havadurum

Gelenekten geleceğe bir köprü: Çeyiz

Gelenekten geleceğe bir köprü kuran çeyiz kültürü, İnce İğne Çeyiz'in deneyimli işletmecisi Emine Durmaz’ın modern dokunuşlarıyla yeniden hayat buluyor.

3242

Çeyiz, Türk kültüründe nesiller boyu süregelen bir gelenek olarak, geçmişten günümüze uzanan bir köprü görevi görüyor. Bu köprünün sağlam kalabilmesi ve geleceğe taşınabilmesi için modern dokunuşlara ihtiyaç duyuluyor. İşte tam bu noktada, İnce İğne Çeyiz'in deneyimli işletmecisi Emine Durmaz devreye giriyor. Eski işlemeleri, günümüzün modern kullanım alanlarına adapte eden Durmaz, çeyiz kültürünü yaşatmak için büyük bir özveriyle çalışıyor. Emine Hanım ile yaptığımız bu röportajda, mesleğindeki 12 yıllık tecrübesiyle çeyiz kültürünün nasıl dönüştüğünü ve modern yaşamda nasıl yeniden yer bulduğunu keşfedeceksiniz.

https://canakkaleolay.com/galeri/gelenekten-gelecege-bir-kopru-ceyiz-75

Emine Hanım meslekte kaçıncı yılınız?

2012 yılından beri yapıyorum. Yani meslekte 12 yılı geride bıraktık. Okullu değil alaylı bir şekilde başladım bu işe ve elimden geldiğince eski işlemeleri yeni kullanım alanlarına entegre ederek gelenekten geleceğe bir köprü olmaya çalışıyoruz.

İnsanlar eskisi gibi çeyiz yaptırmaya devam ediyor mu?

Tabii ki eskiye nazaran daha az çeyiz işi yapılıyor ancak tasarımlar modern hale geldikçe alıcısı da oluyor. Örneğin gençler genelde mobilyalarda örtü kullanmak istemiyorlar ama eski dantel ve kanaviçeleri modern hale getirip tasarladığımız zaman hoşlarına gidiyor. Antika görevi gördüğü için de kullanımı daha keyifli oluyor. Yeni çıkan leke tutmayan, ütü istemeyen kumaşlar var. Onları tercih ediyorlar. Daha pratik tercihlere yöneldiler.

Eskiden aile büyüklerimizin el emekleriyle işledikleri, ördükleri parçalar var. Bu parçalar size geldikten sonra ne gibi işlemler yapıyorsunuz?

Bize geldikten sonra önce güzelce ütülüyoruz. Ardından hangi alanda kullanmak istiyorlarsa ona uygun bir kumaşla birleştiriyoruz. Daha çok runner ya da bohça tarzı uygulamalar tercih ediliyor. Pike yaptıran çok müşterimiz var. Gençlerimiz eski işlemeleri nerede kullanabileceklerini, nasıl değerlendirebileceklerini bilmedikleri için çöpe atıyorlar. O yüzden anneler ve gençlerle birlikte, onların istekleri doğrultusunda bu işlemeleri değerlendiriyoruz.

Az önce bir örnek dikkatimi çekti. O işlemenin 100 yıllık olduğunu söylemiştiniz. Ondan bize bahseder misiniz?

Evet, o işleme 100 yıllık bir masa örtüsüne ait. Telkırma dediğimiz bir işleme türü. Bu işi bize getiren hanımefendinin kayınvalidesinin de kayınvalidesine ait o işleme. O hanımefendiye getirdiği parçadan yararlanarak yeni bir masa örtüsü, bir fiskos örtüsü ve peçetelerini yaptık. Çok memnun kaldı. Gören herkes de hayran kaldı. Böyle bir işi tasarlayıp vesile olmak yeni bir iş yapmaktan çok daha keyifli.

Mesleğinizde ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

İşimizin en zor yanı hanımları memnun etmek. Bazı müşterimiz kararı bize bırakıyor, dolayısıyla hem daha modern hem de daha kullanışlı ürünler çıkıyor ortaya. Ancak bazen müşterilerimizi memnun etmek zor olabiliyor.

Zaman içinde mesleğinizin öleceğini düşünüyor musunuz?

Ben mesleğimizin öleceğini düşünmüyorum. Çünkü günümüzde de hala aile büyüklerimiz bu geleneği devam ettirmeye çalışıyorlar. Zor ve hayal gücüne dayalı bir meslek bizim işimiz. O yüzden mesleğimizin ölmeyeceğini ancak geçmişteki işlemeler yerine daha modern ve düz çizgilerle de olsa devam edeceğini düşünüyorum.

(ERHAN TAYLAN)
Paylaş