18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 104’üncü yıldönümü, düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 104’üncü yıldönümü dolayısıyla 18 Mart stadyumunda düzenlenen törene katıldı. Düzenlenen tören kapsamında Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Levent Kerim Uça, Vali Orhan Tavlı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşma yaptı. Çanakkale’yi, herkesin hayali olan barışın, ortak acılardan doğan kardeşliğin sembolü olarak gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’de aynı zamanda burada ölen Yeni Zelandalıların, Avustralyalıların da olduğunu, Türkiye’nin onlara da ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Türkiye’nin sabrının ve kararlılığının, aradan geçen bir asrı aşkın zamana rağmen hâlâ sınanmaya devam edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye sınırında bir terör koridoru kurulmaya çalışılarak, Irak sınırında aynı yollara tevessül edilerek, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklarına tecavüz etmeye kalkılarak, Ege’de Türkiye’yi kendi karasına hapsedip denize ayak basamaz hâle getirmeye çalışılarak sınandığını söyledi. Çanakkale Zaferi’nin 104’üncü yılında başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm şehitlere, 15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet, gazilere şifa dileyen Erdoğan sözlerini, birliğe, beraberliğe ve kardeşliğe gölge düşürülmemesi gerektiğini belirerek devam ettirdi. Erdoğan; “Çanakkale’de bir asır önce neler yaşandığını bilmeyen, Çanakkale’de verilen mücadeleyi anlamayan, kavramayan hiç kimseye bu ülkenin havası da, suyu da, ekmeği de helal olmaz. Malazgirt’i bilmeyen Süleyman Şah’ın İznik’te kurduğu Selçuklu Devletinin anlamını da bilmez. Selçuklu’yu bilmeyen, Söğüt’te dikilen fidanın nasıl dünyanın en büyük devleti hâline dönüştüğünü de bilmez. Bunu göremeyen, Çanakkale’de nasıl olup da yüzbinlerce kahramanın gözleri kapalı şahadete yürüdüğünü anlayamaz. Çanakkale’yi hazmedemeyen İstiklal Harbimizin kodlarını da çözemez” dedi.
“Çanakkale, ‘Dirilişten Kurtuluş’a uzanan kahramanlık destanının ön sözüdür”
Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Levent Kerim Uça; “Bugün Çanakkale boğazında tören geçişi gerçekleştirecek yerli ve milli imkanlar ile gün geçtikçe daha da güçlenen modern Türk donanması, şanlı tarihine ve milletine layık Çanakkale ruhunun çelikleşmiş bir ifadesi haline gelmiştir. Çanakkale muharebeleri, vatanı işgal etmeye, hakimiyetini almaya teşebbüs edenlere karşı Türk milletinin iradesi ve kararlılığını göstermiş Anafartalar kahramanı Yarbay Mustafa Kemal’in büyük bir deha, komutan ve lider olarak tarih sahnesine çıkışına vesile olmuş, milli mücadelenin temelini ve ruhunu oluşturmuştur. Çanakkale, bir milletin türlü imkansızlıklara rağmen umutsuzluğa düşmeden, kahramanca savaşarak bir devri batırdığı, vazife uğrunda gözünü kırpmadan şahadete koşanların tereddütsüz ‘Vatan sağ olsun’ diyebildikleri yerdir. Çanakkale, istiklal yolunda ‘Dirilişten Kurtuluş’a uzanan kahramanlık destanının ön sözünün yazıldığı yerdir. 18 Mart Şehitler Günü Çanakkale Deniz Zaferi münasebetiyle başta Anafartalar kahramanı ve Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve kahraman gazilerimizi şükranla anıyor, yurtiçinde ve yurtdışında ülkemizin bekası, milletimizin güvenliği için vazife başında olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve güvenlik güçlerimizin kahraman mensuplarına muvaffakiyetler diliyorum” dedi.
“Çanakkale, bir şuur, bir emanet, bir kutlu zaferdir”
Vali Orhan Tavlı; “Bugün vatan ve bağımsızlık aşkıyla tarihe altın harflerle nakşedilen destansı mücadelenin, Çanakkale Zaferi’nin 104’üncü yıldönümünü kutlamanın ve kutsal vatanımız için canını feda eden aziz şehitlerimizin manevi huzurunda şehitler gününü idrak etmenin onurunu yaşıyoruz. Çanakkale Zaferi, yüreklerimizde sıcaklığını hala hissettiğimiz kan deryasında dirilişin destanıdır. Çanakkale Zaferi, bu asil milletin zaferini tarihe altın harflerle yazdığı gündür. Çanakkale Zaferi, dünyanın dört bir yanından gelen düşmana diz çöktürerek Anadolu’nun kıyamete kadar bu milletin yurdu olduğunun tüm dünyaya duyurulmasıdır. Çanakkale Zaferi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ön sözüdür. Çanakkale, bir şuur, bir emanet, bir kutlu zaferdir. Çanakkale, bizim için milli onurumuzun, milli şuurumuzun, milli benliğimizin ve birliğimizin yeniden inşa edildiği topraklardır” dedi.
