İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs nedeni ile açıklamada bulunan CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural, “Ekonomik istikrar kalkanı paketinde emekçiye dua ve güvencesizlik düştü. AKP ilk ekonomik istikrar kalkanı paketinde 100 milyar TL’lik destek açıklarken, bu destek dar gelirli yoksul emekçileri görmezden geldi. Kısa çalışma ödeneği koşullarını iyileştireceğini iddia eden iktidar, kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşulu olan son 3 yılda 450 güne indirdi ve yine milyonlarca çalışanı bu haktan mahrum bıraktı. Çalışanların kredi kartı, kira ve faturalarını ödemeyi aklının ucuna dâhil getirmedi. Yıllardır uygulanmak istenen güvencesiz çalışma koşulları olan telafi ve uzaktan çalışma esnek çalışma modeline dönüştürüldü. Çarklar döndü en az 60 işçi virüsten yaşamını yitirdi. Sokağa çıkma yasağı işçilere uğramadı ve üretime zorla devam ettirilen iş yerlerinde işçiler virüs salgını karşısında çaresiz bırakıldı. Virüs salgınında kaynaklı olarak birçok iş yerinde gerekli sağlık tedbirleri alınmazken bunun neticesi olarak en az 60 işçi virüs salgınından kaynaklı olarak yaşamını yitirdi. İktidar 2020 Temmuz ayına ertelediği 50 ‘den az çalışanların olduğu iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini gündeme almadı. 20 yaş altı sokağa çıkma yasağına rağmen 1 milyon 385 bin genç çalışan bu yasaktan muaf tutuldu ve zorla iş yerlerine gönderildi. İnsan onuruna yaraşır çalışma yaşamı İÇİN; Kamu daha fazla ve güvenceli işler yaratmalı. Özellikle eğitim, sağlık ve sosyal güvenlikte daha fazla kamusal istihdamın sağlanmalıdır. Barajsız, engelsiz sendikal haklar, çok düzeyli toplu pazarlık hakkı, hak grevi, dayanışma grevi ve genel grevi de kapsayan grev hakkı güvence altına alınmalı, grev erteleme/yasaklama rejimine son verilmelidir. Çalışma yaşamında ayrımcılığa karşı etkin biçimde mücadele edilmeli, işe erişimde ve çalışma sırasında tüm ayrımcılık biçimleri ortadan kaldırılmalıdır. Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmelidir. Cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmelidir. Kadınlar için güvenceli ve düzenli işler yaratılmalıdır. Kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları ücret eşitsizliği, ayrımcılık, şiddet ve tacizle etkin mücadele için ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi Türkiye tarafından onaylanmalıdır. Toplumsal yaşamda ve işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınlara karşı şiddetle mücadelenin etkin bir biçimde yürütülmesi için İstanbul Sözleşmesi uygulanmalıdır. Taşeronluk sistemi özel ve kamu tüm işyerlerinde yasaklanmalı, kadro yalanı adı altında kamu idarelerine ve belediye şirketlerine geçişleri yapılan yüz binlerce işçi eşit ücret ve haklar temelinde gerçek bir kadroya, grevli toplu sözleşmeli sendikal haklara kavuşmalıdır. Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır. İşçi sınıfının en önemli kazanımı olan kıdem tazminatı hakkı ortadan kaldırılamaz. İşsizlik sigortası kaynakları işsizler için kullanılmalıdır. Emekli aylık ve gelirleri insan onuruna yaraşır hale getirilmeli, asgari ücretin altında aylık ve gelir olmamalı ve emekliler arasındaki eşitsizlikler giderilmelidir. Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) sorunları adil bir biçimde çözülmelidir. Ülkemizdeki göçmen ve mülteciler işçi sınıfının bir parçasıdır göçmen işçilerin sendikal ve sosyal güvenlik hakları sağlanmalıdır. Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile ortak akıl ile dayanışma ile kuracağız” dedi. (Atilla Akın)