Çanakkale doğumlu sanatçı Hasan Çağlayan, 28 yıllık sanat yaşamında 17 kişisel sergi açtı ve 5 ödül kazandı. Çanakkale OLAY Gazetesi muhabiri Sevi Gözay Uğurlu'nun haberine göre; Sanatsal çalışmalarını dekorasyonla birleştirerek Eskişehir Albatros Hotel, Bölge İdare Mahkemesi Binası, Eti Arkeoloji Müzesi duvar resimleri ve Çırağan Salonu’nun tavan süslemeleri gibi projelere imza attı. Çağlayan ile sanatı ve hayatı üzerine sohbet gerçekleştirdik. Çanakkale'deki atölyesi Antik Sanat Evi'nde çalışmalarına devam eden Çağlayan, sanatın yaşam felsefesi olduğunu ifade etti.
İsmim Hasan Çağlayan. 20 Nisan 1959 yılında Çanakkale Biga ya bağlı yeni çiftlik köyünde doğdum. 1976 yılında liseyi bitirdikten sonra Günel Sanatlar Fakültesi sınavlarına girdim ve Bursa Uludağ üniversitesinden mezun olduktan sonra 1980-1981 yılında resim öğretmeni olarak görev başladım. İlk görev yerim Çanakkale ili Bozcaada Gazi lisesiydi daha sonra evlenip Samsun’a tayin olduk eşimin dolayısıyla. Samsun’un Kavak ilçesinde 5 yıl görev yaptık sonra Bilecik iline geldik Bilecik Anadolu Lisesi ve Meslek Yüksekokulu olmak üzere hem resim hem de sanat derslerine girdim. 1995 yılına kadar sanatsal çalışmalarla beraber Kültür Bakanlığı’nın yapılan bir etkinliği vardı ve sanatçı kimlik kartı almam gerekiyordu, aldığım ödüller sayesinde 1998 yılında sanatsal kimliğim verilmiş oldu. İlk kişisel sergimi Samsun’da açtım 1986 yılında. 2000 yılına kadar Bilecik’te çalıştım. Daha sonrasında Eskişehir’e tayin olduk çocuklarımın eğitim durumu vardı. Eskişehir Yunus Emre Anadolu Öğretmen Lisesi ve Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi olmak üzere çalışmalarıma devam ettim. Akademik anlamda fakülte mezunuyum. 2006 yılına kadar Eskişehir’de çalışmalarım devam etti ve 2006 yılında emekli olarak, resim öğretmenliğine noktayı koydum. Tamamen kendimi sanatsal çalışmalara yönelttim. Dekorasyona yönelik işler yapmaya başladım duvar resimleri, tarihsel anlamda heykel, rölyef işleri yaptım.
2015 yılında çocukların yuvadan uçması hâlinde, biz de memleketimiz Çanakkale’ye geri geldik. Ankara Galeri Soyut’tan bana teklif geldi. Bana, ‘hocam çalışmalarınızı sosyal medyadan takip ediyoruz bizimle çalışmak ister misiniz?’ dediler. 2016’da 7 yıllık bir kontrat imzaladılar benimle… Benim çalışmalarımı onlar sergilere, fuarlara gönderdiler. Ve şu ana kadar 17 kişisel sergi açtım. Resimle uğraşmamın nedeni daha liseye giderken bu alanda aldığım derecelerim vardı. 1976 yılında ilk Sakarya Devlet Mimarlık Fakültesini kazandım ama gitmedim. Sonra resim öğretmenin Bedrettin Dal bana, ‘Bursa Uludağ Üniversitesinde resim öğretmenliği açılıyor oraya gir’ dedi. Ben de sınavlarına girip ikinci oldum. Ve 1979 yılında öğretmen oldum. Sonra Ankara ile 7 yıllık kontratım bitince artık sözleşme imzalamak istemedim ve bağımsız sanatçı olarak Çanakkale atölyeme geri döndüm.
Normalde 3+1 dairem vardı ve orda çalışıyordum ama ev ortamında çalışmalarımda zorlanıyordum. Bende 2019 yılında 1+1 ev aldım ve atölye olarak kullanmaya başladım. Koleksiyonumda çok fazla eser var ama şu an elimde olan 50’yi geçemez. Ben tuval üzerine taş tozuyla hazırlamış olduğum dokuları kazıyarak, resim yapmaya başladım. Bu yüzden bana taş ressamı derler.
3 bin ile 25 bin arası değişen fiyat aralığı var. Ve elimde en değerli sanat eserlerim Atatürk resimleridir. Ayrıca benim çalışmalarım yüksek lisansta tez konusu yapıldı. Trakya üniversitesi tarafından… Kaya üzerinde çalışma olarak ve YÖK bunu tescilledi. Sanatta ilk fosilizm akımını başlattım.
Birinci dereceden özelliğin hem yapısal hem de kurgusal olarak özgün olacak ikinci kopyası olmayacak bakan birisi bu eser kimin olduğunu anlaması gerek.
Benim için yaşam felsefesi. Ben resim üretmeden duramıyorum. Ben bu işe gönül verdim.
Haberin Fotoğraf Galeri İçin Lütfen Tıklayınız
