Çanakkale, turizmin parlayan yıldızı olmaya devam ediyor

Turist rehberi Kıvanç Atar, Çanakkale'nin hem yerli hem de yabancı turistler için ideal bir destinasyon olduğunu söyledi.

1967

2011 yılından bu yana Granikos Turizm’de turist rehberliği yapan Kıvanç Atar, Çanakkale'nin hem yerli hem de yabancı turistler için ideal bir destinasyon olduğunu söyledi. Çanakkale OLAY Gazetesi’nden Sevi Gözay Uğurlu’nun haberine göre; Tarihi ve doğal güzellikleri ile dikkat çeken şehir, özellikle Troya Antik Kenti ve Gelibolu Yarımadası ile büyük ilgi görüyor. En çok Avustralya ve Yeni Zelanda'dan gelen turistler, Anzak Günü'nde Çanakkale'yi ziyaret ediyor. Atar, şehrin sosyal medya ve ulaşım kolaylıkları sayesinde daha popüler hale geldiğini belirterek, turların güncel ücretleri hakkında da bilgi verdi.

Çanakkale’ye turistik açısından baktığımızda nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çanakkale hem yerli hem yabancı pazar için çok ideal bir turizm şehri çünkü yerli turizm için özellikle koylar, plajlar ve adalar var. Bunun yanı sıra bir de hemen karşı tarafta Gelibolu Yarımadası’nda Şehitliğimizin bulunması ciddi anlamda burayı turizm açısından çok geliştiriyor. Bugün baktığımızda kentin geçim kaynaklarında eğer 4 ana başlık varsa, askeriye olsun, tarım olsun, üniversite olsun… Bunlardan biri de turizm. Şehitliğimiz ziyarete açıldığından beri ziyaretçi sayısı, ilk önce binlerle, daha sonrasında yüz binlerle bugün günümüzde ise milyonlarla ifade ediliyor. Her yıl yerli misafirlerimiz. milyonlarca insan burayı ziyaret ediyor. Yabancı olarak da yine çok idari bir nokta. Çünkü Troya diye bir kentimiz var. Troya Antik Kenti belki bugün Türkiye’de sorduğunuzda birçok kişi tarafından bilinmez sadece bir film olarak algılanır ama Troya savaşı, Batı dünyasının en eski yazılı edebiyatıdır. Dolayısıyla bizler bugün, Türkiye’de bir röportaj yapsak ve 10 kişiye sorsak 10 kişiden 8’i 9’u Troya Savaşını belki okumamıştır. Ancak Batı’da, ilkokuldan itibaren insanlara öğretilmeye başlanıyor. Çocuklar da büyüdüklerinde illaki bu kenti görme ihtiyacı hasıl oluyor, merak ediyorlar. Troya Antik Kentini görmeye çok fazla gelen ziyaretçi var. Bunun yanı sıra yine Gelibolu Yarımadasını ziyarete gelen Anzaklar var. Avustralya ve Yeni Zelandalılar, çok fazla geliyorlar. Çanakkale hem yabancı pazar için hem de yerli pazar için çok ideal bir kent. Çanakkale turizm açısından çok önemli ülkemizde …

En çok hangi ülkeden ziyaretçi geliyor ve neden?

Genellikle Anzaklar’ı burada biraz fazla görüyoruz. Nedeni de Avustralya ve Yeni Zelandalılar, ‘ulus olma’ bilincine burada varmışlardır. Daha öncesinde İngiltere’nin sömürgesiydi. Daha sonrasında bu sömürgeden gelen gençler Çanakkale Harbi’nde savaşmışlar ancak buraya geldiklerinde Türk askerinin birçok şeyden mahrum olmasına rağmen tek bir karış toprağını vermemek için canına baştan nasıl savaştığını görmüşler. Sonra demişler ki ‘biz savaşabiliyorsak bunu neden İngilizler adına yapıyoruz, kendimiz için yapalım’ demişler ve bir ulus olma bilincine varmışlar. Dolayısıyla 24 Nisan’ı 25 Nisan’a bağlayan gece Anzak Koyu’na çıkartma yapmışlardır. Bu çıkarma gecesini kendileri için bir milli bayram gibi kutlarlar, ulusal bir gündür onlar için… Dolayısıyla özellikle 25 Nisan’da buraya çok fazla Anzak ve Yeni Zelandalı gelir. Ama bunun yanı sıra diğer ülkeleri de tabii yabana atmamak lazım. Söylediğim gibi Truva’dan kaynaklı olarak bazen gemi müşterileri buraya Kepez limanına yanaşan gemiden gelen misafirler ya da İstanbul’dan yine günübirlik turlarla çok fazla ziyaretçi buraya geliyor Kolombiyalı da Ukraynalı da Amerikalı da Kanadalı da görebilirsiniz. Dünyanın dört yanından geliyorlar ama en çok dediğimizde Anzaklar daha ön plana çıkıyor.

