"Demokrasiye inananlar sonunda mutlaka kazanacaktır"

1618

 31 Mart tarihinde yapılan yerel seçimlerde Millet İttifakı adayı CHP Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu seçilmiş. İmamoğlu, 17 Nisan’da mazbatasını alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştu.  AKP tarafından seçimlerde ‘şaibe’ olduğu gerekçesi ile İstanbul seçimlerinin iptaline yönelik Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’ya yapılan olağanüstü itiraz 6 Mayıs günü görüşüldü. 6 Mayıs Pazartesi günü saat 14:30’da yapılan toplantıda YSK, 4’e karşı 7 oyla İstanbul seçiminin iptaline ve seçimin 23 Haziran tarihinde yeniden yapılmasına karar verdi. İptal kararının ardından siyasi partiler, Genel Başkanlar ve YSK temsilcileri başta olmak üzere toplumun birçok kesimi tarafından açıklama yapıldı. Çanakkale’den yapılan açıklamalarda İstanbul seçiminin iptali ve yeniden yapılması kararı ‘Millet İradesine yapılan darbe’ olarak nitelendirildi.  Başbakan Eski Yardımcısı ve Enerji ve Tabi Kaynaklar eski Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer, CHP Genel Sekreteri Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Çanakkale Barosu Başkanı Bülent Şarlan ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından yapılan açıklamalarda seçimlerin iptaline tepki gösterildi. TKP Çanakkale İl Örgütü tarafından yapılan açıklamada yenilenecek İstanbul seçimlerinde İstanbul adayının geri çekildiği açıklaması yapılırken, Eğitim İş Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada ise; “Gün, Cumhuriyet için ayağa kalkma, tek yumruk olma günüdür!” denildi.

 
“Umarız dersler çıkarılır, hatalar tekrarlanmaz”
Eski Bakan Cumhur Ersümer, seçimlerin iptali ile ilgili; “Ülkelerin demokrasi yürüyüşlerinde ayaklarına takılan taşlar olur. Bazen tökezlenir, bazen yuvarlanır, el verir, omuz verir, birbirine dayanır, ayağa kalkar, üstü başı toz olur, pasak olur, silkelenir, eliyle koluyla temizlenir, bir avuç suyla yuğulur, ayağa kalkılır kalınan yerden daha güçlü yürünür. Mustafa Kemal çıkar, Samsun’u alır Milleti yanına, ter dökülür, kan akar ama ne düşman kalır ne işgal.  Ne padişah kalır ne payitaht. Pırıl pırıl bir ülke, demokrasi Cumhuriyet, örnek bir Türkiye. Yolda giderken, bir seçimde açık oy gizli tasnif olur, ‘Yeter Söz Milletin’ denilir. Ya da; ‘sizi buraya tıkan güç böyle emrediyor’ derler, diyenler gider, beş yıl geçmeden gümbür gümbür geri gelinir. ‘Netekim’ diye yükselen sesler, bunu seçin diyen sözler silinir gider, hizmet hoşgörü birbirine bağlanmış eller gelir, huzur gelir bereket gelir. Bin yıl sürecek denilen dönem beş yılda biter. Umut dolu yıllar gelir, yasalar anayasalar değişir. Sistemler, yollar değişir, yöntemler değişir ama umutlar bir yeşerir bir solar. Gün gelir; ‘keşke yaşanmasaydı’ denilir ama maalesef varılır yanlış malum karara. Taş da takılmış olur ayağa, bu yüce millet değişmez, bu hasletler tükenmez. Asıl olan demokrasiyi yaşamak, yaşatmak olunca, eller de oylar, yine gidilir ümit içinde sandığa… Umarız dersler çıkarılır, hatalar tekrarlanmaz, inatlar ısrarlar biter, herkesi kucaklayan sayfalar açılır. Hiç unutmayalım kimsenin oyu kimsenin elinde değildir, mahkeme de kadıya mülk değildir. Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” dedi.
 
“Demokrasiye inananlar sonunda mutlaka kazanacaktır”
Seçim iptal kararına sosyal medyadan sert tepki gösteren Milletvekili Erkek; “Halkın iradesini gasp edenler meşruiyetini tamamen yitirmiştir. Saray rejimi ülkemizi uçurama sürüklemek istese de, demokrasiye inananlar sonunda mutlaka kazanacaktır. Çocuklarımızın geleceği için azim ve kararlılıkla mücadele edeceğiz” dedi.
 
