TBMM Genel Kurulunda, en düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya yükseltilmesini de içeren Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri devam ediyor.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, teklifin tümü üzerinde partisi adına yaptığı konuşmada, Türkiye'de "olağanüstü" bir gelir adaletsizliği olduğunu ve son 10 yılda bu durumun arttığını söyledi.
Vatandaşların KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler ödediğini ve her gelir seviyesinde bu vergilerin sabit olduğunu belirten Temurci, "Buradaki bütün teklif 220 milyar TL ilave bir gelir yaratacak. Genel tabloya baktığımızda sadra şifa olmadığını biliyoruz. Ama ilk kez böyle bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Ümit ediyoruz bunun devamı gelir." diye konuştu.
Temurci, ölçülen kayıt dışılığın 300 milyar dolar olduğunu ve bu rakamın da gayrisafi milli hasılanın yaklaşık 3'te birini oluşturduğunu kaydederek, "Biz, 'vergi affı getirmeyeceğiz' desek kayıt dışılığa karşı ilk adımı atmış oluruz." ifadesini kullandı.
Emeklilikte herkesin maaşta eşitlendiğini söyleyen Temurci, "Bu şartlarda emekli maaşı yetmiyor. Emekli çalışmaya devam ediyor. İşverene verdiğimiz yüzde 5'lik destek devam etsin. Bu desteği kaldırarak işsizliği engellediğinizi sanırsınız ama emeklilerimiz daha büyük zora girmiş olurlar." dedi.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya ise kanun teklifini eleştirerek, kayıt dışılık konusunda düzenleme olmadığını aktardı. 300 milyar dolarlık kayıt dışılığın ekonomiye kazandırılması halinde vatandaşlara sağlanacak olanakları sıralayan Kaya, "Ancak enerjinizi sürekli farklı alanlara sarf etmeniz sebebiyle kayıt dışı ekonomiyi vergilenmekten ziyade her zaman yaptığınız en rahat iş olan adeta kümesteki kazları daha fazla yolma çabası içerisine giriyorsunuz. Giderler artıyor, 'gelirleri daha fazla nasıl artırabiliriz' diye kafa yoracağınıza, 'vergileri daha fazla nasıl artırabiliriz' arayışına giriyorsunuz." dedi.
Kaya, düzenlemenin kamuoyunun birçok beklentisini karşılamadığını vurgulayarak, "Dağ fare doğurmuş, vergi reformu beklenirken, dolaylı vergilerin yükünün azaltılması beklenirken, istenen değişiklikler bir kez daha ötelenmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
"Kanun teklifine hepimizin direnmesi gerekiyor"
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, kanun teklifiyle vergi adaletsizliğinin düzeltilmesinin mümkün olmayacağını söyleyerek, teklifle 215 milyar liralık vergi tahsilatı yapılacağının hesaplandığını vurguladı. Usta, düzenlemede sermaye gruplarının baskısıyla bazı maddelerinin çıkarıldığını savunarak, şu ifadeleri kullandı:
"Komisyonda gece yarısı, hiç şık olmayan bir şekilde biri sendikalarla ilgili diğeri Kızılay'la ilgili 2 madde ilave edildi. Küçük sendikaları boğan, sendika üyeleri arasında ayrım yapan önce Danıştayın ardından Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir madde bütün itirazlarımıza rağmen getirilip kondu. Sırf bu nedenden dolayı, 54 maddelik kanun teklifine hepimizin direnmesi gerekiyor. İYİ Parti bu direnci gösterecektir. Çekilmesi durumunda başka bir şey olabilir. Bu kanuna hiçbir şekilde izin verilmeyecek, iç tüzükten kaynaklanan bütün haklarımızı kullanacağız."
Usta, kanun teklifinde imar ve sermaye gelirlerinden vergi alınmasına ilişkin herhangi bir madde olmadığını kaydederek, "dağ fare doğurdu" değerlendirmesinde bulundu.
"Kayıt dışılık önemli bir sorun olarak varlığını devam ettirmektedir"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, kanun teklifinin 15 maddesinin küresel ve yerel asgari kurumlar vergisi ihdasıyla ilgili olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Faaliyet gösterilen her bir ülke bazında belirlenen efektif vergi oranı yüzde 15 oranının altında olduğunda o ülkede doğan karlara tamamlayıcı bir vergi uygulanacaktır, tamamlayıcı verginin alınmaması durumunda grubun merkezinin bulunduğu ülke bu vergiyi alacaktır. Teklifte uluslararası model kurallarıyla uyumlu olarak verginin konusu, tanımı, muafiyet ve istisnaları, matrah ve oranı, vergilendirme dönemi, beyan, tarh ve ödenmesine dair düzenlemeler yapılmaktadır."
