Eczacılık Haftası’nda eczacıların önemli sorunlarına yer verildi

Türkiye'de bilimsel eczacılığın 185’inci yıldönümü nedeniyle Türk Eczacıları Birliği'nde (TEB) basın toplantısı gerçekleştirildi.

578

Türk Eczacıları Birliği'nde okunan basın açıklamasını Çanakkale’de 36’ıncı Bölge Çanakkale Eczacı Odası tarafından okunan basın açıklamasında “Ülkemizde modern eczacılığın temellerini oluşturan ilk eczacılık sınıfının kurulduğu ve ilk eczacılık dersinin verildiği tarih olan 14 Mayıs 1839’dan bugüne tam 185 yıl geçti. Meslekî tarihimizde özel bir yere sahip olan bugünü, Türk Eczacıları Birliği olarak Bölge Eczacı Odalarımız, Eczacı Kooperatiflerimiz, eczacılık fakültelerimiz ve kamuda, sanayide ve eczanelerinde görev yapan 50 bini aşkın meslektaşımız ile birlikte kutlamanın gururunu yaşıyoruz. 185 yıldır kanıta dayalı bilimsel çalışmaların ışığında üstlendiğimiz tarihsel miras, sağlıklı yaşam hakkını savunan toplumsal misyon ve çağın gereklerini takip eden gelecek vizyonumuzla topluma şifa dağıtan bir mesleğin mensupları olmanın sorumluluğunu taşıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

“Saldırıları en ağır şekilde lanetliyoruz”

Konuşmasında Gazze’nin durumundan bahsederek savaşı eleştiren 36’ıncı Bölge Çanakkale Eczacı Odası “Bildiğiniz gibi Gazze’de insanlık tarihinin en ağır, en karanlık ve en acımasız katliamlarından biri yaşanıyor. Bizler insan hayatını korumayı kendisine ilke edinmiş bir mesleğin temsilcileri olarak masum sivilleri hedef alan, binlerce Filistinlinin yaşamını kaybetmesine, yaralanmasına yol açan bu saldırıları en ağır şekilde lanetliyoruz. Bir an önce uluslararası hukuka ve temel insan haklarına aykırı bu insanlık dramının sona erdirilmesi ve bölgede yeniden barış ortamının tesis edilmesi için bütün dünya ülkelerini, uluslararası kuruluşları bir kez daha, acilen göreve davet ediyoruz” sözlerine yer verdi.

“Eczacı varsa hayat var”

Güvenilir ve kolay erişilebilir ilaç hakkını savunduğunu dile getiren 36’ıncı Bölge Çanakkale Eczacı Odası “İlacın üretiminden hastaya ulaştırılmasına kadar geçen her aşamada, yetkinlik sahibi 50 bini aşkın meslektaşımızla, 185 yıldır aklın ve bilimin yolundan şaşmadan halkımızın en yakın sağlık danışmanı olmaya devam ediyoruz. Kamuda, akademide, ilaç sanayiinde ve eczanelerimizde güvenilir ve kolay erişilebilir ilaç hakkını savunuyoruz. Sağlığı ve sağlıklı hayat hakkını savunuyoruz. O nedenle bu yılki Eczacılık Haftamızın temasını ‘Eczacı Varsa Hayat Var’ olarak belirledik” cümlelerini kullandı.

"Eczacılar sağlık sisteminin can damarıdır"

Eczacıların mesleki rollerine yer verilen konuşmada “Meslektaşlarımızın üstlendiği kritik roller, önce pandemide ardından büyük deprem felaketinde hem ulusal hem de uluslararası platformlarda çok daha net biçimde görüldü. Çünkü eczacı varsa ilaç ve sağlığa ilişkin diğer ürünlere güvenli erişim var, çünkü eczacı varsa etkili sağlık danışmanlığı var, çünkü eczacı varsa sağlık kuruluşlarında etkin ve kaliteli hizmet var, güvence var, emek var, dayanışma var. Yani eczacılar sağlık otoritesinin geçiştirmesiyle, görmezden gelmesiyle kaybolup gidecek, görünmez olacak bir meslek grubu değildir, eczacılar sağlık sisteminin en hayati can damarlarından birisidir” sözlerine yer verildi.

Cari sağlık harcamalarına yer verildi

Cari sağlık harcamalarına yer verilen konuşmada “TÜİK’in Sağlık Harcamaları İstatistikleri 2022 yılı verilerine göre ülkemiz toplam cari sağlık harcamalarına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’da ayırdığı %3,7’lik oran ile OECD ülkelerine göre en düşük pay ayıran ülkedir. Toplam sağlık harcamalarının GSYH oranı 2021 yılında %4,6 iken 2022 yılında daha da düşerek yüzde 3.7 olmuştur” ifadeleri kullanıldı.

