İngilizce'de En Çok Kullanılan 1000 Kelime: Öğrenmeniz Gereken Her Şey
İngilizce öğrenmek isteyenlerin en büyük sorunlarından biri, hangi kelimeleri öncelikli olarak öğrenmeleri gerektiğidir. İşte bu noktada, "İngilizcede En Çok Kullanılan 1000 Kelime" konusu karşımıza çıkıyor. Bu kelimeler, günlük iletişimde sıkça kullanıldığı için İngilizce öğrenenler için hayati bir öneme sahiptir. Peki, bu kelimeler nelerdir? Hangi kaynaklardan alınmıştır? İşte, merak edilen tüm soruların yanıtları ve daha fazlası bu makalede!
İngilizce öğrenmek istiyorsanız, en çok kullanılan kelimeleri
bilmek çok önemlidir. Bu kelimeler sayesinde günlük konuşmaları
yapabilir, metinleri anlayabilir ve yazı yazabilirsiniz. Peki,
ingilizcede en çok kullanılan 1000 kelime nelerdir? Bu
kelimelerin anlamları, örnek cümleleri ve okunuşları nasıldır? Bu
soruların cevaplarını bu yazıda bulacaksınız.
İngilizcede En Çok Kullanılan 1000 Kelime Neden Önemli?
İngilizcede en çok kullanılan 1000 kelime, dilin temelini
oluşturur. Bu kelimeler, ingilizcenin % 80’ini kapsar. Yani, bu
kelimeleri öğrenerek, ingilizce konuşulan her ortamda kendinizi
rahatça ifade edebilirsiniz. Ayrıca, bu kelimeler, ingilizce
öğrenmenin en kolay ve etkili yoludur. Çünkü, bu kelimeleri
öğrenerek, diğer kelimeleri ve gramer kurallarını daha hızlı
kavrayabilirsiniz. Bu kelimeler, ingilizce öğrenmenin ilk
adımıdır.
İngilizcede En Çok Kullanılan 1000 Kelime Nasıl Öğrenilir?
İngilizcede en çok kullanılan 1000 kelimeyi öğrenmenin birçok
yolu vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Flash kartlar kullanmak: Flash kartlar, kelimeleri görsel
olarak hatırlamanıza yardımcı olur. Her bir kartta bir kelime,
anlamı, örnek cümlesi ve okunuşu olabilir. Bu kartları düzenli
olarak tekrar ederek, kelimeleri kalıcı olarak öğrenebilirsiniz.
- Kelime oyunları oynamak: Kelime oyunları, kelimeleri
eğlenceli bir şekilde öğrenmenizi sağlar. Bulmaca, kelime avı,
kelime bulmaca gibi oyunlar, kelimeleri tanımanıza ve
kullanmanıza yardımcı olur.
- Online İngilizce kursu almak: Online İngilizce kursu,
kelimeleri profesyonel bir şekilde öğrenmenize imkan verir.
Ayrıca, bu kurslar, kelimeleri günlük hayatınıza adapte etmenizi
sağlar. Online İngilizce kursu alarak, ingilizcenizi hızlı ve
etkili bir şekilde geliştirebilirsiniz.
İngilizcede En Çok Kullanılan 1000 Kelime Listesi
İngilizcede en çok kullanılan 1000 kelime listesini aşağıda
bulabilirsiniz. Bu liste, ingilizcede en sık karşılaşacağınız
kelimeleri içerir. Bu kelimelerin Türkçe anlamlarını, örnek
cümlelerini ve okunuşlarını öğrenerek, ingilizcenizi
zenginleştirebilirsiniz.