Türkiye'de gelir ve kazançlardan alınan vergilerin payının düşük olmasının vergi oranlarından değil vergilendirilmeyen kazançların, kayıt dışılığın yaygınlığından kaynaklandığının değerlendirildiğinin altını çizen Kalaycı, şöyle devam etti:
"Kayıt dışılık önemli bir sorun olarak varlığını devam ettirmektedir. Bu kanun teklifiyle yapılan düzenlemeler kayıt dışılıkla mücadeleye, vergi güvenliğine, vergi uyumunun artırılmasına, vergi adaletini güçlendirmeye ve dolaysız vergilerin payının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Kanun teklifi Meclis'e sunulmadan önce kamuoyuna yansıyan ve günlerce tartışılan tüm mükelleflere yönelik asgari gelir ve kurumlar vergisi, beyana tabi gelirler ile harcamaları arasında uyumsuzluk olan mükelleflerden özel gider bildirimi istenmesi, borsa ve kripto varlık işlemlerinden vergi alınması, gayrimenkullere bölgesel rayiç bedel uygulanması, gayrimenkulün beş yıldan sonra satışından sağlanan kazanca dair istisnanın tek konut için geçerli olması gibi konular bu teklifte yer almamıştır. MHP olarak bu konudaki düzenlemelerin de hızla hayata geçirilmesi görüşündeyiz."
Kalaycı, enflasyonun düşmesiyle kalıcı refahın sağlanacağını belirterek, "Cumhur İttifakı sözlerini de unutmamıştır, bütçe imkanlarıyla birlikte emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri giderecek, birinci dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verecek, Bağ-Kur'luların prim gün sayısını 7 bin 200'e düşürecek, ev kadınlarına prim desteğiyle birlikte emeklilik hakkı tanıyacak düzenlemeler mutlaka yapılacaktır. Türkiye'nin gelişmesi parlak bir geleceğe doğrudur. Türkiye, zorlu şartlara rağmen, hak ettiği seviyelere, layık olduğu gelişmişlik mertebelerine aşama aşama ulaşmaktadır." dedi.
"Kanun teklifi vergi reformu niteliğinde değildir"
DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç da vergi paketinde esaslı ve köklü çözümler olmadığını anlatarak, "Olması gereken adımlar bu vergi paketinde yok. Adaletsiz vergi yapısı aynen devam ettiriliyor. Vergide adaletin sağlanması, çok kazanandan çok vergi alınması yönünde köklü bir değişim adımı atılmıyor. Bu pakette yer alan maddelerden daha çok yer almayan konulara değinmek istiyoruz. Derin vergi adaletsizliği bu paketle giderilemez. Kapsamlı bir vergi reformu yapılması şarttır. Bu vergi paketi yaraya pansuman bile olamayacak niteliktedir." diye konuştu.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ ise düzenlemeyle, "nereden buldun" yasasının getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Gelir adaletsizliği bir yana, bu düzen kazanının nasıl kazandığının sorgulanmadığı ve vergi bile ödemediği bir düzen." ifadesini kullandı.
CHP grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de kanun teklifine komisyonda sonradan eklenen iki maddenin düzenlemeden çıkarılması gerektiğini aktardı. Teklifin sorumlusunun Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olduğunu söyleyen Türeli, görüşmelerde Bakan Şimşek'in yer almamasını eleştirdi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığının hazırladığı taslağın 3'te 1'inin kanun metni olarak geldiğini öne süren Türeli, "Bu düzenlemeler getirilseydi, bazı düzenlemelere yapıcı muhalefet anlayışımız çerçevesinde destek olurduk. Ortaya çıkan torba kanun teklifi, tasarruf paketinde de söylediğimiz gibi dağ fare doğurdu biçiminde de nitelendirilebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Torba kanunla getirilen düzenlemelerin vergi mevzuatını sarstığını kaydeden Türeli, "Bugün görüştüğümüz vergi kanun teklifi vergi reformu niteliğinde olmayan bir pakettir. Bütüncül bir ekonomik programın parçası değildir. Bu kanun teklifiyle vergi sistemindeki hiçbir sorun ve aksaklık çözülmemiştir. Vergi adaleti sağlanmamıştır. Bir vergi reformunun başarılı olması için kısım kısım değil bir bütün olarak yapılması ve vergi reformunun ekonomik programının asli parçası olması gerekirdi." ifadelerini kullandı.