“Çanakkale’de ne olduğunu bilmeyene bu ülkenin havası, suyu, ekmeği helal olmaz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Çanakkale’de bir asır önce neler yaşandığını bilmeyen, Çanakkale’de verilen mücadeleyi anlamayan, kavramayan hiç kimseye bu ülkenin havası da, suyu da, ekmeği de helal olmaz. Malazgirt’i bilmeyen Süleyman Şah’ın İznik’te kurduğu Selçuklu Devletinin anlamını da bilmez. Selçuklu’yu bilmeyen, Söğüt’te dikilen fidanın nasıl dünyanın en büyük devleti hâline dönüştüğünü de bilmez. Bunu göremeyen, Çanakkale’de nasıl olup da yüzbinlerce kahramanın gözleri kapalı şahadete yürüdüğünü anlayamaz. Çanakkale’yi hazmedemeyen İstiklal Harbimizin kodlarını da çözemez. Bu toprakların önemi, ancak işte böyle derin tefekkürle kavranabilir. Ömrünün son döneminde, ‘İstiklal Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?’ diye soran bir dostuna Mehmet Akif, ‘Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın’ diyerek cevap vermiştir. Biz de diyoruz ki, Allah bir daha bu milleti Çanakkale’deki gibi bir imtihana tabi tutmasın. Ancak böyle bir durum ortaya çıkarsa, emin olun ki, tıpkı 104 yıl önce olduğu gibi, Çanakkale’nin denizini de, topraklarını da o düşmanlara mezar etmekten asla çekinmeyiz” ifadelerini kullandı.
“Aynı niyetle gelecekseniz bekleriz, sizi de dedeleriniz gibi uğurlayacağımızdan eminiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Çanakkale’den 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki, mesajınızı aldık, hislerinizi de, niyetinizi de anladık, kininizin, nefretinizin canlı olduğunu anladık. Bir teröristin ortaya çıkmak suretiyle 50 Müslüman’ı öldürmesinin de ne olduğunu anladık. Yaşadığımız toprakları da, aldığımız nefesi de bize çok gördüğünüzü de anladık. ‘Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçemeyeceksiniz’ tehdidini manifestosunda ifade edenin ne tür bir terörist olduğunu da anladık. Bu bireysel bir olay değildir, örgütlüdür. Biz buradayız, biz Çanakkale’deyiz. Biz Trakya’sıyla, Anadolu’suyla bu ülkedeyiz. Biz Türküyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Çerkez’iyle, Boşnak’ıyla, Romanıyla buradayız, Çanakkale’deyiz, Türkiye’deyiz. Bin yıldır buradayız, inşallah kıyamete kadar da burada olacağız. İstanbul’u da Konstantinapol yapamayacaksınız. Dedeleriniz geldiler, burada olduğumuzu gördüler. Sonra da kimi ayakları üzerinde, kimi tabutla geri döndüler. Şayet aynı niyetle gelecekseniz, sizi de bekleriz. Sizleri de dedeleriniz gibi uğurlayacağımızdan hiç şüpheniz olmasın” dedi.
“Biz tarihi Çanakkale’de kanımızla yazdık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu işin, masum insanların üzerine haince kurşun sıkılan silahın kabzasına isim ve tarih yazmakla olmayacağını söyleyerek, “Biz tarihi Çanakkale’de kanımızla yazdık. Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde yazdık. Bugün yine yazacağız, yine yazacağız, yine yazacağız. Gabar’da yazdık, Cudi’de yazdık, Tendürek’de yazdık, Kandil’de yazdık, burada da yazarız. Dünyanın neresinde olursa olsun tüm masumlara, tüm Müslümanlara ve Türklere kalkan ellere karşı yazacak tarihimiz var. Teröristlerle, ekonomiyle, gizli-açık yaptırımlarla, tehditlerle, sinsi ayak oyunlarıyla ayaklarımıza çelme takmaya çalışanlara karşı yazacak tarihimiz var. Çünkü bu millet, hak davası söz konusu olduğunda ölümü öldüren bir millettir. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bizi bölemeyecekler, bizi parçalayamayacaklar ve bu vatanımız bu şekilde 780 bin kilometrekaresiyle inşallah farklı yarınlara gidecek” dedi.
(Baykal Sağlam)