- a bir
- ability kabiliyet, yetenek, beceri
- able yapabilmek, yapabilen
- about hakkında, ilgili, konusunda
- above yukarıda
- accept kabul etmek
- according göre
- account hesap, açıklama
- across karşısında
- act eylem, davranış
- action eylem, etki, hareket
- activity faaliyet, etkinlik
- actually aslında,
gerçekte
- add eklemek, ilave etmek
- address adres
- administration yönetim, idare
- admit kabul etmek, itiraf etmek
- adult yetişkin, erişkin
- affect etkilemek, etki etmek
- after sonra, ardından, daha sonra
- afternoon öğleden sonra
- afterwards ondan sonra
- again tekrar, yeniden
- against karşı
- age yaş
- agency ajans, acenta
- agent ajan
- ago önce, evvel
- agree katılmak, hem fikir olmak
- agreement anlaşma, sözleşme
- ahead önde, ileri
- air hava
- all her şey, tüm, bütün
- all right peki
- allow izin vermek
- almost neredeyse, hemen hemen
- alone yalnız, tek başına
- along boyunca, yanı sıra
- already zaten
- also ayrıca, hem de
- although rağmen, karşın ,
gerçi
- always her zaman, daima
- american amerikan
- among arasında, içinde
- amount miktar, tutar
- analysis analiz, çözümleme
- and ve, ile
- animal hayvan
- another diğeri
- answer cevap, yanıt
- any herhangi, hiç, her
- anyone kimse, herhangi biri, hiç kimse
- anything bir şeyi herhangi
bir şey, hiçbir şey
- anyway her halükârda
- anywhere herhangi bir yere
- appear görünmek, gözükmek
- apple elma
- apply uygulamak, başvurmak
- approach yaklaşım, yaklaşma
- april nisan
- area alan, bölge
- argue tartışmak
- arm kol
- around etrafında
- arrive varmak, ulaşmak
- art sanat
- article makale, yazı
- artist sanatçı
- as gibi, olarak
- ask sormak, istemek
- assume varsaymak,
farzetmek
- attack saldırı, atak
- attention dikkat
- attorney avukat, vekil
- audience seyirci, izleyici
- author yazar
- authority yetki, otorite
- available müsait
- avoid önlemek, kaçınmak
- away uzak, uzakta
- baby bebek
- back geri
- bad kötü
- bag sırt çantası
- ball top
- bank banka
- bar bar
- base üs, temel, baz
- be olmak, var olmak
- beat dövmek, yenmek
- beautiful güzel
- because çünkü
- become olmak, haline
gelmek
- bed yatak
- before önce
- begin başlamak, başlatmak
- behavior davranış, tutum,
hareket
- behind arkasında, gerisinde
- believe inanmak
- benefit yarar, fayda
- best en iyi, en iyisi, en
- better daha iyi, daha güzel, daha iyi şekilde
- between arasında,
aralarında
- beyond ötesinde, öte
- big büyük
- bill fatura
- billion milyar
- black siyah
- blood kan
- blue mavi
- board yazı tahtası
- body vücut
- book kitap
- born doğmuş, doğum
- both her ikisi de, ikisi de
- box kutu
- boy erkek çocuk
- break kırmak
- bring getirmek
- brother erkek kardeş
- budget bütçe
- build inşa etmek
- building bina
- business iş
- but fakat, ama, lakin
- buy satın almak
- by tarafından, ile, göre,
vasıtasıyla
- call aramak
- camera kamera
- campaign kampanya
- can yapabilmek
- cancer kanser
- candidate aday
- capital başkent
- car araba
- card kart
- care bakım
- career kariyer
- carry taşımak
- case dava
- catch yakalamak
- cause sebep olmak
- cell hücre
- center merkez
- central merkezi
- century yüzyıl
- certain belirli, kesin
- certainly kesinlikle
- chair sandalye
- challenge meydan okuma
- chance şans
- change değişiklik
- character karakter
- charge şarj etmek
- check kontrol etmek, denetlemek
- child çocuk
- choice seçim, seçenek
- choose seçmek
- church kilise
- citizen vatandaş
- city şehir
- civil sivil
- claim iddia etmek, iddia
- class sınıf
- clear temiz, açık
