Dediğim gibi, anormal bir şey değil ama, geçenlerde öyle bir yazı/yorum’a denk geldim ki, üçbeş satır yazmadan edemedim, “analizin analizini” yapmak istedim.
Yazının başlığında, eski Çanakkale Milletvekili, Ak Parti Grup Başkan Vekili ve şimdiki İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan için “efsane” tabiri kullanılmış, sonrasında da “çöküşü” denmiş. Efsane olduğunu kabul etmiş en azından, bu da birşeydir. Ancak, “çöküş” ifadesi ve yazının içeriğindeki değerlendirmeler, biraz “eski hesap” ve hatta “tanıdık kıskançlıklar” kokuyor nedense.
Yerel siyasetin kronik hastalığıdır, ilişkiler dengesini, eski hesaplaşmaları gerçeklerin önüne koymak. Maalesef yerel basından bazı kişileri de zaman zaman bu kavganın tetikçisi olarak kullanır. Belli ki yerel seçim sonuçları birilerinin eline bu fırsatı vermiş. Kalemşörlük silahı kuşanılmış; çekememezlikler siyasi akla galebe çalmış.
Kimse kusura bakmasın ama malum yazıda Ak Parti eleştirisi yapanların klişeleşmiş söylemlerinden başka, elle tutulur bir şey görmedim: Kibir, danışmanlar, vs… “Nasılsa kime atsan yapışır” diye düşünmüş olsalar gerek ama bence bu çamurları yanlış yere attılar. Bülent Turan, tanımadığımız bir insan değil. Yıllardır hem Türkiye, hem de Çanakkale siyasetinde, sokakta, çarşıda, mitingde, yani ortada olan bir siyasi kişilik. Galiba şubat ayı gibiydi, Kepez Eski Belediye Başkanı Chp’li Ömer Faruk Mutan bizzat Bülent Turan’ın yüzüne karşı teşekkür etti, parti ayrımı yapmadan Çanakkale’de herkesi dinlediği, herkesin sorununa eğildiği için. Chp’lilerin bile insanlığını ve mütevaziliğini takdir ettiği Bülent Turan’dan “birtakım Ak Partililer” mi ayrımcılık görmüş?
Öte yandan, yazı öyle bir yaz(dır)ılmış ki, sanırsın Ak Parti tüm Türkiye’de sadece Çanakkale’nin ilçelerinde ve Lapseki’de kaybetti. Üsküdar veya Eyüp, Lapseki’nin mahalleleri miydi acaba? 31 Mart Yerel Seçimlerini Türkiye ekseninde okuyabilecek kadar kabiliyeti olmayanların, Bülent Turan’a Çanakkale özelinde fatura kesmeye çalışması, fırsatçılık ve Brütüsçülüktür. Birileri bunu yapar, birileri de yerel basından bunların tetikçiliğini, kalemşörlüğünü yapar. Ne Çanakkale ne siyaset ne de Türkiye kazanır, herkes kaybeder.
Yazıda ne il başkanını ne ilçe başkanlarını ne il genel meclis adaylarını ne de adayları görebildik. Sadece bir milletvekili ismi vardı, ona da büyük bir incelikle selam çakılmış, takdirini okuyucuya bırakıyorum.
Son olarak temas etmek istediğim bir şey daha var. Bülent Turan’ın bir konuşması, belli ki birilerini çok rahatsız etmiş. Bol bol Fetö bağlantılarına ve tetikçilerine çattığı, alenen hedef aldığı bu konuşmadan kim rahatsız olur? Ne yapsaydı Bülent Turan, Çanakkale siyasetine Fetö’nün ilişmesine göz mü yumsaydı? Küçük siyasi hesaplar uğruna gerçekler söylenmemeli miydi? Kimse kusura bakmasın, gazeteci kimliğim, siyasi görüşüm vs. hepsi bir yana, bir Çanakkaleli olarak karşımda, gerçekleri hesap makinesi kullanmadan söyleyen bir siyasetçi isterim ve bu anlamda Bülent Turan’ın o konuşmasından hiç rahatsız olmadım, bilakis alkışladım.
Bülent Turan’ı değerlendirmek mi istiyorsunuz, tamam. Bu şehirde yapımına vesile olduğu, destek olduğu yüzlerce projeye, köprülere, tünellere, spor salonlarına, OSB’lere, yollara, gençlik merkezlerine, okullara, engellilere, yaşlılara, çocuklar ve gençler için yaptıklarına, hatta beldelerdeki evlerimize gelen doğalgazdaki emeğine bakın, öyle karar verin; ne siyasetten ne de ülke gerçeklerinden haberi olmayan, gözünü kıskançlık bürümüş Brütüslerin bir telefonla yazdırdığı klişe yazılara değil. (Mehmet Özkurnaz)
(HABER MERKEZİ)