"Amacımız az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması"
Şahsı adına söz alan AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök ise teklifin ilk imza sahiplerinden biri olduğunu anımsattı. İktidarları boyunca vergide vatandaşlara sağlanan imkanlara ilişkin bilgi veren Ök, "Bizim 12. Kalkınma Planımızda ve Orta Vadeli Programımızda yer alan hedefler doğrultusunda hazırlanmış bir teklifi bugün görüşüyoruz. Maalesef son dönemde bilinçli bir şekilde ülkemizde vergi yükünün çok yüksek olduğu konusunda söylemlerde bulunuyor. Biz bu söylemlerin başarılı bir şekilde yürüttüğümüz Orta Vadeli Programımızı baltalamak için yapıldığını biliyoruz." diye konuştu.
Bu kanunda dar gelirli vatandaşlara, çalışanlara ve emeklilere getirdikleri hiçbir yeni bir vergi yükü olmadığının altını çizen Ök, şöyle konuştu:
"Burada amacımız az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması ve kayıt dışı ile mücadele. Kanun teklifi ile amacımız vergilemede güvenliğin sağlanması ve kayıt dışılıkla mücadele ve mücadelede gönüllü uyumunun arttırılması, vergi adaletinin güçlendirilmesi, vergilendirmede basitlik ve vergi uyumunun arttırılması, dolaysız vergilerin payının arttırılması, vergi tabanının genişletilmesi, bazı istisnaların kaldırılması veya uygulanma şeklinin değiştirilmesi, cezaların ve tahsilat etkinliğinin arttırılması, devreden KDV'nin azaltılması, ithalatın azaltılmasına katkı sağlanması amacıyla ithalat ve yurt dışı içinde vergilendirilmenin uyumlaştırılmasıdır."
En düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya çıkarılacağını aktaran Ök, "Yaklaşık 3,7 milyon emeklimiz bundan yararlanabilecek. Bu durum 2024 yılı bütçemiz için ilave 33,2 milyar gibi bir maliyeti vardır. Alım gücü başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için çok güçlü bir program uyguluyoruz. Denge ve disiplin içerisinde ekonomimizi güçlü bir şekilde yükselttikçe, kalıcı refahı sağladıkça emeklimize, çalışanlarımıza daha fazla pay vermek için çalışmaya devam edeceğiz. Bu konudaki tavrımız günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürecek, kalıcı refahı artıracak adımları atmaktır." şeklinde konuştu.
Düzenlemeyle kayıt dışılıkla mücadeleye katkı sağlamak amacıyla da düzenlemeler yaptıklarını vurgulayan Ök, bu kapsamda cezalarda etkinlik sağlaması için usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını arttırdıkları bilgisini verdi. Ök, ilerleyen zamanlarda plan doğrultusunda AK Parti tarafından yeni düzenlemelerin de hayata geçirileceğini kaydetti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş, bu yıl ocakta asgari ücrete yüzde 49,1 oranında yapılan artış nedeniyle istisna tutarının 640 milyar liraya yükseldiğini, damga vergisiyle hesaplandığında ise 677 milyar liraya ulaşmasının öngörüldüğünü belirterek, "Bu haliyle asgari ücret istisnasının, vergi harcamasının içerisindeki payı yüzde 31'e yaklaşmıştır." dedi.
Muş, Genel Kurulda, Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde görüşmeler sırasında milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Uzlaşmada silinen cezalara ilişkin bir soruyu yanıtlayan Muş, Gelir İdaresi Başkanlığının faaliyet raporlarına göre yıllar itibarıyla farklılık göstermekle birlikte vergi asıllarının ortalama yüzde 80'inin, cezalarının ise yüzde 15'inin uzlaşma yoluyla kesinleştiğini kaydetti.
2024 yılı vergi gelirlerinin yüzde 30'una tekabül eden 2 trilyon 210 milyar vergi harcaması hesaplandığını belirten Muş, şunları kaydetti:
"Vergi harcamalarından yatırımların teşvik edilmesi için 451,3 milyar lira, iş gücü piyasasının geliştirilmesi ve istihdamın teşviki için 640,3 milyar lira, eğitim, sağlık ve sosyal amaçlar için 120 milyar lira, AR-GE, yenilik ve tasarım faaliyetlerinin teşvik edilmesi için 79 milyar lira, tarımsal faaliyetlerin teşvik edilmesi için 136 milyar lira, yurt içi tasarrufların artırılması için 656 milyar lira, altyapı, enerji, ulaştırma ve diğer kalemler için 126 milyar olmak üzere toplamda ifade ettiğim rakam hesaplanmıştır. Bu tutarın içerisinde en yüksek kalemlerden biri tüm çalışanlarımızın yararlandığı asgari ücret istisnasıdır. 595 milyar lira olarak hesaplanan istisna tutarı tek başına ortalama vergi harcamasının yüzde 27'sini, gelir vergisi harcamasının ise yüzde 60'ını oluşturmaktadır. Diğer taraftan 2024 yılı Ocak ayında asgari ücrete yüzde 49,1 oranında yapılan artış nedeniyle bu istisna tutarının 640 milyar liraya yükseldiği, damga vergisiyle hesaplandığında ise 677 milyar liralık bir rakama çıkılması öngörülmektedir. Bu haliyle asgari ücret istisnasının vergi harcamasının içerisindeki payı, yüzde 31'e yaklaşmıştır."
