasından hastalıkların yönetimine kadar birçok alanda faaliyet göstermektedir. Biyomedikal mühendisliği alanı sadece cihaz üretimi olarak düşünülmemelidir. Cihaz üretimi ve geliştirilmesinde aktif bir rol oynamasına rağmen biyomedikal mühendisliğinin asıl amacı, sağlık alanlarında hastaların yaşam kalitesini yükseltmektir. Kardiyovasküler hastalıklar, nörolojik rahatsızlıklar, diyabet, ortopedik problemler ve kanser tedavisi gibi hastalıkların teşhis ve tedavisinde de önemli bir rol oynamaktadır. Kardiyoloji, onkoloji, ortopedi ve nöroloji gibi alanlarda kullanılan birçok cihaz, biyomedikal mühendislik çalışmaları sayesinde geliştirilmiştir” dedi.
Biyomedikal cihazların teşhis ve tedavi süreçlerinde büyük bir rol oynadığını belirten Sarıdede, hastalıkların yönetilmesi sürecinde de etkili olduğunu söyledi: “Gelişmiş görüntüleme teknikleri ve biyosensörler, hastalıkların erken teşhis edilmesine ve daha etkili tedavi planlarının yapılmasına olanak tanırken, tedavi aşamasında kullanılan ileri teknoloji ürünü cihazlar hastalıkların daha etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar. Örneğin minimal invaziv cerrahi aletleri sayesinde ameliyat sonrası iyileşme süreleri kısalır. Ayrıca, rehabilitasyon ve yardımcı cihazlar, özel gereksinimli bireylerin günlük yaşam aktivitelerini daha bağımsız bir şekilde gerçekleştirebilmelerine yardımcı olur. Diyabet hastaları için insülin pompaları, kalp hastaları için kalp pili, kanser hastaları için radyoterapi ve kemoterapi cihazları gibi biyomedikal cihazlar, hastaların yaşam kalitesini ve süresini önemli ölçüde artırmaktadır.”
Gelecekte biyomedikal mühendisliğin sağlıkta pek çok alanda atılım yapma potansiyeline sahip olduğunu belirten Sarıdede, “Biyomedikal mühendislik dalı, sürekli gelişen teknolojilerle birlikte sağlık hizmetlerinde devrim yaratma potansiyeline sahiptir ve hastaların yaşam kalitesini artırma yolunda önemli adımlar atmaktadır. Kişiselleştirilmiş tıp ile genetik verilerin analiz edilerek kişiye özel tedavi planlarının oluşturulması, sürekli sağlık izleme cihazları ve akıllı tekstil ürünleriyle hastaların sağlık durumlarının sürekli takip edilmesi gibi yeni teknolojiler, özellikle koronavirüs salgını gibi zorlu dönemlerde teletıpın yaygınlaşmasıyla sağlık hizmetlerine uzaktan erişimin artırılmasını sağlar” diye konuştu.
Dr. Öğretim Üyesi Sarıdede, biyomedikal mühendisliği alanında ayrıca, robotik cerrahi ile daha hassas ve etkili cerrahi müdahaleler gerçekleştirilirken, rejeneratif tıp gibi yenilikçi yaklaşımlarla, organ nakli bekleme süreçlerinde yaşanan sıkıntıların hafifletebileceğini, nanoteknoloji sayesinde ilaçların hedeflenen bölgelere doğrudan ulaşmasını sağlayarak yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine imkân tanıyacağını söyledi.
Biyomedikal mühendisliğin asıl etki yaratacağı konunun, yapay zekâ ile hastalıkların erken teşhisi ve tedavi planlarının optimize edilmesi olduğunu belirten Sarıdede, yapay zekânın, sadece bilgiye erişim konusunda değil, aynı zamanda tıp ve biyolojideki problemlerin çözümünde de büyük bir yenilik getirdiğini ifade etti. Dr. Öğretim Üyesi Dilek Betül Sarıdede, şunları söyledi:
“Özellikle yapay zekanın kullanılmasıyla hastadan alınan belli başlı temel veriler (örneğin yaş, kan örneği ve tıbbi görüntüler) ile hastalıklar erken evrede bile tespit edilebilir ve hastaların tedaviye verecekleri yanıtlar önceden tahmin edilebilir. Bu sayede özellikle kanser gibi hastalıkların tedavisinde, tedavinin ilerleyişi ve hastanın tedaviye vereceği tepki önceden tahmin edilebilir. Bu da hastaların daha etkili bir tedavi planlamasını ve yaşam standartlarını maksimize etmesini sağlar. Sonuç olarak birçok hastalığın daha etkili bir şekilde tedavi edilmesi ve insanların daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesi mümkün olabilir.”
(HADİYE AYŞE İRİM)