Okulların açılması süreciyle birlikte gelen; ev tutma telaşı, kente ayak uydurma ve yeni arkadaşlıklar edinme heyecanının ardından öğrenciler yavaş yavaş kentin bir parçası olduklarını hissetmeye başladı. Öğrenci şehri olarak bilinen Çanakkale'de öğrenciler umduklarını bulabildiler mi, kendilerine verilen değer nedir, kentin güzellikleri ya da eksiklikleri nelerdir? gibi sorulara Çanakkale OLAY Gazetesi olarak cevaplar bulmaya çalıştık. ÇOMÜ'ye Ankara'dan gelen Seda Nur Alemdar bu şehrin onun için farklı bir ruha sahip olduğunu, Ankara'nın gri havasına nazaran özgürlüğü, neşeyi bulduğunu dile getirirken, Bursa'dan okumak için Çanakkale'ye gelen Beyza Durgut, kentin kadınlara karşı olan tutumundan oldukça hoşnut olduğunu, öte yandan ulaşım konusunda oldukça yetersiz kaldığını belirtirken, İstanbul'dan Çanakkale'ye gelen Kadir ise aradığı minimal yaşantıyı, kibar insanları Çanakkale'de bulduğunu ifade etti. Öte yandan öğrencilere Çanakkale denilince aklınıza ilk olarak ne geliyor diye sorduğumuzda ise; "Çanakkale deyince aklıma özgürlük, kurtuluş ve gelecek geliyor. Çünkü şehrin kayıtlara geçmiş bir geçmişi var. İşaretlere inanan bir insanım, Çanakkale'nin bir rüzgarı var, o rüzgarın duygusal olarak tarifi özgürlük hissini uyandırıyor bende ve baktığımız zaman bu şehir içini açıyorsa, bu şehrin gençlerinin, yaşlılarının düşünce yapısı, olayların az olması, ilerleyen dönemlerde Türkiye'nin daha zor şartlar altında olduğu dönemlerde Çanakkale'nin son kale halinde kalacağı izlenimi veriyor bana, adı üzerinde Kale, bizim güvenli kalemiz gibi bu şehir" sözlerini kullandılar.
Ankara'dan Çanakkale'ye okumak için gelen ve ÇOMÜ Gazetecilik Bölümü 2'inci sınıf öğrencisi olan Seda Nur Alemdar, lise 2'inci sınıf öğrencisi iken Çanakkale ile alakalı olarak yazmış olduğu hikayenin burada okumak için onu etkileyen faktörlerden biri olduğunu dile getirerek; "Ben önceden hikayeler yazıyordum, Çanakkale'ye dair aklımda hiçbir şey yokken, lise ikinci sınıf öğrencisiyken, Çanakkale'de savaşta bir genç kızın gelecek versiyonuyla alakalı bir hikaye yazdım. Tercih zamanı geldiği zaman Çanakkale'ye puanım yetiyordu ve bu şehre geldim. Evet Ankara büyük bir şehir ama bana göre çok güzel bir şehir değil; bunaltıcı, gri, sürekli memuriyet ve çalışma havası hakim, ondan ötürü Ankara'da okumak ya da yaşamak istemiyordum ama Çanakkale tam aksine pozitif, mutluluk verici, güzel bir şehir" şeklinde konuştu.
ÇOMÜ'nün özellikle ekipman konusunda oldukça yetersiz olmasına değinen Alemdar; "Üniversite eğitiminin genel olarak insana bir şeyler kattığını düşünmüyorum. İnsan kendine bir şeyler katabiliyor mu o önemli, dersi dinleyip ardından eve gidip tekrardan derse dönmekle mezun oluyoruz ama bence olay kendini geliştirmekle alakalı. Öğrendiğin şeyleri nasıl değerlendireceğin sana kalmış bir durum, üniversitemizi çok iyi mi değil, okulun bütçesi, düşünce yapısı belli, bunlar hoş şeyler mi değil ama bunların karşısında nasıl davranacağımız bize kalmış bir şey, olanı kabullenmek var, öte yandan kabullenmeyip ben çalışayım, ben bu süreci geçebilirim demesi gerekiyor, öğrencilerin geçebilirim demesi gerekiyor. İlk senemde ÇOMÜ Medya Merkezi'ne girdim, özellikle ilk senemde çok hevesliydim ama medya merkezinde benden mi kaynaklı bilmiyorum ama günlerim hiçbir şey yapmadan geçiyordu, zaten iki işte çalışıyordum, medya merkezinden çıkıp başka bir işe gidiyordum. Medya merkezindeyken belli başlı öğrencilerin reji tarzı yerlerde öğrenmeleri üzerine düşünülüyor, her zaman onlar projeleri hayata geçiriyorlardı ama geriye kalan bizler oturup kitap okuyorduk. Evet izliyordum yapılan şeyleri ama insan bilgisayarın başına oturup izlemekle bir şeyler öğrenilmiyor ve ben o bilgisayarın başına oturmak istedim ama asla oturulmadı, ekipmanları kullanmak için izin istediğimi de hatırlıyorum ama medya merkezi dışarısına çıkarılmıyordu, o zamanlar kamera almaya gücüm yetmiyordu" ifadelerini kullandı.
