18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102’nci yılı törenlerine sayılı günler kala Çanakkale’de yapılan bir operasyon ile üçü 16 Mart, ikisi ise 17 Mart tarihlerinde toplam beş kişi gözaltına alınmıştı. Yaklaşık 7 gün süren gözaltı uygulamasının ardından söz konusu beş kişi serbest kalmıştı. İşte o soruşturma ile ilgili Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan 28 Temmuz tarihinde “Kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildi. “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlaması ile yapılan gözaltı işlemine dair Cumhuriyet Savcısı, “Silahlı terör örgütüne üye olma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı” yönünde karar verdi.
“Polis abi iyi günler” ihbarı!
Söz konusu gözaltı sürecine giden operasyonların, 155 Polis İmdat hattına yapılan bir ihbara dayanarak gerçekleştirildiği öğrenildi. Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığının “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar”ında, 16 Mart tarihinde Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü 155 hattını arayan bir şahsın, “Polis abi iyi günler, bir ihbarda bulunmak istiyorum. 18 Mart’ta törenler için sayın Cumhurbaşkanımız geliyor ya, Cumhurbaşkanımıza eylem yapacaklar. Ben konuşurlarken duydum. Bunu önleyin lütfen. Bunların isimleri …. Bunlar eylem yapacaklar, bilginiz olsun. Bunlar Halkevi’nden olabilirler” dediği ifade edildi.
1 Mayıs’a çağrı ve Reina katliamını protesto etmek suç mu?
Kimliği açıklanmayan bir şahıs tarafından yapılan ihbarın ardından gözaltılarla sonuçlanan dosyada ‘şüphelilerin’ katıldıkları tüm eylemlerin ‘suç unsuru’ olarak yer alması ise dikkat çekici. Buna göre, Soner İlhan anmasından, ÇOMÜ’de gözaltına alınan öğrencilere destek vermek amacıyla düzenlenen eylem, OHAL kapsamında alınan kararları protesto etmek, Reina katliamı protestosu, 1 Mayıs etkinliğine katılımı artırmak ve teşvik etmek için bildiri dağıtımı, Grup Yorum konserinin iptaline ilişkin protestoya katılım suç unsuru olarak dosyada yer aldı. Öte yandan kişilerin şahsi sosyal medya paylaşımlarının da suç delili olarak sayılması istendi.
“Yasal unsurları oluşmadı”
Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığının “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar”ında, “Dosya kapsamı incelendiğinde, olay tarihinde şüpheliler hakkında yapılan ihbar üzerine terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturmaya başlanmış ise de, şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediklerine dair somut delil elde edilemediğinden, bir kısım şüphelinin sosyal medya paylaşımlarının beğeni ve haber niteliğinde olduğu, şüphelilerin katıldıkları eylemlerin toplantı ve gösteri yürüyüşleri niteliğinde olduğu, bu organizasyonları bir terör örgütünün düzenlediğine dair delil bulunmadığı, etkinliklerde de şiddete teşvik eder bir nitelikte bulunmadığı, şüpheliler hakkındaki soyut ihbar dışında, haklarında kamu davası açılmasını gerektirir her türlü şüpheden uzak somut delil elde edilemediği, somut olayda terör örgütüne üye olma suçunun yasal unsurlarının da oluşmadığı anlaşılmakla şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına” kararı verildi.
İhbarcı araştırılacak mı?
Söz konusu asılsız ihbarı yaparak hem Emniyet görevlilerini yanıltmaya hem de kişileri gözaltı süreci ve mahkeme kapılarında itibarlarını sarsıcı bir suç ile çile çekmeye iten şahıslar hakkında işlem yapılıp yapılmayacağı bilinmiyor. Söz konusu ihbarları yapan şahısların hangi zaman dilimi ve telefon ile bu ihbarları yaptıklarının araştırılarak, mahkeme karşısına çıkarılması bekleniyor… (Seçkin Sağlam)