Mehmet Muş, mevduat faizleri, katılma hesapları kar payları, devlet iç borçlanma senetleri, fon katılma belgeleri ile diğer menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin nihai olarak tevkifat yoluyla vergilendirildiğini ifade ederek, "Sermaye piyasalarının gelişimi ve sermaye birikiminin teşvik edilmesiyle döviz yatırım araçları yerine TL yatırım araçlarının cazip hale getirilmesi amacıyla geçici sürelerle indirimli tevkifat uygulanmıştır. Son dönemde yapılan düzenlemelerle tevkifat oranlarında artışa gidilmiştir, döviz mevduat ve katılım hesaplarında tevkifat oranı yüzde 25 olarak belirlenmiştir, TL mevduat hesaplarına uygulanan tevkifat oranları artırılmıştır, özel sektör banka tahvil ve bonoları ve kira sertifikalarından elde edilen gelirlerde tevkifat oranları artırılmıştır, yatırım fonlarından elde edilen gelirlere uygulanan yüzde 0 tevkifat oranı yüzde 7,5’e yükseltilmiştir." diye konuştu.
"Bir önergeyle buradaki yüzde 1 tamamen kaldırılabilir veya yukarı yönlü revize edebilir"
Komisyon Başkanı Muş, teklifle, ticari kazanç mükellefleri ile serbest meslek kazanç mükellefleri hakkında bir ayda en az 3 defa, yılda toplam 12 defadan az olmamak üzere yapılacak yoklamalarla günlük hasılat tespitin sağlanmasının öngörüldüğünü kaydederek, "Burada haklı olarak mevcut personel yapısıyla bu kadar fazla işletmenin bu kadar sıklıkla nasıl denetlenebileceği eleştiri konusu yapılmakla birlikte burada Gelir İdaresinin ve ilgili birimlerin yapacağı risk analizinde sınırlı insan kaynağıyla en riskli veya gelir tespitinde kayba uğradığını düşündüğü alanların üzerine yoğunlaşılacaktır. Tabii ki tamamının denetlenmesi gibi bir durum, mevcut insan kaynağıyla çok kolay gözükmemektedir." değerlendirmelerinde bulundu.
Şirketlerin satışları nedeniyle hesapladıkları KDV'lerinin, alışları nedeniyle ödedikleri KDV tutarlarıyla kıyaslandığını, aradaki farkın "devreden KDV" olarak hesaplandığını ve Hazineye ödendiğini anlatan Muş, "Aradaki fark eğer fazla ödenmişse, bu 'devreden KDV' olarak kayıtlara geçmektedir. Ancak kanun gereği, indirimli orandan kaynaklı olarak devreden KDV varsa veya istisnalar nedeniyle devreden KDV olmuşsa sırasıyla takip eden iki ve üç yıl içinde talep edilmesi kaydıyla kendilerine nakden veya mahsuben iade edilmektedir. İki üç yıllık süreler hak düşürücü sürelerdir." diye konuştu.
Muş, Vergi Usul Kanunu'nda idari yaptırım niteliğinde düzenlenen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kanuni tutarında genel olarak 1998 yılında değişiklik yapıldığını hatırlatarak, "Bu yıldan sonra topluca bir değişikliğe gidilmemiştir. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları her yıl yeniden değerleme oranında artmakla birlikte gelinen noktada bu cezalar öngörülen fiillerin caydırıcılığını sağlayamaz noktaya gelmiştir." dedi.
Teklifin toplu sözleşmeye ilişkin hükmüne yönelik talepler olduğunu anlatan Muş, "Bir önergeyle değiştirmek suretiyle buradaki yüzde 1 tamamen kaldırılabilir veya yukarı yönlü revize edilebilir. Bu Genel Kurulun ve sayın milletvekillerinin takdirinde." şeklinde konuştu.
Genel Kurulda teklifin tümü üzerinde görüşmelerin tamamlanmasının ardından teklifin birinci bölümü üzerinde görüşmelere geçildi.
Birinci bölüm üzerinde söz alan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, teklifte imzası bulunan AK Parti'li milletvekillerine yönelik bazı iddialarda bulundu.
Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve düzenlemeyi manipüle etmeye yönelik olduğunu belirtti.
Bu sırada AK Parti, CHP ve DEM Parti milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, teklifin birinci bölümü üzerinde görüşmeler sırasında birleşime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine Bozdağ, birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
(HABER MERKEZİ)