Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı Tokat ziyareti kapsamında tarım ve orman sektörü temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Yumaklı burada yaptığı konuşmada tarımın dünyada stratejik sektör kabul edildiğine dikkati çekerek şunları söyledi; "Özellikle Tahıl Koridoru da dahil olmak üzere hem konjonktürel hem de iklimsel ya da bizim yeni normal dediğimiz salgın hastalıklar, göç olayları, nüfus artışları, aklınıza ne geliyorsa, yeni normal dediğimiz bizleri etkileyen, özellikle tarımı çok yakından etkileyen hususlar, artık dünyada ülkeler tarafından algılanmış vaziyette” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, su başta olmak üzere herkesin toprağını, kaynaklarını koruma gayreti içinde bulunduğunun altını çizerek, "Biz de bu bağlamda ülkemizin ihtiyacı olan her konuda, Türkiye'nin her tarafını karış karış geziyoruz. Gerek ben, gerekse arkadaşlarım... 'Şu anda Bakanlıkta kimse kalmadı.' diyebilirim yani herkes sahada. Çok büyük başarılar elde etti bu sektör. Üretici, olması gerektiğinin çok çok daha üzerine çıktı ancak bizim farklı şeyler yapma zamanımız geldi." şeklinde konuştu.
Yılbaşı itibarıyla hem hayvansal üretim hem de su ürünleri başlıklarında tarımsal üretim planlamasını hayata geçireceklerini belirten Yumaklı, şöyle devam etti; "40 yıldır konuşulan bir meseleydi bu, hep de şikayet edilen bir husustu. Netice itibarıyla tarımsal üretim planlamasını hayata geçirmiş olduk. Bu, çok kolay bir konu değil. Özellikle bizim ülkemiz gibi dört bir tarafta çok farklı ürünlerin üretildiği, 200'ün üzerinde başlıkta ürün çeşidinin olduğu bir ülkede adeta devrim niteliğinde bu yapısal dönüşümü yapmak çok kolay bir olay değil. İşte bu devrim niteliğindeki kararlarla, bu yapısal dönüşümlerle tarımsal üretim planlamasını bütün başlıklarıyla artık yürürlüğe geçirmiş olduk. Buna göre suyu merkeze alıp artık 13 stratejik üründen başlayacağız, daha sonra halkayı genişleteceğiz. Mümkün olduğu kadar ürünleri dahil edeceğiz. Hem üreticinin, halkın kazanmasını sağlayacağız hem de ülkenin gıda arz güvenliğiyle alakalı bir sorununun olmaması için, bunun üzerine de ihracatla alakalı avantajlarımızı elde etmek için çalışacağız” dedi.
Bakan İbrahim Yumaklı, işlenmeyen tarım arazilerinin ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili çalışmalara da değinerek, "Bu başlıkta hiçbir zaman mülkiyet sahiplerinin mülkiyetiyle ilgili bir tasarrufta bulunmuyoruz devlet olarak." dedi.
İstediklerinin işlenmeyen tarım arazilerinin tarımsal üretime dahil edilmesi olduğunu vurgulayan Yumaklı, şu değerlendirmelerde bulundu; "Bununla ilgili coğrafi bilgi sistemleri de dahil olmak üzere teknolojiyi tamamen kullanır durumdayız. İlk bir sene bittiği andan itibaren o süre içerisinde teknolojik olarak tespit ettiğimiz, arkadaşların da yerinde teyit ettiği ekilmeyen arazi varsa onların sahiplerine mesajla diyeceğiz ki 'Bakın, bir sene geçti, burası ekilmiyor'. Önümüzdeki sene de ekilmezse ikinci senenin sonunda mülkiyeti sizin, biz ona karışmıyoruz ancak burayı devlet olarak kanunun bize verdiği yetkiyle önce o bölgedeki sivil toplum kuruluşları, önder çiftçiler, ziraat odaları, bunlara kira için teklif edeceğiz ki kiranın belirlenmesi de bir komisyon marifetiyle olacak. Elde edilen kirayı da mülkiyetin sahibi kimse onun hesabına yatıracağız" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin tarımsal gelir ve hasıla anlamında dünyanın ilk 10 ülkesi içinde olduğuna dikkati çeken Yumaklı, "Bu potansiyelimizi koruyup kollamak için bütün bu politikaları üretiyoruz. Yine su stresi altında bir ülke olduğumuzu söyledik. Eğer hiçbir şeye dokunmazsak, hiçbir şey yapmazsak, 2030 senesinde bu ülke su fakiri ülke kategorisine girmiş olacak. Dolayısıyla her işimizde mutlaka bunlara dikkat ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, desteklemelerin tarımsal üretim planlamasının araçlarından sadece biri olduğunun altını çizerek, "Saymış olduğum hususlar, üretim planlamasını hayata geçirmek için çok önemli hayati başlıklardır. Destekler de öyle. İlk defa tarımsal üretim desteklerini, üretim dönemi başlamadan önce 3 yıllığına açıklamış olduk. Hangi ürünün hangi havzada ekilebileceğine dair bu ilk belirlenen 13 artı bir ürün için söylüyorum, hububat, baklagil, yağlı tohumlar ve yem bitkileri için söylüyorum. Dolayısıyla bu ürünler ilk defa 'Ne kadar destek alacak, nerede ekilecek, nerede ekilirse destek alacak?' konularında bu dönemden itibaren yayımlanmış oldu." diye konuştu.
