Eski ayakkabılar kömürlüklerden çıkartılmaya başlandı

Enflasyonun düşmesiyle beraber, asgari ücrete ne kadar zam yapılsa bile temel ihtiyaçlar dahil birçok alanda gelen zamlar vatandaşların cüzdanlarını küçültmeye başladı. Ayakkabı Tamircisi olan Özcan Akbulut ise bu süreçte işlerinin oldukça arttığını çünkü insanların yeni bir şeyler almak yerine eskilerini tekrardan onarma çabası girdiklerini dile getirdi.

983

Geçtiğimiz genel seçimlerin ardından ekmekten suya, teknolojiden gıdaya birçok alanda gelen zamlarla birlikte vatandaşların alım gücü gittikçe düşmeye devam ediyor. Akaryakıta yapılan zamlar, ekmeğe, simide gelen zamlar derken vatandaşlar artık hiç kullanmadıkları elbiselerini, ayakkabılarını bazaların altından çıkarmaya başladı. Çanakkale'de 42 senedir Ayakkabı Tamirciliği işi ile uğraşan Özcan Akbulut ise esnaf olarak bu süreçte vatandaşların nasıl bir ruh halinde olduğunu, nasıl bir maddi çıkmaza girdiklerini en iyi gözlemleyenlerden biri. Çanakkale OLAY Gazetesi'ne özel açıklamalar yapan Akbulut, vatandaşların artık ayakkabı tamir ettirmeye bile bütçelerinin yetmediğini vurguladı. 

"20-30 liralar vatandaşa lüks gelmeye başladı"
Çanakkale Kurşunlu Camii'nin köşesinde dükkanı bulunan 42 senelik Ayakkabı Tamircisi Özcan Akbulut, Türkiye'deki ekonominin geldiği son noktayı göz önünde bulundurarak, insanların artık bir ayakkabıyı bile tamir ettiremeyecek hale geldiğini ifade ederek; "Zamlardan sonra işler çok arttı, vatandaşın alım gücü yok. Yeni bir ayakkabı alamıyor, tamir ettirmek zorunda. Son zamanlarda kömürlükten gelmeye başladı ayakkabılar, eskileri bulup tamir ettiriyorlar. Şu an da insanlar çok zor durumda, ayakkabı tamiri yaptıramayacak durumda. Bizim istediğimiz 20-30 liralar vatandaşa lüks gelmeye başladı. Zamanında 2 bin lira vermiş ayakkabıya, tamirci 20 lira istediği zaman gözlerine çok gelir ama ayakkabıyı alırken 3 bin lira verir gözüne gelmez. İnsanlar artık çok mutsuz. Adam ayakkabıyı mı tarif ediyor yoksa benimle kavga mı ediyor belli değil, böyle durumlar yaşıyorum" şeklinde konuştu.

"Ben emeğimden fedakarlık yapıyorum"
Geçen seneye oranla bu sene zam yapmadığını belirten Akbulut; "Geçen seneye oranla bir fiyat farkı koymadım, burada el emeğiyle çalışan bir adamım, benim için önemli olan vicdan, cüzdan çokta önemli değil. Milletin durumu ortada. Ben geçen sene 20 liraya yaptığım işi bu sene yine 20 liraya yapıyorum çünkü el emeği ile çalışıyorum, bir şey satıyor olsam zam yapabilirim. Ben emeğimden fedakarlık yapıyorum. Vatandaşı üzmemeye çalışıyorum. Çöpe gidecek ayakkabıyı getiriyor insanlar, alamıyor ve yaptırmak zorunda bir şekilde. Ben de elimden geldiği kadarıyla yapıp vatandaşa vermeye çalışıyorum" ifadelerini kullandı.