Üniversite 1'inci sınıfta bir dergi çıkarma fikri ile okul ile görüşmeler sağladığını ama bir destekte bulunmadıklarını belirten Alemdar; "İlk sene dergi kurmaya çalıştım ve okulun destek vermesini istedim, hiçbir şekilde destek verilmedi, kendi imkanlarımla bir sayılık dergi çıkarttım, ekip içerisindeki tartışmalar sebebiyle. Okulun ekipman açısından hiçbir şekilde yeterli olduğunu düşünmüyorum. Buraya gelirken beklentilerim kendimi geliştirmek, alanımda iyi ve başarılı işler yapmak, okulumda derslerin bir şeylerin katabilmesi yönündeydi. Bir şeyler katabildi mi evet ama bunun bana okulun kattığını düşünmüyorum, ben geçen sene okulu bıraktım, bireysel olarak kendi kendimi geliştirip bir şeyler öğrendim, şu an okula geri başladım bir diplomaya ihtiyacım olduğunu fark ettim. Halen okulun bana bir şeyler kattığını düşünmüyorum, maalesef derslerimiz olması gerektiği gibi değil, alanımızla ilgili bize tam olarak bilgi verilemiyor, tam olarak bizi geliştiremiyorlar, tam olarak zihnimizi açamıyorlar" diye konuştu.
Bu şehrin öğrencilere hak ettiği değeri vermediğini vurgulayan Alemdar; "Çanakkale olanak açısından küçük ve kısıtlı ama benim alanımda ya da yapmak istediklerim açısından bana seçenekler sunabiliyor, reklam çekimi tarzı işlerde mekanlardan ricada bulunabiliyorum, şehirdeki düşünce yapısı benim önümü kapatabilecek zihniyette değil ama imkan olarak çok fazla gelişmiş bir şehir değil bence. Haber fazla çıkmıyor, Ankara'da mesela her gün farklı farklı olaylar olabiliyor. Çanakkale öğrencilerin kıymetini bilen bir şehir değil, öğrencileri seviyorlar ama kendi çıkarları için seviyorlar. Bu sene için bir şey diyemiyorum ama ilk sene geldiğimde karşılaştığım durum, öğrencilerin sömürülmesi yönündeydi, her fırsatta yararlanıyorlar, halbuki biz olmasak bu şehir dönmez, işletmeler bizim sayemizde ayakta duruyor, buna rağmen öğrencilere karşı tavırları pek hoş değil, fiyatlar çok yüksek, yemekler olması gerektiği gibi değil, sunulan fırsatlar bu şehre göre olması gerektiği gibi değil" sözlerini kullandı.
Önceden 20 TL ile bir haftasını geçirdiğini ama şu anda okula gidip gelmek için bile sadece 20 TL vermek durumunda olduğunu ifade eden Alemdar; "Kiralara hepimiz kızıyoruz, oturup konuştuğumuz zaman hepimiz dert yanıyoruz bu konuya ama ev sahiplerinin büyük bir çoğunluğu bu duruma mecbur gibi ama mecbur olmayanlara bir şey diyemiyorum. Otobüs konusunda kesinlikle sinirliyim, hiçbir şekilde haklı verdiğim bir konu yok çünkü otobüsleri belediyeye bağlamaları gerektiğini biz yıllardır söylüyoruz, bizim için çok büyük bir avantaj olabilir diye, yapılmıyorsa bu onların sorumsuzluğu ve öğrencileri umursamamalarıdır, bir öğrenci okula git gel için 20 TL veriyor ve ben 20 TL ile önceden bir haftamı geçiriyordum, şu anki ulaşım hizmetine on lira verilmez, Ankara'da, İstanbul'da ve Muğla'da da yaşadım ve oralar ile Çanakkale'nin ulaşımını karşılaştırdığım zaman buranın ulaşımı gerçekten kötü bir durumda, kalitesiz, özensiz, keşke söylediklerimiz ciddiye alınsa ve bu durum düzeltilse ama umudumu da kestiğim için bu konuyla ilgili konuşmayı da bıraktım" şeklinde konuştu.