- clearly açıkça
- close kapatmak
- coach koç
- cold soğuk
- collection toplamak
- college kolej
- color renk
- come gelmek
- commercial ticari
- common ortak
- community topluluk
- company şirket
- compare karşılaştırmak
- computer bilgisayar
- concern ilişkisi olmak,
ait olmak, ilgilendirmek
- condition şart
- conference konferans
- congress kongre
- consider dikkate almak
- consumer tüketici
- contain içermek
- continue devam etmek
- control kontrol
- cost maliyet
- country ülke
- couple çift
- course ders
- court mahkeme
- cover örtmek
- create yaratmak
- crime suç
- cultural kültürel
- culture kültür
- cup fincan
- current şu andaki
- customer müşteri
- cut kesmek
- dark karanlık
- data veri
- daughter kız evlat
- day gün
- dead ölü
- deal anlaşmak
- death ölüm
- debate müzakere, tartışma
- decade on yıl
- decide karar vermek
- decision karar
- deep derin
- defense savunma
- degree derece
- democrat demokrat
- democratic demokratik
- describe tanımlamak
- design tasarım
- despite rağmen, aksine
- detail ayrıntı
- determine belirlemek
- develop geliştirmek
- development gelişim, kalkınma
- die ölmek
- difference fark
- different farklı
- difficult zor
- dinner akşam yemeği
- direction yön
- director yönetmen
- discover keşfetmek
- discuss tartışmak
- discussion tartışma
- disease hastalık
- do yapmak
- doctor doktor
- dog köpek
- door kapı
- down aşağı
- draw çizmek
- dream rüya
- drive sürmek
- drop düşürmek
- drug uyuşturucu
- during sırasında
- each her biri
- early erken
- east doğu
- easy kolay
- eat yemek yemek
- economic ekonomik
- economy ekonomi
- edge kenar, kıyı
- education eğitim
- effect efekt
- effort çaba
- eight sekiz
- either ya
- election seçim
- else başka
- employee çalışan
- end son
- energy enerji
- enjoy keyif almak
- enough yeterli
- enter girmek, katılmak
- entire tamamı
- environment çevre
- environmental çevreci
- especially özellikle
- establish kurmak
- evening akşam
- event olay
- ever hiç
- every her
- everybody herkes
- everyone herkes, her biri
- everything her şey
- evidence delil
- exactly kesinlikle
- example örnek
- executive yönetici
- exist var olmak
- expect ummak
- experience deneyim
- expert uzman
- explain açıklamak
- eye göz
- face yüz
- fact gerçek
- factor faktör
- fail başarısız
- fall düşmek
- family aile
- far uzak
- fast hızlı
- father baba
- fear korku
- federal federal
- feel hissetmek
- feeling duygu
- few az
- field tarla, alan
- fight kavga
- figure şekil
- fill doldurmak
- film film
- final final, nihai
- finally en sonunda
- financial mali
- find bulmak
- fine iyi, güzel
- finger parmak
- finish bitiş
- fire ateş
- firm firma
- first ilk
- fish balık
- five beş
- floor zemin
- fly uçmak
- focus odaklanmak
- follow takip etmek
- food gıda, yiyecek
- foot ayak
- for için
- force kuvvet
- foreign yabancı
- forget unutmak
- form form
- former önceki, eski
- forward Ileri
- four dört
- free ücretsiz
- friend arkadaş
- front ön
- full tam
- fund fon, sermaye
- future gelecek
- game oyun
- garden bahçe
- gas gaz
- general genel
- generation nesil
- get almak
- girl kız
- give vermek
- glass bardak
- go gitmek
- goal hedef
- good iyi
- government hükümet
- great harika
- green yeşil
- ground zemin
- group grup
- grow büyümek
- growth büyüme
- guess tahmin
- gun silah
- guy adam
- hair saç
- half yarım
- hand el
- hang asmak
- happen olmak
- happy mutlu
- hard zor
- have sahip olmak
- he o (erkek)
- head kafa
- health sağlık
- hear duymak
- heart kalp
- heat sıcaklık
