Son haftalarda sahte alkol ölümlerle gündeme gelirken geçtiğimiz günlerde Fatih'te 1 kişinin daha sahte alkolden vefat ettiği iddia edildi. Türkiye genelinde sahte alkole karşı denetimler devam ederken operasyonlarda litrelerce sahte ve kaçak alkol de geçirildi. Uzmanlar, alkolün zararlarını anlatırken sahte alkole karşı uyarılarını sıklıkla yineliyor. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Burak Demirci de metil alkol zehirlenmesi, tedavi gibi süreçlere yönelik bilgi verdi.
"Şikayetler başka hastalıklarla benzerlik oluşturuyor,
bilgi verilmesi önemli"
Sahte alkol zehirlenmeleri ve oluşturduğu etkilere yönelik
konuşan Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Burak Demirci, "Zehirlenme
tablosunu izlediğimiz alkol tipi; metil alkol, metanol
zehirlenmeleri. Etil ve metil alkol vücutta aynı enzim
vasıtasıyla metabolize oluyor ama sonucunda oluşan metabolitler
farklı. Hem sağ kalımı hem de hastanın eğer yaşarsa nörolojik
fonksiyonları, normal hayatını gündelik devam ettirme durumları
tamamen erken tedaviye ve başvuruya bağlı. Nasıl, ne miktarda
aldığı, sahte alkolle normal alkol de alıp almadığı hepsi süreci
değiştiriyor. Bizi zorlayan tablo; başvuru şikayetlerinin çok
başka hastalıklarla ayırıcı tanıda benzerlik oluşturması. Mesela;
baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma, karın ağrısı, halsizlik
erken evredeki şikayetler. Hastanın ya da yakınının bize alkol
tükettiğini, özellikle kaynağı belli olmayan alkol tükettiğini,
metil alkol şüphesi olabileceğini beyan etmesi çok önemli.
Öncelikle hastanın vital bulgularını, yaşam fonksiyonlarını
stabil hale getirmeye çalışıyoruz. Kan gazı dediğimiz tetkikteki
parametrelerde ciddi oynama yapıyor zaten bizi tanıya yaklaştıran
şey; o kan gazında asidoz dediğimiz kanın asit tablosunun
bozulması, bize bunu düşündürüyor, daha detaylı durumlar da var.
Öyküde alkol durumunu bilmeyince farklı sebepler aklımıza
gelebiliyor. Gerek laboratuvar sonuçları gerek hastanın klinik
durumu tedavide oldukça farklı seçeneklere yönelmemize sebep
oluyor" dedi.
"Bir gecede metanol intoksikasyonuyla gelen 6-7 hastamız
oldu"
Erken başvurunun önemine dikkat çeken Doç. Dr. Demirci, "Erken
başvurularda uyguladığımız tedavide ciddi sağ kalım ve bundan
sonraki hayat konforunda olumlu katkılar sunabiliriz ama genelde
bu hastalar geç başvurduğu için üzücü sonuçlarla
karşılaşabiliyoruz. Antidot tedavimiz var, ne yapıyor; tepkimenin
yavaşlamasına neden oluyor, metanol metabolitlerine ayrılamadığı
için de olumsuz etkilerini daha az görüyoruz. Çok ileri tabloda
kanda asidoz dediğimiz ya da koma, nöbet gibi tablolar
geliştiğinde de hastaya en son hemodiyaliz dediğimiz kanın
filtrasyonu gibi bir tedavi seçeneği ortaya çıkıyor.
Hemodiyalizden de uygun zamanda başvuran hastalarda çok olumlu
sonuçlar alınabiliyor. Başvurunun yılbaşı öncesi ve sonrasında
artmış olması hususu nöbetlerde çok dikkatimizi çekti. Hatta bir
gecede metanol intoksikasyonuyla gelen 6-7 hastamız oldu ki
neredeyse 3-4'ü entübe oldu, yoğun bakımlara nakledildi,
kaybettiğimiz hastamız oldu. Hep erkek hastalar oldu, genelde
orta, ileri yaş, 30-60 yaş arası diyebilirim. Alkolün kendisi
başlı başına vücudumuz, sağlığımız için düşman. Kendi sağlığına,
canına zarar vermeleri hem ailelerini hem bizi üzüyor" şeklinde
konuştu.
"Beyin kanamaları gördüğümüz metanol zehirlenmesi
vakaları da oluyor"
Kronik alkol kullanan kişilerde kimi zaman belirtilerin göz ardı
edilebileceğini aktaran Doç. Dr. Demirci, şöyle konuştu:
"Eğer bilinci açıksa hastaya hep sorarız, ‘Görmende bir problem
var mı' diye. Görme defektlerine yol açıyor ve spektrumu çok
geniş. Bulanık, çift görme, ışığa karşı duyarlılık olabilir, ışık
çakmaları görebilir, 'Gözüme perde, ışık hüzmesi indi gibi'
tanımlamalar yapabilirler. Bu duruma kadar başlangıç bulgularını
hissetmeyen hastalar olabilir. Bunlar da özellikle kronik alkol
tüketen kişiler, geç başvurularında tedavi de oldukça zorlaşıyor.
Kronik alkol kullanan kişilerin metanol içme şüphesi olduğunda
daha erken hastaneye başvurmaları, daha şüpheci olmalarında fayda
var. 3 saatten başlayıp vakadan vakaya değişen sessiz, bulgusuz
dönem olur, zaten bu aldatıcıdır. Ardından geç evrede de spesifik
bulgular ortaya çıkar, bunların başında göz bulguları geliyor.
Körlük seviyesine kadar ilerleyen bulgular, nörolojik bulgular
dediğimiz nöbetler yani hasta epilepsi hastası gibi nöbet
geçirebilir, koma durumunda gelebilir. Kandaki asidoz tablosunun
derinleşip tablonun kötüleşmesi sonucunda böbrek, kalp
fonksiyonları geriler. İlerleyen evrede tomografide beyin
kanamaları gördüğümüz metanol zehirlenmesi vakaları da oluyor.
Ölüm genelde çoklu organ fonksiyon bozukluğundan değil de solunum
durması kaynaklı oluyor"