Yazın oldukça tatmin eden bir şehir olmasıyla beraber, kışın sosyal açıdan zayıf bir şehir olduğunu dile getiren Alemdar; "Çanakkale, sosyal ve kültür olarak bir başkasını tatmin ediyor olabilir ya da benim önüme çıkmıyor olabilir ama bence yeterli değil, yazın çok aktif bir şehir, Truva Atının önünde bile birçok etkinlik oluyor ama onun haricinde gerçekleşen etkinliklerin ücretli olması üzücü. Mesela benim alanımda yeteri kadar fotoğraf ve video etkinliklerinin olduğunu düşünmüyorum, oluyor evet ama ücretli ve zamanlarının uygunsuzluğu öğrencilerin etkinliklere katılmasına engel oluyor. Kışın Çanakkale'de 101 oyununa gitmekten başka bir aktivite bulamıyoruz. Daha fazla kafe açmayı bırakmalılar, her yer kahve dükkanı oldu, köşe başında kahveci var, bu tarz mekanların yerine daha farklı bir şekilde değerlendirilebilir. Paten pisti açılabilir mesela" sözlerini kullandı.
Çanakkale deyince aklına özgürlük, kurtuluş ve gelecek ifadelerinin geldiğini vurgulayan Alemdar; "Çanakkale'ye gelen öğrencilerin çoğunun buraya aşık olduğunu düşünüyorum, ben de o insanlardan biriyim. Çok fazla başka şehirde yaşadım ama bu şehir ne kadar eksileri olsa da benim için çok güzel bir şehir. Olumsuzluk açısından belki de ekleyebileceğim çok fazla şey var ama eklesem de çıkarsam da olumsuzluklarına rağmen çok seviyorum. Çanakkale deyince aklıma özgürlük, kurtuluş ve gelecek geliyor. Çünkü şehrin kayıtlara geçmiş bir geçmişi var. İşaretlere inanan bir insanım, Çanakkale'nin bir rüzgarı var, o rüzgarın duygusal olarak tarifi özgürlük hissini uyandırıyor bende ve baktığımız zaman bu şehir içini açıyorsa, bu şehrin gençlerinin, yaşlılarının düşünce yapısı, olayların az olması, ilerleyen dönemlerde Türkiye'nin daha zor şartlar altında olduğu dönemlerde Çanakkale'nin son kale halinde kalacağı izlenimi veriyor bana, adı üzerinde Kale, bizim güvenli kalemiz gibi bu şehir" diye konuştu.
ÇOMÜ Gazetecilik Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi olan Beyza Durgut, Bursa'dan Çanakkale'ye gelme sebebinin diğer illere oranla daha refah ve özgür bir şehir olmasını göstererek; "Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gazetecilik bölümü 4'üncü sınıf öğrencisiyim. Bursa'dan okumak için buraya geldim, tercih etmenin nedeni ise Çanakkale diğer illere göre daha ferah, gençler için özgür bir şehir. Çanakkale açıkçası beklentimi karşılayan bir şehir olmadı, öncelikle ev kiraları çok yüksek, yemek ücretleri çok yüksek, ulaşımda yetersiz ama iyi yanından bakacak olursak gece istediğin gibi giyinip dışarı çıkabiliyorsun, şu ana kadar kötü bir şey yaşamadım" ifadelerini kullandı.
Şehrin oldukça pahalı olmasının, yeri geldiğinde okula bile yürüyerek gittiğinden bahseden Durgut; "Okulda içilecek olan sular çok kötü, plastik kokuyor gibi. Yemekleri sağlıksız ve çok pahalı, ücreti 15 TL, seneye 30 lirayı bulur gibi geliyor, tuvaletlerde peçete, sabun yok. Mesela proje atölye diye bir dersimiz var, 60 kişilik bir ders, gruplar halinde girmek zorunda kalıyoruz ve bir saat işliyoruz çünkü bilgisayarlar yetersiz, internet konusunda da yetersizler. Çanakkale'de ulaşım konusu gerçekten bir problem, otobüs ya gelmiyor gelirse de çok kalabalık oluyor, otobüs sayıları artmaları, öğrenci fiyatları 10 TL oldu, okulun girişine kadar yürüyüp öyle biniyorum. Şoförler çok sinirli geliyor bana, sürekli bir tepki içerisindeler. Bir kart basılmadığı için öğrenciyi o kadar inan içerisinde rencide etmemelisin. Çanakkale öğrenciye hak ettiği değeri veriyor mu, esnaflarla bir problem yaşamadım ama ulaşım ya da yemek fiyatları konusunda yardımcı olduklarını düşünmüyorum çünkü bazı şehirlerde çok daha uygun. Kiralar 8 bin ya da üstü ve öğrenci nasıl karşılasın bu fiyatları. Sosyal aktivite açısından da yeterli bir şehir olduğunu düşünmüyorum, ben mesela oyunculuk eğitimi almak istiyorum ama o alana dair bir eğitim kurumu yok, konserler de çok pahalı bir konsere 500 lira bence çok fazla. Burada mesela lunapark yok, Biga'da var, karaoke bile yok. Şakir'e gelip çay içiyoruz. Boş zamanlarımızda AVM'ye ya da iskeleye gelip mağaza geziyoruz, çay içip eve dönüyoruz, bir yemek yiyeceksem dışarıda elli kere düşünüyorum, dönerlerin bile fiyatı aldı başını gitti. öte yandan Sarıçay kokusu çok rahatsız ediyor, CİMER'e şikayette bulunduk ama yapılan bir şey yok. temizliğe çok önem verilmiyor ama balıkçılık yapılan bir bölge" şeklinde konuştu.