"Toplum olarak hastayız"
Pandemiden sonra birde ardı arkası kesilmeyen zamların toplumu iyice kötü bir hale getirdiğini belirten 42 yıllık Ayakkabı Tamircisi; "Mesela bir kadın geldi, olmayacak bir ayakkabısını yaptım, emitasyon ayakkabı, ömrünü tamamlamış. Dün geri geldi, yapmış olduğum ayakkabı açılmış tekrar, tutunacak bir dalı yok ayakkabının, yaptım evet ama çok iyi bir şey çıkmadı ortaya. Tekrar yapacaksın dedi, bunun artık olur bir yanı yok, ben size bir çift terlik alayım dedim. İleri geri konuşmaya başladı, polis çağıracağım vs demeye başladı, çağırın polisi o halletsin bu işi dedim, sizin kopan terliğinizi de polis yapsın hatta dedim, siz çağırmıyorsanız da ben çağıracağım polisi dedim. Buna benzer durumları çok yaşıyorum. Artık benim de ruh sağlığım bozulmaya başladı çünkü gelen insanlar sorunlu insanlar. Ben esnafım, gözlemci bir adamım, şu an ki ortamdan şunu gözlemliyorum; toplum olarak hastayız, bunun kanaatine vardım çünkü yapılan hareketler normal değil. Pandemiden sonra bizim işim, kafamız, dengemiz bozuldu. mutsuzuz, huzurumuz yok, alınan paralar geçinmeye yetmiyor, kiralar aldı başını gidiyor, herkeste bir sıkıntı var, Allah sonumuzu hayır etsin" diye konuştu.

"Yokluk çok kötü bir şey"
Geçen sene 5 lira kar elde ediyorsa bu sene 2 lira kar elde ettiğini vurgulayan Özcan Akbulut; "Ben emekliyim, benim yapacak bir şeyim kalmadı, benim üç tane çocuğum var üçünü de evlendirdim, benim buraya gelmemin sebebi; kahvede, evde oturamıyorum, yılların verdiği bir birikim var, eşim dostum geliyor derken burada vakit geçiriyorum. Manevi olarak çok zorlanıyorum, eve çok sinirli bir vaziyette gidiyorum. Ben bu işi daha ne kadar devam ettiririm bilmiyorum ama çok uzun süreceğini sanmıyorum çünkü ben geçen sene 80 liraya aldığım yapıştırma ilacını şu an da 400 liraya alıyorum, fiyat çok fazla uçtu. Millete bunu anlatamıyorsun, anlatamadığım için çokta polemiğe girmek istemiyorum, geçen seneki fiyattan devam ediyorum. Ben mesela eskiden beş lira kar elde ediyorsam şu anda 2 lira elde ediyorum üç liram gidiyor, emeğimi çok ucuza satıyorum, bazıları çok pahalıya satar emeğini, benimki ucuz. En kötü şey maddiyatsızlık, istediğin bir şeyi alamamak, yokluk çok kötü bir şey" sözlerini kullandı.

"42 senedir bu işin kesatını görmedim, demek ki bu memlekette 42 senedir kriz var"
Bu mesleğin insanlar arasında düşük seviyede bir iş olduğunu ama dönüp dolaşıp buraya geri geldiklerini belirten Akbulut; "Bu işin yazı kışı yok, ben 42 senedir bu işin kesatını görmedim, demek ki bu memlekette 42 senedir kriz var, kriz olmasa benim işim olmaz zaten. Bu iş çekirdekten yetiştirmekle oluyor, okumakla vs olmuyor. Şu an da çırak yetişmediği için, çırak olmadığı zaman usta ve kalfa da olmuyor, bu işi yapacak insan olmadığı için bitmeye mahkum. İş fırsatı var, bu işi yapacak insan yok. Bu iş insanlara çok alçak bir şey gibi geliyor, bana mesela farklı ortamlarda ne iş yapıyorsun diye soruyorlar, ayakkabı tamircisi olduğumu söylüyorum, inanmıyorlar bu işi yaptığımı. Vatandaşın gözünde düşük seviyede bir iş ama bakıldığı zaman vatandaşın dönüp dolaşıp geri döndüğü yerlerden biri. Bu iş bu vatandaşa yapılacak iş değil, hak etmiyorlar. Ben İstanbul'da yıllarca çalıştım, müşterilerimin arasında Ermeniler Rumlar vardı, onlar çok başkaydı, burada öyle bir şey yok" dedi.

Paylaş