Geçmiş ile bugünü kıyasladığımızda Çanakkale için turistik açıdan ne dersiniz?

Tabii birçok şey değişti şimdi. Öncelikle eskiye baktığımızda turizmi pek burada göremiyoruz çünkü özellikle Çanakkale konumu itibariyle yol üstü bir kent değil. Yani dolayısıyla bir kentten başka bir kente giderken geçmek üzere olduğunuz kentler vardır. Biz bunlara ‘yol boyu büyüyen kentler’ deriz. Örneğin Konya, Eskişehir ve Afyon… Bunlar Doğu ile Batı arasında bir yere gideceğiniz zaman illaki geçmek zorunda olduğunuz yerler. İzmir’e gidecekseniz Afyon’u kullanabilirsiniz ya da güneye doğru gidecekseniz eğer Konya’dan geçebilirsiniz ama Çanakkale’ye gelecekseniz eğer Çanakkale’ye gelmeniz gerekirdi. Yakın tarihe kadar… Çünkü dediğim gibi yol üzerinde bir kent değildir burası için gelmesi gerekiyordu. O yüzden de çok fazla cazip değildi, bilinmezdi. Aynı zamanda burada hem Troya Milli Parkımızın olması yapılaşmayı engelledi. Karşı tarafta şehitliğimizin olması yapılaşmayı engelledi. Çok fazla cazibe noktası değildi burası ama ne zaman ki sosyal medya çok fazla ön plana çıkmaya başladı, buradaki gizli kalmış güzellikler ortaya çıktı. Gökçeada ve Bozcaada gibi Kaz Dağları gibi… Oradaki meşhur köylerin sosyal medya ile birlikte artık reklamları olmaya başladı. Dolayısıyla üzerine yeni yolların yapılması ve ulaşımın kolaylaşması ile birlikte Çanakkale daha uğrak bir nokta oldu. Tabii ki sadece yollar değil, feribotlar da var. Yeni feribotlar getirildi. Bunun yanı sıra bir de üstüne köprü yapıldı. Hemen dibimizde ülkemizin en büyük kenti olan İstanbul var. Dolayısıyla bu kadar kolaylık sağlanmış ve bu kadar da reklam olmuşken ve şehirlerimiz bu kadar büyüyüp tamamen trafikle stresle doluyken hemen diplerinde, insan sayısının az olduğu, insanların nefes alabileceği, kendini yenileyebilecekleri böyle güzel de bir kent olunca dolayısıyla turizm açısından günden güne arttı. Bu sefer otel sayısı çok fazla artmaya başladı. Buraya gelen turlarda rehber ihtiyacı hasıl oldu. Rehberler buraya taşınmaya başladı. Bunun yanı sıra yakın tarihe kadar şehrimizde 5 yıldızlı bir otel yoktu. Kolin Otel’in açılma nedeni; örneğin Anzaklar, 100. yılda buraya gelecekleri zaman burada bir protokol oteli yoktu. Yani İngiltere’den kraliçe gelecek ama bunu ağırlayacağımız 5 yıldızlı bir otelimiz yoktu dolayısıyla bunun için yapılmış bir oteldir. Artık otellerin sayısı arttı, rehber sayısı arttı çünkü ziyaretçiler arttı, tesis sayıları arttı. Günden güne artan teknoloji ve yolların güzelliği ulaşımı kolaylığı şehrin turizminin ciddi anlamda arttırdı.

Dışarıdan gelen turistler Çanakkale’yi nasıl değerlendiriyor?

