Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin genel başkanlık için yarıştığı kurultayı değerlendirdi. “Adalet ve Cesaret” sloganı ile gerçekleştirilen kurultaya ilginin yoğun olduğunu belirten Başkan Gökhan, kurultaya katılan 11 Çanakkale delegasyonundan 10’unun Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini belirtti. Kurultayda genel olarak değişim isteğinin görüldüğünün altını çizen Başkan Gökhan, bu değişimin tek bir kişi ‘Genel Başkan’ değişimi değil, genel olarak Parti Meclisi (PM)’nin yenilenip siyaset üretmesi ve politikanın değişimi olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Gökhan, “PM’yi de bu bağlamda, bu şekilde destekledik. Genel Başkan değişmemiştir ama siyaset, politika değişmelidir” dedi. Toplumun kendi içindekini dışarıya vurup, iktidara karşı isyan eden liderlere ve politikalara ihtiyaç duyduğunu belirten Gökhan, Yalova Milletvekili İnce’yi genel başkan olma noktasında yeterli görmediklerinin altını çizdi. Başkan Gökhan, Kurultay sonucunda CHP’nin politikasının, siyasetinin yeniden gözden geçirilip daha sol noktaya taşınmasında üslubun, stilin, halkın anlayacağı tarzda, halkın içine girip halka ulaşarak gerçekleşmesini dilediklerini söyledi. Başkan Gökhan; “36’ıncı olağan kurultayımızı yaptık. Genel başkanlık için iki aday olmasının getirdiği yoğun bir ilgi vardı. Çanakkale örgütü olarak biz, 11delegenin 10’u Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekledik. Milletvekilimiz Bülent Öz de Sayın İnce’yi destekledi. Kurultayda gördüğümüz, parti yönetiminde bir değişim talebi vardı. Bunu tamamen Sayın Genel Başkanın değişimine bağlamak doğru olmaz. Değişim olabilir. Bunda hiçbir tereddüt yok. Sayın Genel Başkan da değişebilir. Ancak alternatif olarak bu üslupta bir kişinin genel başkan olması partiyi daha da zor duruma düşürür. CHP Genel Başkanlığı bir üslup meselesidir. ‘Mustafa Kemal üslubu, İsmet İnönü üslubu, Sayın Ecevit, Erdal İnönü hatta Deniz Baykal üslubu…’ Bu üslup biraz saygıya dayanan bir üsluptur. Saygın olmadıktan sonra zaten toplumun CHP’den beklentisini karşılayamazsınız. Saygın bir duruş olması lazım” dedi.
“Yeni PM üyelerine çok büyük sorumluluk düşüyor”
Seçilen PM’nin, Genel Başkana yardımcı olacak siyaseti üretmesi ve argümanları sağlaması gerektiğini ifade eden Gökhan; “Dediğim gibi sadece Genel Başkanın değişmesi ile yetinmememiz lazım. PM’nin de yenilenmesi, siyaset üretmesi gerekir diye düşünülüyordu. Ve nitekim Çanakkale delegasyonu olarak PM’de çok yoğun bir çaba sarf ettik. Genel Başkana yardımcı olacak, ona siyaset üretecek, önüne bilgi belge koyacak. Onu donatacak, donanımlı kılacak. PM, onları topluma ulaştırıp onunla beraber bu süreci topluma götürecek bir ekip. Onun için Sayın Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu destekledik. Ancak PM’de mutlaka olması gereken isimlere, Sayın Genel Başkanın listesinde olmasa da bizim olsun dediğimiz isimlere oy verdik. Onları da destekledik. Bu arada Sayın Muharrem Erkek Milletvekilimizi de önermiştik. O da kabul gördü ve 16’ıncı sırada girdi. Bu çok önemli bir gösterge. Yeni seçilen bütün parti meclis üyelerine, özellikle yeni giren PM üyelerine çok büyük sorumluluklar düşüyor. Bu sorumluluğu şu, ‘çok çalışmak, siyaset üretmek, bilgi edinmek’. Ülkenin geleceği ile ilgili karar alacak olan PM’ye ve onu uygulayacak olan Genel Başkana çok büyük lojistik destek sağlamak lazım” dedi.
“İnce’yi Genel Başkanlık noktasında uygun bulmuyoruz”
İnce’ye karşı herhangi bir muhalefetleri olmadığı ancak Genel Başkanlık için uygun görmediklerini belirten Gökhan; “Sayın Muharrem İnce partimizin Milletvekilidir. Ona karşı hiçbir ön yargımız yok. Bir muhalefetimiz de olamaz. Onu da seviyoruz. Hatta stilini, üslubunu çok eleştirmiyoruz ama CHP Genel Başkanlığı noktasındaki bazı tavır ve davranışlarını uygun bulmuyoruz. Toplum tabi değişim istiyor. Bunun farkındayız. Ancak bunu bir kişinin değişmesi olarak algılamamak, politikanın değişimi olarak da algılamak gerekir. Eğer bu yeni seçilmiş olan yönetim politikasını halkın istediği tarzda değiştirebilirsek zaten o zaman isimlerin pek hükmü kalmıyor. Sonuçta bu bir politikadır ve bu politikayı hepimiz başta Genel Başkan olmak üzere bütün öğütler, hatta yerel yönetimler halka aktarmak zorundadır. Politikamızı iyi belirlememiz lazım. Sol yanımızı güçlendirmemiz lazım hiçbir şeyden korkmamamız lazım. Biz mademki söylüyoruz. Mustafa Kemal’in kurduğu bir partiyiz. Hatta onun yoldaşlarıyız, askerleyiz ne dersek diyelim. O üsluba devrimci karaktere sıkı sıkıya sarılmamız lazım. Devrimci karakter bizi iktidar yapar. Mustafa Kemal’i nasıl yaptıysa bizi de iktidar yapar” dedi.
