Yerel seçim hazırlıkları Çanakkale’de tam anlamıyla hız kazanmış durumda. Çanakkale Belediye Başkan Adayları şehrin nabzını tutmak için kentlileri ziyaret ediyor. Ancak şehirde zorluk çekmeden yaşayabilmek, hayatlarını idame ettirebilmek adına mücadele veren grupların da taleplerini dinlemek büyük önem arz ediyor. Altı Nokta Körler Derneği adına taleplerini dile getiren Ercan Şen ve Tayfun Tezcan, Çanakkale Belediye Başkan Adaylarından neler beklediğini Gazetemiz OLAY’a anlattı.
Görme engellilerin taleplerinin temeli, özgürce kentte adım atabilmek. Ancak, şehirde yer alan duba sorununun buna engel olduğunu dile getiren Ercan Şen “Bizim taleplerimiz aslında yıllardır aynı. Ben yaklaşık 10 yıldır bu işlerin içindeyim, muhtemelen benden öncesi de var. Görme engellilerin talebi bu şehirde; özgürce, başlarına bir şey gelmeden yürüyebilmek. Buna engel olan şeyler var. Bir; araç park etmesin diye koyulmuş dubalar. Çok sık var, çok fazlalar. O yüzden baston bir tanesini kaçırmazsa bir tanesini mutlaka kaçırıyor. Bugün bağımsız hareket eden, birine muhtaç kalmadan bastonuyla hareket etmeyi tercih eden bütün görme engellilerde diz altında geçmeyen yaralar var. Çünkü o dubalardan kaçmanın yolu yok ve iki haftada bir o dubalara çarpıyoruz ve bacaklarımız yaralıyor. Bununla ilgili Belediyeye defalarca dilekçe yazdık, Başkan’la, Ulaştırma Müdürü’yle görüştük. Ancak şu ana kadar olumlu bir sonuç alamadık. Gelecek yeni Belediye Başkanı’ndan ilk beklentimiz bu. Araç park etmesin diye konulmuş dubaların yerine alternatif bir çözüm istiyoruz. Dubaları komple kaldırmak en doğrusu ama yapılamıyorsa dubalar bacaklara zarar verilmeyecek bir materyalle kaplanabilir. Veya ayrı ayrı yerine tek bir bütünsel şeklinde örülebilir” ifadelerini kullandı.
Dubaların ardından sorun, kaldırımlara geliyor. Kaldırımlarda yer alan ağaçlar, görme engelliler için tehlikelerden bir tanesi. Kaldırımlarda yer alan yamuk ağaç sorunundan bahseden Ercan Şen “İkinci şikayetimiz yine kaldırımlarla ilgili. Kaldırımda yamuk ağaçlar var. Bazılarının budaması yapılmamış durumda, bazılarının komple gövdesi yamuk. Biz şimdi bastonumuzla giderken temelde şunu yapıyoruz. Adımımızı atacağımız yere bastonumuzla dokunarak zemini kontrol ediyoruz. Ancak havadan gelecek darbelere açığız. Bu da ağacın bastonumuzun geçip kafamızın çarpmasına neden oluyor” sözlerine yer verdi.
Kaldırımlarda ağaç sorununun ardından, kaldırımların çeşitli engellerle dolması kentin dezavantajlı gruplarının kaldırımlarda yürümesini büyük ölçüde engelliyor. Kaldırımda yer alan engellere yönelik Belediye’nin bir denetim yapamadığını belirten Şen “Aynı şekilde insan boyutu yüksekliğinde tabelalar var. Yine kaldırımlarda, elektrik panoları, fiber kutuları var. Bunların yer altına taşınması lazım. Bu söylediklerim sadece görme engelliler için de değil. Hanginiz rahatça kaldırımda yürüyebiliyorsunuz? Birçoğuna kaldırım denemez; çok küçük, dar, engebelerle dolu. Esnafa herhangi bir denetim zaten yapılmıyor. Bugün birçok kaldırımın üstünde esnafın artık masası dolabını geçtim, motor park edilmiş durumda” diye konuştu.
Şehirde yer alan aşırı trafik, büyük ölçüde tehlike taşıyor. Trafik ışıklarının sesli olmasını dile getiren Ercan Şen “Bir diğer büyük sorunumuz trafik ışıkları. Eskiden pandemi öncesinde bu kadar problem olmuyordu. Görme engellilerin trafik ışıklarını geçme prensibi şu; önünüzde hareket yoksa ortaya kadar gelirsiniz, arkanızda hareket başladığında da önünüzde hareket durmuştur. Ama sağa dönüşün serbest olduğu yerler var, orası çok tehlikeli olmaya başladı. Pandemi öncesi şehrimizde bu kadar çok trafik yoktu, artık aşırı trafik var. Ve hiçbir ışık sesli değil. Hem sağa dönüşlerin kapatılması lazım, hem de sesli ışıklar lazım bu şehre” sözlerine yer verdi.