Geçmiş dönemlerde mazot ve gübre desteklerinin ayni olarak verildiğini hatırlatan Yumaklı, " Maalesef bunun istismarını yapanlar çok fazla oldu, üreticilerimizi mağdur ettikleri için o uygulamadan vazgeçtik. Türkiye'yi karış karış dolaşıyoruz. Netice itibarıyla aldığımız bilgilerle, eğer yapmamız gereken bir şey varsa onu yapıyoruz. Düzeltmemiz gereken bir şey varsa onu düzeltiyoruz. Burada da desteklerin ayni değil nakdi olarak ödenmesinin de kararını verdik. İnşallah bu da bu şekilde devam edecek." açıklamasında bulundu.
Hayvancılık yol haritasını şubat ayında açıkladıklarını dile getiren Yumaklı, şöyle konuştu; "Dedik ki, 'Biz, hayvan hastalıklarıyla mücadele edeceğiz. Daha verimli bir sürünün hem büyükbaşta hem küçükbaşta oluşmasını sağlayacağız. Gençlerin ve kadınların bu iş kolunda faaliyet göstermesi halinde onlara yeni ilave destekler vereceğiz. Sadece destek değil. Eğer bir yatırım kredisi alacaksa ilave faiz indirimleri olacak. Hibe destekleri var. Onlardan öncelikli yararlandıracağız. Pozitif ayrımcılık yapacağız onlara. Bunun 8 aydır meyvelerini görmeye başladık. Süt planlama bölgeleri oluşturduk. Besi materyali, üretim planlama bölgeleri oluşturduk. Tokat'ın da içinde bulunduğu 10 ilimizi süt üretim planlama bölgesi ilan ettik. Niye? Çok büyük avantajı var. Suyu bol, yem bitkisi üretim kabiliyeti ve kapasitesi bol. Hayvancılık yol haritamızda da birçok ilki gene bu vesileyle iletmiş olduk" ifadelerine yer verdi.
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine talimat verdiğini belirterek, "Gece gündüz uyumayacağız ve nitekim de öyle yapıyoruz. İmkanlarımızı son raddesine kadar kullanacağız. Potansiyellerimizi harekete geçireceğiz inşallah. Bizler, teşviklerimizle, sektör üreticilerimiz ve çiftçilerimiz gayretleriyle hedeflerimize ulaşacağız. Bu konuda en ufak bir tereddüdümüz yok. Güçlü bir Türkiye'nin yolu, güçlü tarımdan geçer. Her şeyden vazgeçebilirsiniz ama yiyeceğinizden, içeceğinizden, gıdanızdan, suyunuzdan vazgeçemezsiniz." şeklinde konuştu.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'ndan aldığı destekle Erbaa'da süs bitkileri serası kuran bir vatandaşın serasını ziyaret ederek incelemede bulundu.
Bakan Yumaklı inceleme sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, gıda alanında denetimlerinin sürdüğünü, 8 ayda 900 bine yakın denetim yapıldığını söyledi. Bu denetimlerde yaklaşık 13 bin 500 işletmeye 700 milyon liraya yakın ceza kesildiğini bildiren Yumaklı, 310 işletme hakkında da suç duyurusunda bulunulduğuna işaret etti. Güvenli gıdaya ulaşmanın Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkesin en temel hakkı olduğunu vurgulayan Yumaklı, "Bunun aksine uygulamada bulunanların her zaman karşısında olmaya, denetimlerle bunu azaltmaya, yok etmeye kararlıyız." ifadesini kullandı.
Tüketicilerin, vatandaşların en etkili denetçi olduğunun altını çizen Yumaklı, "Vatandaşlarımız herhangi bir şekilde güvenli gıda ile alakalı uygunsuzluk tespit ederse Alo 174 hattını kullanarak bize ulaşabilir. Denetimlerimiz aralıksız şekilde devam edecek. Bu konuda toleransımız yoktur, olmayacak da." diye konuştu.
Bakan İbrahim Yumaklı, Erbaa'nın çok farklı bir yönüyle gündemde olduğunu dile getirerek, "Çiçekçilik sektörü çok büyük bir sektör. Genelde Akdeniz havzasında olduğu düşünülür ancak burada, bugünkü değeri itibarıyla yaklaşık 1 milyar liralık, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) destekleriyle oluşturulmuş bir yatırım var. Özellikle kesme çiçekçiliğin Anadolu'da da bu işin yapılabileceği, ekonomik değeri olduğunu gösteren çok önemli bir yatırım. Buradaki yatırımcıların, üreticilerin, halkı da içine katarak ekonomik değer oluşturması söz konusu." açıklamasında bulundu.
Türkiye'de yaklaşık 58 bin dekarda süs bitkisi üretimi yapıldığına dikkati çeken Bakan Yumaklı, şunları kaydetti; "Bunun yüzde 70'i dış mekan, yüzde 30'u da iç mekan ve kesme çiçek. Burada ekonomiye yaklaşık 85 ülkeye 105 milyon dolarlık ihracat ile katkıda bulunuluyor. Amacımız, coğrafyası, iklim ve toprak şartları uygun farklı şehirlerde bunun gelişmesini sağlamak. Tokat'ın, bu anlamda hem iklimi hem toprağı itibarıyla hem de bunları yapmakla alakalı kararlılığı var, bu son derece önemli. İnanıyorum ki bundan sonraki dönemlerde bu yatırımlar gelişecek, kesme çiçek konusunda dünyada ürünlerine başvurulan merkezlerden biri haline gelecektir. Hem üretim hem yatırım yapanları tebrik ediyorum" dedi.
(ERHAN TAYLAN)