- heavy ağır
- help yardım
- her ona (kadın)
- here burada
- herself kendini
- high yüksek
- him onu (erkek)
- himself kendisi
- his onun (erkek
- history tarih
- hit çarmak
- hold tutmak
- home ev
- hope umut
- hospital hastane
- hot sıcak
- hotel otel
- hour saat
- house ev
- how nasıl
- however ancak
- huge kocaman
- human insan
- hundred yüz
- husband koca
- idea fikir
- identify belirlemek, tanımak, tanımlamak
- if eğer
- image görüntü, resim
- imagine hayal etmek
- impact etki
- important önemli
- improve iyileştirmek, iyi
hale getirmek
- in içinde
- include dahil etmek
- including dahil olmak üzere
- increase artırmak
- indeed aslında
- indicate belirtmek
- individual bireysel
- industry endüstri
- information bilgi
- inside Içeride
- instead yerine
- institution kurum
- interest faiz
- interesting ilginç
- international uluslararası
- interview röportaj
- into Içine
- investment yatırım
- involve içermek, kapsamak
- issue sorun
- it o (cansız)
- item öğe
- its onun (cansız)
- itself kendisi
- job meslek
- join katılmak
- just sadece
- keep tutmak
- key anahtar
- kid çocuk
- kill öldürmek
- kind tür
- kitchen mutfak
- know bilmek
- knowledge bilgi
- land arazi, toprak
- language dil
- large geniş
- last son
- late geç
- later sonra
- laugh gülmek
- law hukuk
- lawyer avukat
- lay yatırmak
- lead öncülük etmek
- leader lider
- learn öğrenmek
- least en az
- leave ayrılmak
- left ayrıldı
- leg bacak
- legal yasal
- less az
- let Izin vermek
- letter mektup
- level seviye
- lie yalan
- life hayat
- light ışık
- like sevmek, beğenmek
- likely muhtemel
- line çizgi, sıra
- list liste
- listen dinlemek
- little küçük
- live canlı
- local yerel
- long uzun
- look bakmak
- lose kaybetmek
- loss kayıp
- lot çok
- love aşk
- low düşük
- machine makine
- magazine dergi
- main ana
- maintain sürdürmek
- majority çoğunluk
- make yapmak
- man adam, insan
- manage yönetmek
- management yönetim
- manager müdür, yönetici
- many çok
- market pazar
- marriage evlilik
- material malzeme
- matter konu, mesele
- may mayıs ayı
- maybe belki, olabilir
- me bana, beni
- mean anlamına gelmek
- measure ölçmek
- media medya
- medical tıbbi
- meet buluşmak
- meeting toplantı
- member üye
- memory hafıza
- mention değinmek, söz
etmek
- message mesaj
- method yöntem
- middle orta
- might belki
- military askeri
- million milyon
- mind zihin
- minute dakika
- miss özlemek
- mission misyon
- model model
- modern modern
- moment an
- money para
- month ay
- more daha
- morning sabah
- most çoğu
- mother anne
- mouth ağız
- move hareket etmek
- movement hareket
- movie film
- Mr bay
- Mrs bayan
- much çok
- music müzik
- must zorunlu
- my benim
- myself kendim
- name isim
- nation ulus
- national ulusal
- natural doğal
- nature doğa
- near yakın
- nearly neredeyse
- necessary gerekli
- need ihtiyaç, gereksinim
- network ağ
- never asla
- new yeni
- news haber
- newspaper gazete
- next sonraki
- nice iyi, güzel
- night gece
- no hayır
- none yok, hayır, hiçbiri, hiçbir şey
- nor ne de
- north kuzey
- not değil
- note not
- nothing hiçbir şey
- notice fark etmek
- now şimdi
- number numara
- occur meydana gelmek
- off kapalı
- offer teklif etmek
- office ofis
- officer memur
- official resmi
- often sıklıkla
- oil yağ
- okay tamam
- old yaşlı, eski
- on üzerinde
- once bir zamanlar
- one bir
- only bir tek
- onto üstüne
- open açık
- operation ameliyat
- opportunity fırsat
- option seçenek
- or veya
- order sipariş, sipariş vermek
- organization organizasyon
