Büyük İskender, 20 yaşında tahta geçtiği andan itibaren, antik dünyanın en büyük imparatorluklarından birini kurmak için durmadan savaştı. Yunanistan’dan Hindistan’a kadar uzanan topraklarda, kendine ait 20 kadar şehir kurdu. En ünlüsü ise Mısır’daki İskenderiye’dir. İskender, hiçbir savaşta yenilmedi ve pek çok tarihçi tarafından tarihin en başarılı askerî komutanlarından birisi olarak kabul edildi.
Büyük İskender, M.Ö. 356 yılında Makedonya’nın Pella şehrinde doğdu. Babası II. Filip, Makedonya kralı ve Yunanistan’ın lideriydi. Annesi Olimpia ise Epir kralının kızıydı. İskender, gençliğinde ünlü filozof Aristoteles’ten eğitim aldı. Aristoteles, İskender’e felsefe, politika, edebiyat, coğrafya ve tıp gibi konularda bilgi verdi. İskender, ayrıca Homeros’un İlyada destanını ezberledi ve kendisini destandaki kahramanlarla özdeşleştirdi. İskender, 16 yaşında babasının seferde olduğu bir dönemde, Makedonya’yı yönetti ve isyan eden Trakyalıları bastırdı. 18 yaşında ise babasıyla birlikte Yunan şehir devletleri Atina ve Thebai’ye karşı Keronea Savaşı’na katıldı ve zafer kazandı. M.Ö. 336 yılında, babası II. Filip bir suikaste kurban gidince, İskender 20 yaşında Makedonya tahtına geçti.
Büyük İskender, tahta geçtikten sonra, babasının başlattığı ancak tamamlayamadığı Pers İmparatorluğu’nun fethi projesini devraldı. İskender, M.Ö. 334 yılında 35 bin kişilik ordusuyla Anadolu’ya geçti ve Pers ordusunu Granikos Nehri’nde yendi. Ardından Anadolu’nun büyük bölümünü ele geçirdi. M.Ö. 333 yılında İskender, Suriye’ye ilerledi ve Pers kralı III. Darius’un 100 bin kişilik ordusuyla İssos’ta karşılaştı. İskender, bu savaşta da galip geldi ve Darius’u kaçmaya zorladı. İskender, daha sonra Fenike, Filistin ve Mısır’ı fethetti. Mısır’da kendisini firavun ilan ettirdi ve Nil Deltası’nda İskenderiye şehrini kurdu. M.Ö. 331 yılında İskender, Mezopotamya’ya yöneldi ve Darius’un son kez karşısına çıktığı Gaugamela Savaşı’nda Pers ordusunu tamamen dağıttı. Darius, kaçarken kendi adamları tarafından öldürüldü. Böylece İskender, Pers İmparatorluğu’nun tümünü ele geçirdi.
İskender, Pers İmparatorluğu’nu fethettikten sonra, Doğu’ya doğru ilerlemeye devam etti. İran, Afganistan, Özbekistan ve Tacikistan’ı geçerek Hindistan’a ulaştı. M.Ö. 326 yılında, Hindistan’da Pauravas kralı Porus ile Hydaspes Nehri’nde savaştı. İskender, bu savaşı da kazandı ancak ordusunun bir kısmı artık daha fazla ilerlemek istemedi. İskender, ordusunun isteğine boyun eğmek zorunda kaldı ve geri dönmeye karar verdi. Geri dönüş yolunda, Gedrosya Çölü’nden geçerken ordusunun büyük bir kısmını kaybetti. M.Ö. 324 yılında, Susa’da Pers kültürünü benimseyen bir tören düzenledi ve kendisi dahil pek çok Makedon askerinin Pers kadınlarıyla evlenmesini sağladı. Ayrıca ordusuna Pers askerler de kattı. Bu politikaları, Makedon asilleri tarafından hoş karşılanmadı.
Büyük İskender, M.Ö. 323 yılında, Babil’de hastalandı ve 32 yaşında öldü. Ölüm sebebi olarak ateşli bir hastalık, zehirlenme, alkolizm veya tifo gibi çeşitli ihtimaller öne sürüldü. İskender, ölmeden önce imparatorluğunu kime bırakacağı sorulduğunda, “En güçlü olana” diye cevap verdiği rivayet edilir. İskender’in ölümünden sonra, imparatorluğu üzerinde hak iddia eden generalleri arasında uzun süren iç savaşlar başladı. Bu savaşlar sonucunda, İskender’in imparatorluğu dört ana parçaya bölündü: Makedonya, Ptolemaios Krallığı, Seleukos İmparatorluğu ve Pergamon Krallığı. Bu krallıklar, Helenistik Dönem olarak bilinen bir kültür ve uygarlık dönemine öncülük ettiler. İskender’in kurduğu şehirler, bilim, sanat, edebiyat, felsefe ve din gibi alanlarda gelişme gösterdiler. İskender, ayrıca Doğu ve Batı arasında bir kültür alışverişi sağladı. İskender, tarih boyunca pek çok lider, komutan ve hükümdar tarafından örnek alındı ve hayranlık duyuldu.
(SAİM TUNÇMAN)