“Genel siyaset gözden geçirilip sol noktaya taşınmalı”
CHP’nin genel siyasetinin gözden geçirilip daha sol noktaya taşınması gerektiğini vurgulayan Gökhan; “Toplum kendi içindekini dışarıya vurup, iktidara karşı isyan eden liderlere ve politikalara ihtiyaç duyuyor. Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun ahlakına, dürüstlüğüne, namusuna hiç kimsenin beş kuruşluk lafı yok. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama ‘siyasetini yeterli bulmadıkları’ için değişsin diyorlar. Bizde diyoruz ki haklısınız ama bu değişimin sadece Genel Başkanla olmasını yeterli bulmuyoruz. Sayın İnce’yi Genel Başkanımızın karşısında bu politikayı değiştirip yeni bir ufuk açacak nitelikte görmüyoruz. Bize Genel Başkan noktasında güven veren bir kişiliği var ama üslubun Sayın İnce gibi olmaması gerektiğini, siyasetini, politikasını daha farklı bir noktaya, daha sol yanı ağırlıklı, halkın anlayacağı dille, halkın içinde bir noktaya gelmesini diliyoruz. PM’yi de bu bağlamda bu şekilde destekledik. Muharrem beyle bu bağlamda iyi siyaset üreten bir arkadaşımız. Umuyoruz, bu anlayış, bu halkın beklentisi de algılanmıştır. Genel Başkan değişmemiştir ama siyaset, politika değişmelidir, bizde bunu istiyoruz. Bizde bende delegasyonda CHP’nin politikasının, siyasetinin yeniden bir gözden geçirilip daha sol noktaya taşınmasında üslubun, stilin halkın anlayacağı tarzda, halkın içine girip halka ulaşarak gerçekleşmesini diliyoruz. Bunun için mahalle, sokak, köy köy dolaşmalıyız. Sadece Genel Merkezden beklemek de yanlış. Genel Merkez politikayı üretebilir, oluşturabilir ama bunu topluma yayacak olan yine örgütlerdir. Hatta bir yerde belediyelerdir. Bunun için bu noktada hep beraber, bütün sorumlular, seçilmişler hepimiz. İli, ilçesi, belediyesi genel merkezi yeni politikaların peşinden siyasetimizi yapacağız ve başarıya ulaşacağız. Bunun örneği var mı? Evet var. Son referandum seçimlerinde hepimiz inanıyoruz ki yüzde 50’nin üzerinde ‘hayır’ çıktı. Ancak oyları kafa kafaya sayalım. Buda yüzde25’lik CHP’nin eş güdümünde, önderliğinde oldu. Eğer bunu becerip de yanımıza başka unsurları alıp, bunu başka noktaya taşıdıysak. İktidara da neden taşımayalım. Elli artı bire neden taşımayalım. Ebette taşıyabiliriz. Geçmişte bunlarda yaşandı. Ne olup olmadığı konusu kapandı. Şimdi çok hızlı bir şekilde mazbatalarını alıp, oturup çalışmalara başlamalarını ve bu noktada hiçbir küskün bırakmamalarını istiyoruz. Çünkü kazanana böbürlenmek düşmez. Kazanana kaybedenin gönlünü kazanmak düşer. Onlar da CHP’nin bir kesimi, yani bölümü. Elbette ‘yapılan muhalefeti anlıyorum, kabul ediyorum, senin gibi düşünmeye çalışıyorum’ halkta da böyle bir şey var. O zaman, ‘gel kardeşim küsme, hep beraber bu süreci götürelim’ diye barışçıl bir dil kullanmalarında fayda var diye düşünüyorum” dedi.
“AKP kişi, CHP ise kitle partisi”
Son olarak Türkiye politikasının değişmesi gerektiği umudu ile Kurultay sürecini tamamladıklarını belirten Gökhan; “Biz isimlere değil siyasete takılmalıyız. AKP’de bir sürü kadro vardı hepsi değişti. Çünkü o bir ‘kişi partisi’. Ancak CHP kitle partisi, kişi partisi değil. Mesela halk CHP’den değişim bekliyor. Ancak AKP’den böyle bir beklenti yok. AKP her türlü yanlışı yapıyor. FETÖ ile tarikatlarla ilişkisi ortada. Şu anda da askerimiz maalesef radikal unsurlar ile birlikte savaşıyor. Ancak kimse değişim beklemiyor. İnsanların hoşuna gidiyor. Halbuki öyle değil. Siyaseti eleştirmemiz lazım. Türkiye’nin politikasının değişmesi lazım. Biz de bunun olacağını umut ederek Kurultay sürecini tamamladık” dedi.
(Eren Aşnaz)