Basın açıklamasında, sağlık sektöründe karşı karşıya kalınabilecek olumsuz durumlara yer verilen açıklamada;

  • Geri ödeme kapsamında yer alan ilaçlarda kısıtlamalara gidilmesi,
  • Hastalarımızın cebinden çıkacak ilaç fiyat farklarının daha da artması, (ki 2024 yılında katılım payı haricinde vatandaşlarımızın cebinden çıkacak ilaç fiyat farkının 20 milyar TL’yi bulacağını öngörüyoruz)
  • İlaç yoklukları ve ilaca kısıtlı erişim sorunları,
  • Yeni keşif - yeni nesil ilaçların ülkemizde erişime açılamaması ve hastalarımızın yeni tedavi olanaklarından faydalanamamaları,
  • Yarım kalan tedaviler nedeni ile oluşan yeni komplikasyonların hasta güvenliğini ve sağlık bütçelerini daha fazla tehdit etmesi

şeklinde özetlenebilecek pek çok istenmeyen sonucu da beraberinde getirmektedir” ifadeleri kullanıldı.

“İlaca uygun oranda pay ayrılması zaruridir”

İlaç sorunlarıyla karşı karşıya kalınabilecek durumlara alınması gereken önlemlere yer veren 36’ıncı Bölge Çanakkale Eczacı Odası “Bu nedenle hastalarımızın tedavileri için ihtiyaç duydukları ilaçlara erişimi sağlanmalıdır. Ödemek durumunda kaldıkları ek tedavi maliyetlerinin azaltılmalıdır. Zamanında ve doğru müdahalelerle hastalıkların tedavisi ve engellemesi adına Ulusal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılması zaruridir” dedi.

“Sağlıktan tasarruf olmaz”

36’ıncı Bölge Çanakkale Eczacı Odası, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyecek bir tasarruf tedbirinin alınmaması gerektiğini dile getirirken “Bir süredir gündemde olan kamudaki tasarruf tedbirlerine ilişkin çalışmaları mali disiplinin sağlanması, yüksek enflasyonun dizginlenmesi açısından gerekli buluyoruz. Ancak biraz önce ifade ettiğim gibi sosyal güvenlik açıklarını kapatmak, enflasyon hedeflerini tutturmak adına toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyecek hiçbir tasarruf tedbiri alınmamalıdır. Halk sağlığını koruma gayretindeki bir meslek grubunun temsilcileri olarak bu uyarıyı yapmayı görev biliyoruz ve diyoruz ki; sağlıktan tasarruf olmaz” diye konuştu.

“En kolay erişim sağlanan sağlık danışmanlarıyız”

Eczacılığın toplumdaki önemine yer verem 36’ıncı Bölge Çanakkale Eczacı Odası “Bizler hastalarımızın sağlık sistemi ile ilk temas noktası olan ve en kolay erişim sağlanan sağlık danışmanlarıyız. Ancak bundan çok daha fazlası olan sağlık hizmetlerini de sunabileceğimizi özellikle pandemi döneminde yaptığımız uygulamalarla gösterdik. Gerek eczanelerimizde gerek evde bakım sağlık hizmet ekipleri içerisinde meslektaşlarımızın sunacağı “ilaç kullanımı inceleme hizmeti” ve ‘kronik hastalık takibi hizmeti’ gibi gelişmiş eczacılık hizmetleri ile hem ilaç kullanımı kaynaklı risklerin en aza indirilmesi hem de kamu kaynaklarının etkin kullanımı adına sağlık sistemimize önemli katkı sağlayabileceğimizi biliyoruz. Bahsettiğimiz bu hizmetlerin birçoğu şu anda Avrupa’da ve gelişmiş başka ülkelerde hızla yaygınlaşmaktadır. Bu uygulamalar sosyal güvenlik harcamalarını kontrol altında tutacağı gibi ilaç kullanımının eczacı eliyle akılcı bir temele yerleştirilmesi ile kamu ekonomisinin güçlenmesinde ve kaynak israfının engellenmesinde etkin rol oynayacaktır. Hastaların bakım kalitesi ve güvenliğini sağlama, halk sağlığını koruma, ilaca güvenli ve akılcı erişimi garanti etme gibi rolleri üstlenen bir eczacı işgücü modeli, sağlık sistemimizin üzerindeki yükleri hafifleteceği gibi sistemin ekonomik anlamda sürdürülebilirliğine de büyük katkı sağlayacaktır” dedi.

“Elimizden ne geliyorsa hayata geçirmek durumundayız”

Yerli ve milli ilaç üretimine verdikleri önemden bahseden ve bu konunun üzerine düşülmesi gerektiği dile getirilirken “Yerli ve milli ilaç üretimi konusu çok önem verdiğimiz konu başlıklarından birisidir. Daha önce de dile getirdik, dışa bağımlı olmayan bir ilaç sanayi hedefi, bütün ilaç sektörünün ana hedeflerinden biri olmalıdır. İlaç stratejik bir üründür ve ilaçta dışa bağımlık toplum sağlığı açısından ağır sonuçlara neden olmaktadır. Bu sonuçları zaman zaman hep birlikte yaşıyoruz. İlaç yokluklarının önüne geçebilmenin yolu, her ilaca kolayca erişebilmenin yolu kapsamlı bir yerli ilaç üretiminden geçmektedir. Ertelemeden, ötelemeden hemen bugün bu hedef için elimizden ne geliyorsa hayata geçirmek durumundayız. Türk Eczacıları Birliği olarak bu konuda üzerimize düşen her görevi yerine getireceğimizi bir kez daha duyurmak istiyorum” sözlerine yer verildi.