Eski Kordon Bölgesi’nde denize düşmeyi önlemek ve olası tehlikelerin önüne geçmek için mutlaka bir bariyerin gerektiğini söyleyen Şen “Onun dışında Eski Kordon bölgesi var. Eski Kordon’da denize düşmeyi engelleyecek herhangi bir bariyer, engel, bir koruma yapılmamış durumda. Bu da dikkatsiz anlarımızda düşebileceğimiz anlamına geliyor. Ki bu 10 senelik süreçte 3 tane arkadaşımız Eski Kordon’dan denize düştü. Hiçbirine bir şey olmadı ama bu şans, çünkü aşağıda kayalıklar var. Orada kafalarını, gözlerini vurabilirler. İstenmeyen birçok sonuca yol açabilir. Bu konuyla da ilgili Belediye’ye defalarca dilekçe yazdık dilekçelerimize karşılık bile atmadılar. Hatta en son şu olay oldu; 2023’ün Şubat ayında konuyla ilgili tekrar dilekçe yazdık. Dedik ki ‘Eski Kordon’da denize düşmeyi engelleyen bir güvenlik önlemi nasıl bir şey olur bilmiyoruz ama siz uygun olanını yapın’ şeklinde. Dilekçemize karşılık alamadık. Mayıs ayında içinde bebekle beraber bebek arabası denize uçtu. Allah’a şükür bebeğe bir şey olmadı. Tekrar bir dilekçe yazdık. ‘Bizim söylediğimiz şekilde bir güvenlik eylemi almış olsaydınız, belki de bu olay gerçekleşmeyecekti. Burada en sonunda birilerine zarar gelecek. Ona da karşılık atmadılar. Bizim temelde belli başlı sorunlarımız ve Belediye Başkanı’ndan beklentilerimiz bunlar” ifadelerini kullandı.
Bu konuların sadece Belediye’yi ilgilendirmediğini, ilgili kurumların da el birliğiyle çalışması gerektiğini söyleyen Ercan Şen “Bu konuyla ilgili tek sorumlu Belediye de değil, onun da farkındayız. Ama konunun muhatabıyla ilgili hiç kimse bir şey yapmıyor. Bu konuları denetlemesi gereken, Belediye’yi de denetmesi gereken şehrimizde Erişebilirlik Komisyonu’muz var. Ancak buradan Belediye’ye yazılan herhangi bir ceza görmedim. Ne Valilik, ne Belediye konuyla ilgili bir şey yapıyor. İkisinden de taleplerde bulunuyoruz. Genelde taleplerimiz olumlu karşılanıyor ama vaatte kalıyor. Bu durumun değişmesi dışında başka bir isteğimiz var” diye konuştu.
Diğer vatandaşlar gibi, kendilerinin de otobüsten talepleri farksız değil. Yalnızca, durakların seslendirilmesinin önem taşıdığını belirten Şen “Ulaşımla ilgili taleplerimiz normal halktan farklı değil. Sadece şu, otobüsler durakları seslendirmiyor. Yani metrolarda olduğu gibi gelecek durak bu değil diye söylemiyor. Ben senelerdir bu şehirdeyim, hangi durakta olduğumuzu dönüşlerden seziyorum ama şehre yeni gelen bir görme engellinin şehir içi kullanarak bir yerden bir yere gitmesi bu sebepten ötürü zor. Çünkü bir sonraki durağın ne olduğunu bilmiyor. Ki bu sesli sistem de ya var açılmıyor otobüslerde ya da komple yok. Belediye’den bana verilen rakam, 113 Belediye otobüsünün 19’unda bu sesli sistemin çalıştığı. Ama zannederim o kadarında da çalışmıyor. Çünkü olarak kullanıyorum, 2-3 ayda bir denk gelirsem geliyorum. Onun dışında toplu ulaşımla ilgili şehrin çok büyük sorunları var. Bunu görme engellilikten bağımsız söylüyorum, tüm halkın böyle düşündüğünü düşünüyorum. Bir; şehrin bütün otobüsleri neden iskeleden geçiyor? Niye bir yerden bir yere uzatmadan gideceğimiz hatlar yok? İkinci olarak otogara niye sadece iskeleden otobüs kalkıyor? Firmalar servisleri de kaldırdı. Otogara gidebilmek için önce iskeleye ulaşmanız, oradan Ç-9’a binip otogara gitmeniz gerekiyor. Şehrin çeşitli yerlerinden direkt otogara giden, şehrin çeşitli yerlerinden direkt Atatürk Caddesi’nden veya bir üst caddeden direkt Esenler’e çıkan hatlar olunmalı. Hatlar sıklaştırılmalı ve yeni hatlar konulmalı” ifadelerini kullandı.
