Bayramiç'te yaşanan arı ölümleri, arıcıları ve yetkilileri alarma geçirdi. Çanakkale İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri, bu sorunun sadece Bayramiç'e özgü olmadığını, Çanakkale’nin diğer ilçelerinde ve ülke genelinde benzer sorunların yaşandığına dikkat çekti. İleri, "Bayramiç şu anda ses çıkarttığı için biliniyor ama diğer tüm ilçelerde, meyve üretim alanlarında aynı sorun yaşanıyor. Bu sorunun ortadan kaldırılması lazım. Çiftçilerimizin ilaçlama saatlerine dikkat etmesi gerekiyor" dedi.
Arı ölümlerinin ardından Tarım İlçe Müdürlüğü'nün devreye girerek bölgeden alınan örnekleri test için laboratuvara gönderdiklerini belirten Başkan İleri, il genelinde arıcılarla sürekli iletişim halinde olduklarını kaydetti. "Arıcılarımız bir süredir ilaçlamadan kaynaklı arı ölümlerinin hat safhada olduğunu dile getiriyordu. Arı bizim her şeyimiz. Arıyı yaşatabilmek ve çoğaltmak için kol kanat geriyoruz. Arıyı, keyfi, bilinçsiz ya da kasıtlı olarak öldürmek bizim canımızı yakıyor. Bu insani değil, bu doğal bir katliam. Arı, bizim hava ve su gibi ortak değerimiz. Arı giderse hepimiz sıkıntıdayız. Yiyeceklerimizin yüzde 83’ü arı sayesinde oluşuyor. Yediğimiz etten süte kadar her şeyde arının payı var" diye konuştu.
Başkan İleri, yetkililere çağrıda bulunarak, "Tarım İl Müdürlüğü ile bu konuyla ilgili gerekli görüşmeleri yaptık. Geçtiğimiz gün Balıkesir’de bakanlık yetkililerine durumu ilettik. Ülke genelinde tedbir alınması lazım. Meyve üretilen her alanda süne adı verilen bir kanatlı böcek var. Onun zararını engellemek için yapılan uygulamalar, süneyi öldüren ilaçlar arıyı da öldürüyor. Bu ilacın akşam saatlerinde atılması, arı ölümlerinin önüne geçecek. Arıların uçtuğu gündüz saatlerinde atıldığı için arılarımız ölüyor. Bu üzüntünün burada kalmasını istemiyoruz. Gerekli tedbirlerin alınmasını yetkililerden talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Başkan İleri, "Gündüz ilaç atan çiftçilere cezai işlem yapılmasını istiyoruz" sözlerine sık sık dikkat çekerek, "Cezai yaptırım uygulanmadıkça çiftçiler diretmelerde bulunuyorlar. İlaç nedeniyle ölen arının tazminatını ilaç atandan alınmasını talep ediyoruz. Arıların kovanda olduğu akşam saatlerinde ilaçlama yapılmalı. Çiftçiler, 'Sen nasıl arını düşünüyorsan biz de meyvemizi düşünüyoruz. İlacı atıyoruz' diye karşılık veriyorlar. Biz de meyvesini düşünüp ilaçları atmasını ama zamanlamaya dikkat etmelerini istiyoruz. Akşam saatinde, arılar kovanlarına girdikten sonra ilaç atılmalı. Arılar zaten ilaçlanan bölgeye gitmiyorlar. Arıyı öldürmemiş oluyorlar. Çiftçi de koruma önlemlerini yapmış oluyor. İlaçlamanın akşam saatlerinde yapılması arı ölümlerini çok düşürecek bir uygulama" dedi.
İleri, “Türkiye’de bu basit uygulama hala devreye sokulamadı. Tarım İlçe Müdürlükleri ve Ziraat Odaları, bu konuda özellikle çiftçileri uyarmalı. Çiftçiler bilerek, kasıtlı yapıyorsa zararın tazmin edilip, çiftçilerden alınması gerekiyor. Eğer böyle olmazsa bu uygulamayı çok daha fazla göreceğiz. Bu zarar sadece Bayramiç'i ya da Türkiye'yi ilgilendirmiyor. Bayramiç şu anda ses çıkarttığı için biliniyor ama diğer tüm ilçelerde, meyve üretim alanlarında aynı sorun yaşanıyor. Bu sorunun ortadan kaldırılması lazım. Bilinç seviyesinin artması ve çiftçilerimizin ilaçlama saatlerine dikkat etmesi gerekiyor" dedi.
Meyve üretim alanlarının yanlarındaki tüm arıların ölümle burun buruna olduğuna dikkat çeken İleri, “Arı, meyvenin döllenmesine müthiş katkı sağlıyor. Avrupa’da 14 ülkeyi dolaştık. Avrupa’daki çiftçiler arıların bahçelerine gelmesi için kira ödüyorlar. Çiçek, meyve tutumunda istenilen sonucun alınabilmesi için böyle bir uygulama var. Biz para da istemiyoruz. Yeter ki arılarımızı öldürmeyin. Çiftçilerden para istemediğimiz halde, çiftçi kendisine ücretsiz destek veren hayvanı öldürmede adeta yarış yapıyor" diye belirtti.
Başkan İleri, "Arıyı öldürmeyen ilaçlar da var. Biz ilaçları sınıflandırıp, bu ilacı da atsınlar demiyoruz. Sadece akşam saatlerinde ilaçları attıklarında arıcılar kısmen daha az zarar görecek" dedi ve ekledi: "Problem ölen arıyla kalmıyor. Tek katlı kovanda 40 bin koloni var. İlaca 20 bin tanesi çarpıldığı zaman geri kalan 20 bin arı, yavruları saramıyor. Mevcut yavrular sarılmadığı için üşüyor ve yavru çürüklüğü hastalığı meydana geliyor. Geri kalan arılar da bir işe yaramıyor. Başka hastalıkların kovanlara sirayet etmesine sebep oluyor. Ölen arı gidiyor ama kalan arının hali daha beter oluyor. Kolonilerin çökmesini istemiyoruz. Çok zarar görüyoruz" ifadelerini kullandı.
(DAMLA YELTEKİN)