- other diğer
- others diğerleri
- our bizim
- out dışarı
- outside dışında
- over bitti
- own kendi
- owner sahip
- page sayfa
- pain ağrı
- painting boyama
- paper kağıt
- parent ebeveyn
- part bölüm
- participant katılımcı
- particular özel, belirli
- particularly özellikle
- partner partner, ortak
- party parti
- pass geçmek
- past geçmiş
- patient hasta, sabırlı, hoşgörülü
- pattern desen
- pay ödemek
- peace barış
- people insanlar
- per başına, göre
- perform yapmak,
uygulamak, yerine getirmek
- performance performans
- perhaps belki
- period periyot, dönem
- person kişi
- personal kişisel
- phone telefon
- physical fiziksel
- pick almak
- picture resim
- piece parça
- place yer, mekan
- plan plan
- plant bitki
- play oynamak
- player oyuncu
- point puan
- police polis
- policy politika
- political siyasi
- politics siyaset
- poor fakir
- popular popüler
- population nüfus
- position pozisyon
- positive pozitif
- possible mümkün
- power güç
- practice uygulama, pratik
- prepare hazırlamak
- present mevcut
- president devlet başkanı
- pressure basınç
- pretty güzel
- prevent engel olmak
- price fiyat
- private özel
- probably muhtemelen
- problem problem, sorun
- process süreç, işlem
- produce üretmek
- product ürün
- production üretim
- professional profesyonel
- professor profesör
- program program
- project proje
- property gayrimenkul
- protect korumak
- prove kanıtlamak
- provide sağlamak
- public halka açık
- pull çekmek
- purpose amaç
- push itmek
- put koymak
- quality kalite
- question soru
- quickly hızlı bir şekilde
- quite oldukça
- race yarış
- radio radyo
- raise yükseltmek
- range menzil, aralık
- rate oran
- rather daha doğrusu
- reach ulaşmak
- read okumak
- ready hazır
- real reel, gerçek
- reality gerçeklik
- realize fark etmek
- really gerçekten
- reason neden
- receive teslim almak
- recent son
- recently son günlerde
- recognize tanımak
- record kayıt
- red kırmızı
- reduce azaltmak, düşürmek
- reflect yansıtmak
- region bölge
- relate Ilişki kurmak
- relationship Ilişki
- religious dini
- remain kalmak, sürdürmek
- remember hatırlamak
- remove kaldırmak, uzaklaştırmak, ortadan kaldırmak
- report rapor
- represent temsil etmek
- republican cumhuriyetçi
- require gerekmek, gerektirmek
- research araştırma
- resource kaynak
- respond yanıtlamak
- response cevap vermek
- responsibility sorumluluk
- rest dinlenme
- result sonuç
- return dönüş
- reveal ortaya çıkartmak, açığa vurmak
- rich zengin
- right sağ
- rise yükselmek
- risk risk
- road karayolu, yol
- rock kaya
- role rol
- room oda
- rule kural
- run koşmak
- safe güvenli
- same aynı
- save kayıt etmek
- say söylemek
- scene sahne
- school okul
- science bilim
- scientist bilim insanı
- score skor
- sea deniz
- season sezon
- seat koltuk
- second ikinci
- section bölüm, kesit
- security güvenlik
- see görmek
- seek aramak
- seem görünmek
- sell satmak
- send göndermek
- senior kıdemli, yaşça büyük
- sense algı, duyu
- series dizi, seri
- serious ciddi
- serve servis
- service hizmet
- set ayarlamak
- seven yedi
- several birkaç
- shake sallamak
- share paylaşmak
- she o (kadın)
- shoot şut çekmek
- short kısa
- shot atış
- should meli, malı
- shoulder omuz
- show göstermek
- side yan
- sign işaret
- significant önemli
- similar benzer
- simple basit
- simply basitçe
- since dan beri
- sing şarkı söylemek
- single tek
- sister kız kardeş
- sit oturmak
- site alan
- situation durum
- six altı
- size boyut
- skill beceri
- skin cilt