Öncelikle Çanakkale’de ‘acele’ diye bir kavram yok. Buraya geldiklerinde buradaki insanların yavaş yaşaması, hayatı hissederek yaşaması onların da çok hoşuna gidiyor. Özellikle esnaf çok hoşlarına gidiyor. Bir yere girdiklerinde esnafın güler yüzlü olması, bir şey almasalar bile güler yüzle uğurlanmaları onların çok hoşuna gidiyor. Genellikle buraya gelen turistlerden aldığımız tepkiler bu oluyor. Halkın daha güler yüzlü olması, misafirperver olması, onları biraz daha sevindiriyor. Buraya geldiklerinde burada gördükleri şey; insanların burada biraz daha küçük bir kent olmasından kaynaklı özellikle koylarda plajlarda daha az olmaları… Buradaki insanların biraz daha rahat, saatinin keyfini çıkarmasına neden oluyor. Restaurantlara gittiklerinde böyle İstanbul’daki gibi ya da Bodrum’daki gibi diğer yerlerdeki gibi fahiş rakamlarla uğraşmak zorunda kalmıyorlar yani burada insanlar normal fiyatlara çok daha rahat ve yapılabilir tatil yaşıyorlar. Siz para verip karşılığında yorgunluk satın almıyorsunuz. Bugün örneğin aşağıya, güneye bir yere gittiğinizde, otele ciddi rakamlar ödüyorsunuz, çok fazla kalabalık plaja gidiyorsunuz, Çin Denizi gibi insan üstüne insan… Her şeye para veriyorsunuz ama karşılığında stres alıp geri geliyorsunuz ama tatilin amacı bu değil. Çanakkale’ye gelen insanlar gerçekten paralarını ödedikleri zaman karşılığı olan o stresten uzaklaşma tekrardan kendilerini yenileme, deşarj olmayı burada yaşıyorlar ve bunu da bize belirtiyorlar. Örneğin buraya bir hafta sonra geldilerse, ‘oh’ diyorlar, ‘biz artık yıla hazırız’ diyorlar.

Turistik olarak gelen misafirlere özellikle Çanakkale’de nereleri gezmelerini önerirsiniz?

Öncelikle buraya kaç gün geldiklerine bağlı ama Çanakkale’ye bir kere gelen bir kereyle de kalmıyor. İkinci kez, üçüncü kez sürekli burayı ziyaret etmek istiyor ve buraya geldikleri zaman aslında ne istediklerini bilerek gelmeleri gerekiyor. Çünkü burası sadece kültürel değil doğal güzellikleri olarak da çok ön plana çıkıyor. Daha çok deniz tatili yapmak istiyorlarsa, yaz aylarında buraya geldiklerinde Gökçeada’yı ve Bozcaada’yı ziyaret edebilirler. Assos, Kadırga Koyu’nu ziyaret edebilirler. Hemen aşağıda Küçükkuyumuz var, buraları ziyaret edebilirler. Ama daha kültürel anlamda; Troya Antik Kentimiz var, Assos Antik Kentimiz var. Bunun yanı sıra, Şehitliğimiz var. Buralar olmazsa olmaz görülmesi gereken yerler ama bu ikisini de bir arada tutabilirler. Buraya gelmişken, hem Troya Antik Kentini hem Assos Antik Kentini gezip, hemen Antik Kentin aşağısına inip orada yüzebilirler. Ya da Troya Antik Kentini gezdikten sonra, Bozcaada’ya geçip orada Ayazma Plajında yüzebilirler, orada da vakit geçirebilirler. Dediğim gibi, Gökçeada, Bozcaada, Kaz Dağları, Şehitliğimiz… Bunlar ön planda illaki görülmesi gereken yerler. Çok daha detaylı gezmek istiyorlarsa, o apayrı. Biraz daha uzatmaları gerekiyor tatili.

Şu anki güncel tur ücretleri nedir?

Şu anda şehrimizi ziyaret ettiğinizde, burada günlük Şehitlik turları var Şehitlik turlarının fiyatı 900 lira. Bunun içerisinde feribot geçiş ücretleri, ulaşım, rehberlik var ve aynı zamanda öğle yemeği de dahil. Buraya tek geldiğinizde özellikle bir turla gezmediğinizde Şehitliğimizde sadece fotoğraf çekebilirsiniz. Çok fazla okumuş dahi olsanız, alanı, coğrafyayı iyi bilmediğiniz için illaki bir rehbere ihtiyaç duyarsınız. O yüzden buraya geldiğinizde, bir turla gezmek çok daha mantıklı. Bunun yanı sıra Bozcaada-Gökçeada turlarımız var. Assos-Kaz Dağları turlarımız var. Gökçeada turu, bin 400 lira. Bin 200 liraya Assos-Bozcaada turumuz var. Bunlar da yine feribot geçişleri, ulaşım, rehberlik dahil. Dediğim gibi, turla gezmek daha avantajlı oluyor. Bugün Gökçeada’ya geçmek istediğinizde, oradaki feribot kuyruğu ya da bilet alamadıysanız orada beklemeniz pek tabii. Bunlar çok sıkıntı. Feribot ücretlerini düşündüğünüzde, turlar çok daha mantıklı geliyor günübirlik gidip gelmek için…

(HABER MERKEZİ)
Paylaş