Kadir Özhan ise ÇOMÜ Gazetecilik Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi, Çanakkale'yi minimal ve samimi insanlarından dolayı tercih ettiğini ifade ederek; "İstanbul'dan Çanakkale'ye geldim. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gazetecilik 3'üncü sınıf öğrencisiyim. Ben Çanakkale'ye 18 yaşından beri geliyorum hep, ablam burada evlendi. Çanakkale çok hoşuma gitti, büyükşehrin ardından buranın sessiz sakinliği, insanların kibarlığı çok hoşuma gitti, hep hayalimde küçük bir şehirde, insanların kibar olduğu bir şehirde okumak isterdim her zaman Çanakkale'yi öyle tercih ettim. Öte yandan şehir yapılanması, tarihi, insanları gerçekten çok güzel. ÇOMÜ2yü de araştırdım ve güzel bir şehir olduğunu düşünüyordum. Ben gelmeden önce çok araştırdığım için ve öncesinde hep geldiğim bir şehir olduğu için pek bir beklentim yoktu kente karşı, daha çok okula karşı bir beklentim vardı; gazetecilik bölümü okuyorum, öğrencilerin daha fazla saha içerisinde birbirleri ile iletişim kuracağını düşünüyordum ama normal teorik bir bölüm okuyormuşuz gibi okuyoruz. Buraya okumaya gelmeden önce çok fazla şehrin merkezine gelmiyordum, ulaşım açısından beklentim yüksekti, daha büyük ve düzenli bir şehir bekliyordum ama buranın belediyeciliği insanlara güvenerek aktifliği bırakmış durumda; ulaşım, su, elektrik konusunda yetersiz. Sosyal açıdan Çanakkale'den zaten çok büyük bir beklentim yoktu ama yine de çok güzel insanlarla tanıştım, özellikle sosyal açıdan benim beklentilerimi karşılayan bir şehir oldu ama diğer açılardan pek karşılamadı, belki de büyük bir şehirden gelmiş olmam da böyle düşünmemi etkiliyor olabilir. Çanakkale'ye gelen insanların gitmek istememesi çok doğal, özellikle İstanbul'dan kalabalık ve stresli birden ya da taşra bir şehirden sonra Çanakkale iki tarafın da ortak noktası burası. Yeteri kadar büyük, yeteri kadar refah içerisinde ve insanlar özgürce sosyalleşebiliyor. İnsanlar buraya geldiği zaman buranın düzenine, tarihine ve doğasına büyülenip kalmak istiyor. Şu anda kentte kalmak istiyorum ama umarım ekonomik bir sıkıntım olmaz ve gitmek zorunda kalmam" ifadelerini kullandı.
Çanakkale'deki ticaretin öğrenci üzerinden yürütüldüğünü ve öğrencilere buna rağmen hak edilen değerin verilmediğini belirten Özhan; "Çanakkale bir öğrenci şehri ama öğrencinin kıymetini bilmeyen bir şehir, buradaki tüm ticaret bence öğrenciler üzerinden yürüyor. Öğrencilerin sosyalleşeceği alan neredeyse hiç, mecburen kaldıkları yurtların konumları çok kötü. Bunların düzeltilmesi gerekiyor çünkü öğrenciler sayesinde ekonomisini geçindiren bir şehir, bence değer verilmeli öğrencilere. Yurtları her ne kadar bakanlıklar belirlese de şehir düzenlemesini belediye yapıyor ve yurtlar daha merkezi alanlarda olabilir. Üçüncü senem oldu ve her şey monotonlaşmaya başladı, ilk senedeki heyecan olmuyor, yeni gelen öğrencilere sosyal açıdan bir beklenti içerisinde olmayı beklememelerini, öte yandan samimi bir şekilde güzel insanlarla karşılaşabileceklerini söyleyebilirim. O küçük kurulan samimiyetlerin yerini hiçbir eğlence mekanı alamaz zaten" dedi.