8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Çanakkale’de Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen tören ile kutlandı. Çanakkale Kent Konseyi’nin öncülüğünü üstlendiği tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Şehirde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin Atatürk Anıtı’na çelenk bırakmasıyla devam eden tören, Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyon Başkanı Av. Gizem Pekince’nin konuşmasıyla devam etti.
Pekince, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu’nun (TÜBAKKOM) metnini seslendirdi. Metinde ise şu ifadeler yer aldı:
“8 Mart, ‘eşit ise eşit ücret’ isteyen kadınların neredeyse iki yüz yıl öncesinden bugünkü eşitlik ve adalet mücadelemize Işık tuttuğu dayanışmanın ve direnisin adı; tüm dünyada kadının insan hakki ihlallerine karşı yaşamın her alanında eşitlik ve adalet talep etme kararlılığının, ayrımcılığa ve şiddete karşı durusun ve örgütlü kadın mücadelesinin sembolüdür.
Başta, Cumhuriyetimizin devrim yasalarından olan ve kadın ile erkeği eşit konuma getirmeyi amaçlayan laik Medeni Kanunumuz olmak üzere örgütlü kadın mücadelesi sonucunda yasal güvenceye kavuşturulan kazanımlarımızın daha ileriye taşınmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğinin mutlak surette sağlanmasını, kadına yönelik şiddeti önleyici bütüncül politikaların geliştirilmesini, cinsiyete dayalı ayrımcılığın ve şiddetin son bulmasını savunurken; İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykin bir bicimde keyfiyetle sıkıldığı, şeriat karşıtı düşüncelerini açıkladığı için meslektaşımızın gözaltına alındığı, bir günde 8 kadının katledildiği, uygulanan cezasızlık politikalarının erkek failleri daha da cesaretlendirdiği bir süreçten geçiyoruz. Bütün bunlara rağmen Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında kadınlar sanat, spor ve bilim alanlarında uluslararası arenada elde ettiği başarılarla mücadelemize güç katıyor ve kadınların yıllardır büyük bir inanç ve azimle sürdürdüğü mücadele, demokrasinin temelini oluşturuyor.
TÜBAKKOM olarak; uzun yıllar verilen kadın mücadelesi sonucunda elde edilen kadın hak ve kazanımlarından bizi bir nebze dahi geriye götürecek her türlü söylem, girişim, eylem ve karanlık zihniyetin karşısında olacağımız bir kez daha vurguluyor; kadının insan haklarının yasama geçirildiği, kadının hayatin her alanında erkekle eşit konumda ve Özgür bir birey olarak var olduğu; ayrımcılık, yoksulluk ve şiddetin son bulduğu, kadın emeğinin görünür olduğu bir dünya özlemiyle mücadelemiz ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”
Öte yandan; Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Didem Gürdoğan, törende bir konuşma yapmasa da 8 Mart için hazırladığı metni paylaştı. Gürdoğan’ın metninde ise şu ifadeler yer aldı:
“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, ya da bir diğer adıyla Dünya Kadınlar Günü'nde kadın hakları dünyanın dört bir yanında büyük etkinliklerle gündeme gelmektedir. 100 yılı aşkın süredir kutlanan Dünya Emekçi Kadınlar Günü nasıl ortaya çıktı? Neden önemli? Kadın hakları ne kadar ilerledi? Diye tarihten günümüze bakacak olursak; Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün kökleri, kadınların iş yaşamındaki haklarının kazanılması ve savunulması dayanıyor. Bugün neredeyse tüm dünyada ses getiren etkinliklere sahne olan 8 Mart'ın tohumları 1908 yılında, New York'ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talep etmesiyle atılmıştır. Clara Zetkin bir aktivist ve kadın hakları savunucusuydu. Zetkin, 1910 yılında Kopenhag'da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı'nda Dünya Kadınlar Günü fikrini önerdiğinde Konferansa 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın, Zetkin'in önerisini oybirliğiyle kabul ettirmiştir ve 8 Mart Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da Dünya Kadınlar Günü olarak ortaya çıkmıştır.İlk uluslararası etkinlikler 1911'de, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre'de düzenlendi. Ülkemizde ise; 1975 yılında ‘Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı’ ilan edildi. Türkiye de bu kapsamda yer aldığı için 1975 yılında Türkiye'de ‘Kadın Yılı Kongresi’ yapıldı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün 1975 yılında kutlanmaya başlandı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından anma günü devam edilmektedir. Çanakkale Kent Konseyi Kadın Meclisi bu yıl ki temayı ‘yaşam hakkı ve yasal haklar’ olarak belirledi. Her geçen gün sebebi her ne olursa olsun; savaşlar, şiddet, politika değişiklikleri, bölgesel çatışmalar, doğal afetler, tıbbi yardıma erişimin zorlanması, kadınların ve kız çocukların eşit eğitim ve yaşam hakkından faydalanamaması gösteriyor ki tüm dünyada “kadınların yaşaması ve yaşatılması için yasal hakların korunması şarttır.” Günümüz dünyasında kadınların aldığı tüm sorumluluklar oldukça ağır şartlarda, var olmalarını çetin koşullar içinde sürdürdüğünü göstermektedir. Kadınların ‘yaşaması ve yaşatması’ için toplumsal cinsiyet bakış açsının tüm zihinlerde yer alması ve daha iyi anlaşılması konusunda toplumun her alanında kapsayıcı, ilham verici ve yenilikçi bir yaşam sürdürmek neden olmasın? Kadınlar kapsayıcı katılım ile ilham aldığında, bir aidiyet, alaka ve güçlenme duygusu ortaya çıkar. Kadınlar orada olmadığında şunu sormalıyız: "Değilse neden olmasın?" Kadınlara karşı ayrımcılığa maruz kaldığında kötü uygulamaları dile getirmeliyiz. Kadınlara yönelik muamele adil olmadığında harekete geçmeliyiz. Ve bunu her zaman, her zaman yapmalıyız. Dünyada yer alan kuruluşlar, gruplar ve bireylerin tümü toplumda, işte, evde ve ötesinde bir rol oynayabilir. Kadınların gerçek anlamda dahil edilmesi, ırk, yaş, yetenek, inanç, beden imajı ve kendilerini nasıl tanımladıkları konusundaki çeşitliliği açıkça benimsemek anlamına gelir. Kadınların her alanda yer alması gerekiyor. Kadınların ve kız çocuklarının katılımını anlamak, değer vermek ve bunun yollarını aramak önemlidir. Ayrıca bu bilgiyi, desteği ve teşviki başkalarıyla paylaşmak da çok önemlidir. Örgütsel veya grup bazında kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaçlarının, ilgilerinin ve isteklerinin değer görmesini ve bunlara dahil edilmesini sağlamanın birçok yolu vardır. İşte Çanakkale Kent Konseyi Kadın Meclisi bu katılımcılık ve sürdürebilirlik anlayışı ile tam on beş yıldır çalışmalarını gerçekleştirmektedir.
Halen gidilecek, kat edecek kadınlar ve kız çocukları için yapılması ve yol alınması gereken daha çok önemli çalışmalar var ve bunlar ise şöyle sıralanabilir;
Gücümüz ve kudretimiz bitti mi hayır daha bitmedi ve bitmeyecek tüm eril baskılara, engebeli durumlara karşı buradayız hep çoğalarak var olacağız. “
Cumhuriyet Meydanındaki program, toplu fotoğraf çekiminin akabinde sona erdi. Katılımcılar daha sonra Halk Bahçesi’nde yer alan Zübeyde Hanım’ın büstüne karanfil bıraktı.
(SEVİ GÖZAY UĞURLU)
