Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi Çocuk Nörolojisi Bölümü'nde görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Nihal Yıldız, çocukluk döneminde sıkça karşılaşılan baş ağrısı şikayetlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Poliklinikte 0 ila 18 yaş arası hastalarla ilgilendiklerini ifade eden Yıldız, çocuk nöroloji polikliniğine en sık başvuru nedenlerinden biri olan baş ağrısının detaylarına dikkat çekti.
Baş ağrısı oranı yaşla birlikte artıyor
Toplumda baş ağrısının görülme sıklığının yaş gruplarına göre
değiştiğini belirten Dr. Yıldız, "Yüzde 7 ile yüzde 82'ye kadar
oranlarla karşılaşabiliyoruz. Özellikle son yıllarda hasta
yakınlarının ve çocukların bilinçlenmesiyle birlikte bu oranlar
artıyor, polikliniğimize başvurular da buna paralel olarak
yükseliyor" dedi. Baş ağrısının, beyindeki bazı sinyaller sonucu
oluşan bir belirti olduğunu söyleyen Yıldız, bu durumu "akut"
yani ani başlayan ve "kronik" yani uzun süren baş ağrıları olarak
ikiye ayırdıklarını kaydetti.
"Enseden başlayan veya uykudan uyandıran ağrılar ciddiye
alınmalı"
Dr. Yıldız, bazı baş ağrısı türlerinin özel olarak dikkatle ele
alınması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Sistemik bulgular ve nörolojik bulguların eşlik etmesiyle baş
ağrısıyla ciddi görme bozukluğu, tansiyon yüksekliği, ani görme
kayıpları, ilk kez yaşanan şiddetli ağrı, enseden başlayan
ağrılar ya da uykudan uyandıran baş ağrıları eşlik ediyorsa,
bunlar çocukluk döneminde mutlaka ciddiye alınmalı."
6 yaş altındaki çocuklarda dikkat şart
Özellikle 6 yaş altı çocuklarda baş ağrısına ekstra dikkat
edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Yıldız, baş ağrısının
sıklığı, şiddeti, süresi ve buna eşlik eden bulantı, kusma gibi
sistemik belirtilerin mutlaka sorgulanması gerektiğini dile
getirdi:
"Hastanın özellikle ağrıyı nasıl lokalize ettiği nasıl tarif
ettiği bizim için klinikte önem arz etmektedir. Baş ağrısının
öncelikli olarak akut baş ağrısıyla yani üst solunum yolu
enfeksiyonu ve sinüzitte de çocuğun başı ağrıyabilir. İlaç
intoksikasyonlarında da baş ağrısı da gelebilir. Ama bunun yanı
sıra travma, tümör, kulak enfeksiyonu gibi daha ciddi sebeplerle
de çocukların başı ağrıyabilir. Bu yüzden örneğin ateş gibi eşlik
eden bulgulara sınırlandığı çocuğu aslında sistemik
değerlendirmek çok önemli. Bir çocuğun eğer baş ağrısına eşlik
eden bulgulara göre tanıya yönlenebiliyoruz. Bizim bölgemizde de
aslında Türkiye genelinde de olmakla beraber çok sık baş ağrısı
vakası polikliniğimize gelmekte. Bunların ağır tanıları
olabileceği gibi aslında migren gibi birçok çocuk da yine baş
ağrısı ile polikliniğe gelebilmekte. Bu yüzden eşlik eden
bulgulara göre çocukların tanısına yaklaşıyoruz."
Migren, gerilim tipi ve küme tipi baş ağrıları çocuklarda
da görülüyor
Baş ağrılarının türlerine göre ayrıldığını hatırlatan Dr. Yıldız,
özellikle ergenlik dönemine yaklaşan çocuklarda erişkin tipi baş
ağrılarına da rastlandığını belirtti. Yıldız, sözlerini şöyle
tamamladı:
"Tedaviyi ve yaklaşımımızı da buna göre belirliyoruz aslında. Baş
ağrıları tabii ki başvuru zamanına göre akut olarak ayırdığımız
gibi baş ağrılarını migren baş ağrısı, stres dediğimiz gerilim
tipi baş ağrıları ya da erişkin yaşa daha yakın ergenlerde
özellikle küme tipi başarıları gözükebiliyor. Özellikle migrenli
çocuklarda baş ağrılarına baktığımız zaman bu çocuklar auralı ve
aurasız dediğimiz semptomlarla gelebiliyorlar. Yani aura
dediğimiz şey işte bu ışık çakmaları, görsel halüsinatif şeyler,
bir şeyler duymalar gibi bulguların eşlik edebileceği gibi
bulantı kusma, fotofobi, fonofobi dediğimiz ışık ve gürültüden,
sesten etkilenme gibi vurgularla da migrenli çocuklar
polikliniğimize başvurabilmektedir. Eğer migrense zaten
çocukların tanısını koyduktan sonra buna göre tedavilerini
veriyoruz, ilaç tedavilerine başlıyoruz."