Konya'dan Çanakkale'nin tarihi sokaklarına uzanan bir lezzet yolculuğunun adı: ‘boza’. Oğuz Görmez, yıllardır bu iki şehir arasında köprü kurarak bozasını kent halkıyla buluşturuyor. Omzuna sırtlandığı boza güğümleriyle Görmez, Türk kültürünün en eski içeceği olan bozayı kent halkına sunuyor. Çanakkale sokakları, akşamın alacakaranlığında ‘boza’ sesiyle yankılanıyor. Türk kültürünün köklü içeceklerinden biri olan ve geleneksel lezzetiyle damaklarda iz bırakan bozayı, her akşam kentin meraklılarıyla buluşturan Bozacı Görmez, 27 yıldır babadan devraldığı mesleğini sürdürüyor. Bu lezzet yolculuğu, sadece bir içecek sunumu değil, aynı zamanda geçmişten günümüze uzanan bir kültür mirası ve paylaşılan bir tatlı hatıra demeti sunuyor.
Görmez, 27 yıldır boza satıyor. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde de boza satan Görmez, yaz aylarında ise, Konya'da çilek üretimi yapıyor. Görmez, bozanın unutulmadığını, özellikle gençlerin bozaya düşkün olduğunu ve çok sevdiğini belirttiyor.
3-4 senedir Çanakkale'de boza satan Görmez, boza satmanın babadan geçme bir meslek olduğunu anlattı. Konya'da, eski zamanlarda bütün insanların kış aylarında boza satarak geçimini sağladığını söyleyen Bozacı Görmez, şimdi boza satanların çok nadir olduğunu ifade etti.
Görmez, boza satmanın zor bir iş olduğunu ise, “Bu işler zor iş. Devamlı sokak sokak yürüyerek ‘boza’ diye bağırıyorsun” sözleriyle vurguladı. Her akşam 6'da mesaiye başlayan Görmez, 10.30'a kadar sokak sokak yürüyerek 'boza' diye bağırdığını belirtti.
“Çanakkale'de tek bozacı benim” sözlerine dikkat çeken Görmez, daha önce bir bozacı daha olduğunu ama o kişinin işi bıraktığını anlatıyor. Geçmiş senelerde Ankara'da boza sattığında, bozalarının donduğunu, güğümden boza dökülmediğini hatırlatıyor. İstanbul'da ise, şartların farklı olduğunu söylüyor.
Görmez, Çanakkale'de boza alımının daha çok Esenler bölgesi ve Kepez tarafında olduğunu belirtti. Bozanın imalatının da kendisine ait olduğunu ifade eden Bozacı Görmez, bozayı, darıdan yapıp, mısır ununu kaynatarak mayalandırdığını ve sonra şekerlendirerek tatlandırdığını anlattı.
(DAMLA YELTEKİN)