“Kara bir leke olarak tarihimize not düşülmüştür”
Alınan kararı ‘kara bir leke’ olarak nitelendiren Başkan Gökhan; “İstanbullu sandıkta iradesini Ekrem İmamoğlu’ndan yana kullandı ve noktayı koydu, bundan daha ötesi yoktur. Halkın iradesini yok saymak, seçimi yenileme yönünde karar almak kara bir leke olarak maalesef tarihimize not düşülmüştür” dedi.
 
“Hukukun üstünlüğü bu kararla çok büyük bir yara aldı”
YSK’nın iptal gerekçelerini sıralayarak, alınan kararın hukuk üstünlüğü ilkesini büyük yara açtığını ifade eden Baro Başkanı Bülent Şarlan; “Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali ve yenilenmesi kararının tek gerekçesi olarak, "Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması" diyor. Sandık Kurullarını kim oluşturdu?  İlçe Seçim Kurulu Başkanı, Üyeleri ve Seçim Müdürleri, nereye bağlılar? YSK ya, o zaman? Suç duyurusu eksik kalmış olabilir mi? Zarftaki diğer 3 oy aynı Sandık Kurulu Başkan ve üyelerinin sandığından çıkmadı mı? Aynı zarftan çıkan 4 oyun 3 ü yasal kabul edildi, diğeri edilmedi, öyle mi? Yüksek Seçim Kurulunun tek gerekçesi beni ikna etmedi.  Ülkemde bir hukukçu olarak hukukun var olduğuna inanmak istiyordum.  Bu karar hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti.  Hukukun üstünlüğü ve demokrasimiz bu kararla çok büyük bir yara aldı. Yazık çok yazık!” dedi.
 
“İnsanlığın kazanımları yok sayılmıştır”
Yenilenecek seçimlerde İstanbul adaylarını geri çektikleri açıklamasında bulunan TKP İl Örgütü tarafından; “Siyasi, ideolojik ve sınıfsal bir karşıtlığımız olsa da, İmamoğlu’nun meşru Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu daha önce açıklamıştık. Bu gerçeği gölgeleyecek her yaklaşımın yanlış olacağını düşünüyoruz. Konu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı değil, siyasi iktidarın insanlığın en önemli kazanımlarından biri olan ‘Genel Oy Hakkı’nı gasp etme girişimidir. Her durumda TKP bu girişime karşı kararlı bir duruş sergileyecektir. Partimizin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zehra Güner Karaoğlu, 23 Haziran’da yapılacağı duyurulan oylamada hiçbir biçimde aday olmayacaktır. Halkımızı, derinleşen ekonomik ve siyasal kriz ortamında örgütlenmeye, biricik seçenek olan TKP ile birlikte mücadeleye çağırıyoruz.  YSK’nın kararının toplumda yarattığı tepkinin bir karamsarlığa dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Siyasi iktidarın bu kararı gücün değil, zayıflığın işaretidir.  Unutmayalım, örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!” denildi. 
 
“Gün, Cumhuriyet için ayağa kalkma günüdür”
Eğitim İş Yönetim Kurulu tarafından; “YSK`nın skandal kararı sonrasında dalga dalga yayılan isyan ise bu karanlık tünelin sonundaki ışıktır. Birilerinin ‘tencere tava hep aynı hava’ diye küçümsediği o sesler, bir şehri vermemek için kendi yurttaşlarının oylarını gasp eden bir zümreye veda müziğidir. Seçim iptali ve sonrası için yapılan karanlık planları bozacak olan ruh, budur. Bundan sonra yapılması gereken, bu antidemokratik tavır karşısında duran herkesi birleştiren, mücadeleyi bölmeyen bir yöntemle demokrasi dersi vermektir. İstanbul`daki seçim iptal edildikten sonraki olgun tavrıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu`nun bir kez daha kazandığını göstermektir. Eğitim-İş olarak toplumun her ilerici üyesini, demokrasi için bir arada durmaya çağırıyoruz. Eğitim emekçileri olarak uyarıyoruz: Bugün kendi ülkenizin çağdaşlığı için vermediğiniz mücadele, çıkarmadığınız ses, yarın çocuklarınızın sessiz bir karanlıkta yaşamasına yol açacak. Çocuklarımızın yüzüne bakabilmek, onlara daha yaşanır bir ülke emanet edebilmek için bir arada durmak, her birimizin boynunun borcudur. Gün, bir padişahlık kurmak yerine herkesin kendisini kimlerin yöneteceğine karar vereceği bir Cumhuriyet kuran Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün mirasına sahip çıkma günüdür. Gün, Cumhuriyet için ayağa kalkma, tek yumruk olma günüdür!” denildi.    (Eren Aşnaz)
Paylaş