“Mağduriyet bir an önce giderilmelidir”

Eczacılarının özlük haklarının iyileştirilmesinin önemine yer verilirken “Kamuda görev yapan meslektaşlarımız ile emekli kamu eczacılarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi ve hak kayıplarının giderilmesi özel önem ve öncelik verdiğimiz konuların başındadır. Sağlık ve tedavi hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası olan, stratejik personel olarak görev yapan kamudaki meslektaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları ayrımcılığa artık bir son verilmelidir. Kamudan emekli meslektaşlarımızın yaşadıkları mağduriyet artık bir an önce giderilmelidir” ifadeleri kullanıldı.

“Bu konunun takipçisi olacağız”

Özellikle deprem döneminde eczacıların daha yoğun bir şekilde çalıştığını dile getiren 36’ıncı Bölge Çanakkale Eczacı Odası “Bildiğiniz gibi deprem bölgesindeki meslektaşlarımız, zor koşullar altında fedakârca görev yapmaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz hafta depremden etkilenen Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Adıyaman’daki meslektaşlarımızı ziyaret ettik. Meslektaşılarımız her türlü olumsuz koşula rağmen memleketlerine sahip çıkıyorlar, hala konteynerlerde ilaç eczacılık hizmeti veriyorlar. Onlar her türlü güçlüğe rağmen yaşadıkları şehri terk etmiyor, hastalarına hizmet sunmaya devam ediyorlarsa bizim de onlara sahip çıkmamız ve işlerini kolaylaştırmamız gerekiyor. Dolayısıyla deprem bölgesinde görev yapan eczacılara yönelik özel iyileştirmelerin ivedilikle hayata geçirilmesini bekliyoruz. Bu konunun ısrarlı takipçisi olacağız” diye konuştu.

“Ülkemizi ilgilendiren bir istihdam sorunu haline gelmiştir”

Aynı zamanda eczacılık sektöründe bir diğer soruna yer verilirken “Bir diğer önemli başlık, kontrolsüzce açılan eczacılık fakültelerinin ciddi bir istihdam sorunu yaratmaya devam etmesidir. Eczacılık fakültesi enflasyonu ile de mücadele edilmelidir. Çünkü uluslararası standartlarda kaliteli eczacılık eğitimi için, mesleki sürdürülebilirlik için, artık yeni bir eczacılık fakültesidaha açılmamalıdır. Bu konu artık sadece eczacıları ilgilendiren bir başlık olmaktan çıkmış, bu fakültelerden mezun binlerce genç arkadaşlarımızı, onların ailelerini dolayısıyla bütün ülkemizi ilgilendiren bir istihdam sorunu haline gelmiştir. Yeni mezunlar için, artık yeni istihdam politikaları hayata geçirilmeli, kamu kuruluşlarında, özel hastanelerde ve devlet hastanelerinde, ilaç sanayinde, dağıtım kanallarında ve ilaca ilişkin hizmetlerin yürütüldüğü her alanda eczacı sayısı artırılmalıdır. Kamuda daha fazla eczacı istihdam edilmesi hastalarımızın daha etkin ilaç eczacılık hizmeti almasına katkı sağlayacaktır. İlaç sanayinde, ilacın gerçek uzmanı olan eczacıların daha fazla görev almasını sağlayacak kapsamlı istihdam politikaları hayata geçirilmelidir” dedi.

“Şiddet olaylarında ne yazık ki ciddi bir artış bulunmaktadır”

Aynı zamanda sağlık sektöründe artışa geçen şiddet soruna yer verilen açıklamada “Son dönemde meslektaşlarımıza yönelik şiddet olaylarında ne yazık ki ciddi bir artış bulunmaktadır. Birinci basamak sağlık danışmanı olarak sağlık hizmeti veren eczacılarımızın sundukları bu hizmetin güvenli ortamlarda yerine getirilmesi için gereken önlemlerin acilen alınması gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum” ifadeleri kullanıldı.

“Güvenin ve güvencenin simgesidir”

36’ıncı Bölge Çanakkale Eczacı Odası, tüm eczacıların eczacılar gününü kutlayarak “En yakın ve en kolay ulaşılabilen sağlık danışmanı olan eczacıların özenli çalışması sayesinde milyonlarca hastamızın sağlığı korunmakta ve yaşam kalitesi artmaktadır. Eczacılar, ilaca ve sağlığa ilişkin diğer ürünlere erişimde güvenin ve güvencenin simgesidir. 185 yıldır bu bilinçle her türlü koşulda hizmet sunan eczacılar, bundan sonra da bu güvene layık olarak halkımıza hizmet sunmaya devam edecektir. Bilimsel eczacılığın 185’inci yıl dönümünde bütün meslektaşlarımızın 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü’nü kutluyor, bizimle birlikte olduğunuz için sizlere de çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

(ESRA GÜLLER)
Paylaş