İnsanların rahat bir şekilde yürümesi için, Saat Kulesi’nde bulunan yolun trafiğe kapatılması gerektiğini söyleyen Ercan Şen “Bunun dışında Kordon bölgesinin de trafiğe kapatılması lazım. Saat Kulesi’nin oralarda kaldırımda zaten 50 santim, kaldırımda dubalar var. Onlardan kaldırıma çıkamıyoruz. Bir yandan trafik, bir yandan esnafın motorları var. O bölgelerin artık trafiğe kapatılması lazım ki insanlar rahat rahat gezebilsin, yürüyebilsin” dedi.
Ercan Şen’in ardından kendi taleplerinden bahseden Tayfun Tezcan “Yeni seçimlerimizde seçilecek olan yeni Belediyemizden beklentilerimiz; bir Belediye dediğimizde önce fiziksel şartlar, şehirde yaşayan insanların gereksinimleri aklımıza gelir. Bizler de engelli insanlar olarak, toplumun dezavantajı gruplarından biriyiz. Yönetim ekiplerinin şehir planlamalarını yaparken, dezavantajlı grupları öncelikli olarak hesap edip o şekilde planlamalar yapması gerekiyor. Bir görme engellinin takdir edersiniz ki hayatını sürdürmesinde en önemli yardımcısı bastonudur. Bir görme engelli, kimseye ihtiyacı olmadan bir yerden bir yere gidebilmeli, gereksinimlerini tam ve eksizsiz giderebilmelidir. Bu bir haktır, bu bir lütuf değildir. Bizler, ihtiyacımızı karşılayamadığımız için, sokakta yaralanmadığımız için ya da bir yerden bir yere ulaşırken insanlardan yardım aldığımız için kızıyoruz. Kendimize veya engelli olduğumuza kızmıyoruz. Biz bu şartları sağlaması gerekenler bu şartları sağlamadığı için bunun eksikliğini yaşıyoruz. Biz yeni yönetecek ekipten, engelli dernekleriyle, STK’larla çalışmalarını, birimler oluşturarak planlamalarda Türk Standartları ve Uluslararası Standartları... Bu standartlar bellidir. Bir kaldırımın yüksekliği ne kadar olmalıdır, kaldırımın genişliği ne kadar olmalıdır, bir engelli rampasının açısı kaç derece olmalıdır. Bunlar bellidir, kafamıza göre yapılmamalı. Görüyoruz ki bir engelli sandalyesinin çıkamayacağı kadar rampalar var ya da çıkmasının mümkün olmadığı kaldırımlar var. Biz bu insanları işin içinde olduğumuz için gayet iyi anlıyoruz” sözlerine yer verdi.
Görme engellilerin kartına tanımlanmış olan refakatçının pandeminin ardından tek bir kişiye düşmesi, görme engellileri tek bir kişiye bağlı gibi hissettiriyor. Bunun önemli bir sorun olduğunu söyleyen Tezcan “Yeni seçilecek Belediye Başkanından beklentilerimiz, öncelikli çalışmaların arasına engelli, dezavantajlı grupları koymaları. Fiziksel erişebilirliğinin yanı sıra haklar bağlamında da sahip çıkmamız gereken pozitif haklarımız var. Benim, engelli olmayan bir insanla eşit şartları sağlayabilmem, var olabilmem için haklar bağlamında bana bir şeylerin verilmiş olması gerekiyor. Bir örnek vermek istiyorum, Belediye otobüsüne binerken kent kart uygulamasında engelli kartlarında refakatçı binebilir ibaresi vardı kartlarımızda. Biz beraber inip inmek suretiyle yanımızdaki kişi bize yardımcı oluyor ve beraber inip binip onun da kent karttan geçişini sağlıyorduk. Fakat pandemiyle refakatçı kartına HES kodu uygulaması geldi ve bir kişiye sabitlendi refakatçımız. Şöyle bir durum var, ben bir görme engelliyim bana birçok kişi yardımcı olabilir. Ben bir kişiye bileğimden zincirlenmiş gibi hissediyorum. Bunun kaldırılması için Belediyeye başvurduk, talebimiz kabul edilmedi. Sadece bir kişiyle mi binmek zorundayım ben? Sadece kardeşimi tanımladığım için kardeşimle mi binmek zorundayım o Belediye otobüsüne? Bunun eski şekline dönmesini istiyoruz. Artı belediyeler, engelli insanlarının yaşadığı yerleri bilmelidirler. Deprem, sel, yangın gibi bir doğal afette engellilerin tahliye edilmesi ya da toplanma alanlarında engellilerin konumlarının belli olması için istatistiklerinin tutulması gerekiyor. Biz beraber çalışmaya hazırız, yeter ki şehir daha güvenli daha erişebilir herkes için daha eşit şartlarda ve daha sosyal donatıları zengin bir şehir olsun. Biz bu alanda destek vermeye hazırız” dedi.
(ESRA GÜLLER)