Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği RBM Madencilik İnşaat Limited Şirketi tarafından, Ayvacık İlçesi Behramkale köyü yakınlarında açılmak istenen II-B Grubu Maden (Dekoratif Taş/Andezit) Ocağına ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada ocağın yöre halkının sağlığı olumsuz etkileneceği belirtilerek, “Assos’ta taş ocağı istemiyoruz” denildi.
Ocağın konumuna ilişkin bilgiler verilen açıklamada, “Projenin bulunduğu alan, Behramköy ile Korubaşı köyü arasında, dünyaca ünlü turizm merkezimizin, Assos Antik Kentinin hemen yakınındadır. Proje alanında köylülere ait ‘tarım alanları’ bulunmaktadır. Yine projenin çok yakınında zeytinyağı fabrikası ve şarap fabrikası gibi tesisler de yer almaktadır. Proje alanı, bölge için çok önemli olan Tuzla Çayı’nın hemen bitişiğindedir. Bölgede proje alanı ile 3 km mesafe içinde zeytinlik alanlar bulunmaktadır. Ayrıca bölge, deprem bölgesidir.” İfadeleri yer aldı.
Assos bölgesinin, tarihi ve doğal sit alanı olduğu ve yasalarla korunduğu vurgulanan açıklamada; “Assos antik kentine ait hala gün yüzüne çıkmamış çok sayıda kültürel varlıkların yerin altında olduğu bilinmektedir. Taş Ocağı projesi, Assos doğal ve tarihi sit alanlarına çok yakındır. Proje yakınında Antik Roma Yolu olduğu bilgisi proje dosyasında da mevcuttur. Taş ocağı faaliyeti yapılan bir bölgede turizm faaliyeti yapılması mümkün değildir. Turistler kırılgan gruplardır ve en ufak bir olumsuzlukta bölgeyi terk etmektedirler. Oysa yöre halkın önemli gelir kaynaklarından birisi bölgedeki Assos antik kenti ve Apollon Smintheion gibi antik kentlerin oluşu ve bu bölgeye ziyaret ve konaklamaya gelen turistlerdir. Bilindiği gibi yöre halkı zaten ‘Assos Antik Limanı Kaya Islahı Projesi’ nedeniyle uzunca bir süre turizm gelirlerinden mahrum kalmış ve mağdur olmuşlardır. Tarihi ve kültürel varlıklara ve antik kentlere bu denli yakın taş ocağı açılması, bölgenin turizmi için idam fermanı olacak ve geri dönüşü mümkün olmayan zararlar meydana gelebilecektir” denildi.
Bölgede ciddi anlamda tarım ve hayvancılık yapıldığı, bölgede organik sertifikalı zeytin, üzüm gibi tarım faaliyeti yapan üreticiler bulunduğu aktarılırken şu ifadeler kaydedildi: “Taş ocakları, çıkan tozlar nedeniyle tarımsal üretime zarar vermekte, bitkiler fotosentez yapamamakta, kurumakta ve hastalanmaktadır. Taş ocağının faaliyete geçmesi durumunda üreticilerin organik üretim yapmaları mümkün olmayacak ve sertifikaları iptal edilecektir. Taş ocakları hayvancılık üzerinde de olumsuz etkiler yaratmakta, çıkan tozlar nedeniyle otlak ve meralar kurumakta, tozlu otları yemeye çalışan hayvanlarda akciğer sorunları görülmekte, patlatmanın etkisiyle hayvanlar strese girmekte, düşük yapmakta, verim düşmektedir. Proje alanı yakınlarında zeytinliklerin olduğu bilinmektedir. Oysa Zeytin Kanunu gereğince 3 km. mesafede toz çıkaran hiçbir madencilik faaliyeti gerçekleştirilemez.”
Proje alanının hemen bitişiğinde olan Tuzla Çayı’nın, Tuzla Ovası'nı sulayan, binlerce canlıya ev sahipliği yapan önemli bir akarsu olduğuna dikkat çekilen açıklamada; “Jeotermal enerji santralları gibi çeşitli enerji faaliyetleri nedeniyle zaten zarar gördüğü bilinen Tuzla Çayı'na sıfır noktasında bir taş ocağına izin verilmesi, Tuzla Çayı’nın ölüm fermanı olacaktır. Pasa atıklarında meydana gelecek olası asit maden drenajları, çaya ve dolayısıyla çayın ulaştığı tarım alanlarına ve canlılara zarar verecektir. Ayrıca, taş ocağı için tozumayı önleme vb. nedeniyle su gerekeceğinden zaten su kıtlığı çekilen bölgede su kaynakları için de tehlike meydana gelecektir. Patlatma nedenleriyle yer altı suları yer değiştirecek ve bölgeden kaçacaktır. Yarma ve kazı nedeniyle, bölgedeki yer altı sistemi olumsuz etkilenecektir” denildi.
Ayrıca açıklamada taş ocaklarının zararlarına ilişkin şu detaylara yer verildi: “Taş ocaklarının, silikozis gibi çeşitli akciğer hastalıklarına, böbrek sorunlarına, cilt hastalıklarına neden olduğu bilinmektedir. Yöre halkının sağlığı olumsuz etkilenecektir. Taş ocakları, ağaçların kesilmesi, bitkisel toprağın sıyrılması, devasa çukurların açılması ve atık ve pasa dağlarının oluşması nedeniyle doğal peyzajı ve ekosistemi bozmakta, çorak arazilerin oluşmasına yol açmaktadır.”
“Korubaşı, Behramkale ve çevresindeki yaşayan yurttaşlar olarak söz konusu projeyi istemiyoruz” denilen açıklamada Ayvacık Kaymakamlığı, Ayvacık Ziraat Odası, Esnaf Odası, turizm örgütleri, İlçe Tarım Müdürlüğü, Ayvacık Belediyesi ve yöre muhtarlara projeye karşı çıkma çağrısı yapıldı.
Şirketin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini başlattığı ifade edilen açıklamada, “Proje hakkında görüş verecek olan Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nü, İl Kültür Müdürlüğü’nü, DSİ 25. Bölge Müdürlüğü’nü, Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nü, İl Sağlık Müdürlüğü’nü ve ilgili diğer kurumları projeye olumsuz görüş vermeye davet ediyoruz.
ÇED süreci ile ilgili kararı verecek olan İl Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nü “ÇED Gerekli değildir” kararı vermemeye ve projenin gerçekleşmesinin mümkün olmaması nedeniyle ÇED sürecini sonlandırılmaya çağırıyoruz” denildi.
(HABER MERKEZİ)