- small küçük
- smile gülümseme
- so yani
- social sosyal
- society toplum
- soldier asker
- some bazı
- somebody birileri
- someone birisi
- something bir şey
- sometimes ara sıra
- son oğul
- song şarkı
- soon yakında
- sort çeşit
- sound ses
- source kaynak
- south güney
- southern güney, güneyli
- space boşluk
- speak konuşmak
- special özel
- specific özel
- speech konuşma
- spend harcamak
- sport spor
- spring bahar
- staff personel
- stage sahne
- stand ayakta durmak, direnmek
- standard standart
- star yıldız
- start başlama
- state devlet, durum
- statement beyan, ifade
- station istasyon
- stay kalmak
- step adım
- still hala
- stock stok
- stop dur, durmak
- store mağaza
- story öykü
- strategy strateji
- street sokak
- strong güçlü
- structure yapı
- student öğrenci
- study ders çalışma
- stuff şey, madde
- style stil
- subject konu
- success başarı
- successful başarılı
- such böyle
- suddenly aniden
- suffer acı çekmek
- suggest önermek
- summer yaz
- support destek
- sure emin
- surface yüzey
- system sistem
- table masa, tablo
- take almak
- talk konuşmak
- task görev
- tax vergi
- teach öğretmek
- teacher öğretmen
- team takım
- technology teknoloji
- television televizyon
- tell söylemek
- ten on
- tend yönelmek, eğilmek
- term terim
- test test
- thank teşekkür etmek
- that o
- their onların
- them onları
- themselves kendilerini
- then sonra
- theory teori
- there orada
- these bunlar
- they onlar
- thing şey
- think düşünmek
- third üçüncü
- this bu
- those bunlar
- though olsa da
- thought düşündü
- thousand bin
- threat tehdit
- three üç
- through vasıtasıyla
- throughout boyunca
- throw atmak
- thus böylece
- time zaman
- to mastar (mek, mak), karşı
- today bugün
- together birlikte
- tonight bu gece
- too çok, fazla
- top üst
- total toplam, tüm
- tough sert
- toward -e doğru
- town kasaba
- trade ticaret
- traditional geleneksel
- training eğitim, antrenman
- travel seyahat
- treat tedavi etmek
- treatment tedavi
- tree ağaç
- trial deneme, test
- trip yolculuk
- trouble sorun
- true doğru
- truth hakikat
- try denemek
- turn çevirmek
- two iki
- type tip, tür, model
- under altında
- understand anlamak
- unit ünite
- until -a kadar
- up yukarı
- upon üzerinde
- us bize
- use kullanmak
- usually genellikle
- value değer
- various çeşitli
- very çok
- victim kurban
- view görünüm
- violence şiddet
- visit ziyaret etmek
- voice ses
- vote oy
- wait beklemek
- walk yürümek
- wall duvar
- want istemek
- war savaş
- watch izlemek
- water su
- way yol, yön, yöntem
- we biz
- weapon silah
- wear giyinmek
- week hafta
- weight ağırlık
- well daha iyi
- west batı
- western batıda
- what ne
- whatever her neyse
- when ne zaman
- where nerede
- which hangi
- while iken
- white beyaz
- who kim
- whom kime
- whose kimin
- why niçin?
- wide geniş
- wife kadın eş
- win kazanmak
- wind rüzgar
- window pencere
- wish dilek, dilemek
- with ile
- within içinde
- without olmadan
- woman kadın
- wonder merak etmek, şaşmak
- word kelime
- work çalışmak
- worker işçi
- world dünya
- worry endişe etmek
- would cekti, caktı
- write yazmak
- writer yazar
- wrong yanlış
- yard avlu
- yarn iplik
- year yıl
- yearly yıllık
- yelling seslenmek
- yes evet
- yesterday dün
- yet henüz
- you sen
- young genç
- your senin
- yourself kendin
- youth gençlik
- zebra zebra
- zeppelin zepli
- zipper fermuar
- zodiac burçlar kuşağı
- zombie zombi
- zoo hayvanat bahçesi
- zoology hayvan
bilimi
- zoom yakınlaşmak, zoom yapmak
(SAİM TUNÇMAN)