Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğünün 85 milyon vatandaşa dokunarak, 22 yıllık eser ve hizmet siyasetinde bir lokomotif olduğunu belirterek, “Bu doğrultuda, 2053 yılına kadar öngördüğümüz Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nı hazırladık. Gelecek planımızın gereği olarak 2053 yılına kadar bölünmüş yol ağını 38 bin 60 kilometreye yükseltmeyi hedefliyoruz” dedi. 2002 yılı sonunda bölünmüş yol seferberliğiyle önemli mesafeler kat ettiklerini belirten Uraloğlu, “Bölünmüş yol ağımız 22 yıl önce 6 bin 101 km uzunluğunda ve sadece 6 ilimizi birbirine bağlıyordu. Bugün bölünmüş yol ağımız toplam 29 bin 405 km’ye çıktı, 77 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlandı.” şeklinde konuştu. Uraloğlu, Kamu harcamalarında tasarruf ilkesini gözden kaçırmayacaklarını belirterek, “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kamu kaynaklarının efektif kullanımı konusunda azami dikkati göstermenizi özellikle istirham ediyorum.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü 74. Bölge Müdürleri toplantısında konuştu. Karayolları Bölge Müdürleri Toplantılarının yol haritası belirlemede bir Karayolculuk geleneği olduğunun altını çizen Uraloğlu, “Tam 34 yıl kesintisiz olarak hizmet verdiğim Karayolları Teşkilatının bu toplantılarına daha önce bölge müdürü ve genel müdür olarak katılmıştım. Bu toplantılarda ilk kez bakan olarak yer alıyorum. Bugün sizlerle yine aynı heyecanı, aynı idealleri paylaşıyorum. Bir karayolcu olarak aranızda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum.” dedi. Karayolları Genel Müdürlüğünün, her mensubunun daima işini daha iyi yapmanın, geleceğin ihtiyaçlarını planlayarak yüksek hizmet standardını getirmenin gayreti içerisinde olduğunun altını çizen Uraloğlu, “Karayolu yatırımlarıyla her bölgenin erişim ağını yükselterek rekabetçi bir konuma gelmesinde de kaldıraç görevi görmüştür. Bu noktada Bölge Müdürleri Toplantıları da bizlere; birbirimizle olan bağlarımızı güçlendirmek, deneyimlerimizi paylaşmak ve Karayolları Teşkilatımızın hedeflerini belirlemek adına çok önemli bir fırsat sunuyor. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki coğrafi konumu itibarıyla stratejik öneme sahip ülkemizin; uluslararası alanda siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel yönden avantajlarını koruması ve ona göre stratejiler oluşturması şarttır.” diye konuştu.
Güçlü bir toplumun en temel ihtiyacı olan ulaşım altyapısının, küresel etkileşimin sürekli olarak arttığı günlerde, giderek daha fazla önem kazandığını vurgulayan Uraloğlu, “Dolayısıyla bizlere medeniyet yolunu açan, dünya ile entegre olmamızı, ulaşım ve erişimde söz sahibi olmamızı sağlayan Karayolları Genel Müdürlüğü’müzdür. Bu güzide kurum, 85 milyon vatandaşımıza dokunduğumuz 22 yıllık eser ve hizmet siyasetimizin de lokomotifi olmuştur.” şeklinde konuştu.
2002 yılı sonunda Acil Eylem Planı kapsamında başlatılan bölünmüş yol seferberliğiyle önemli mesafeler kat ettiklerini belirten Uraloğlu, “Bölünmüş yol ağımız 22 yıl önce 6 bin 101 km uzunluğunda ve sadece 6 ilimizi birbirine bağlıyordu. Bugün bölünmüş yol ağımız toplam 29 bin 405 km’ye çıktı, 77 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlandı. Bölünmüş yollarımız; toplam yol ağının yaklaşık yüzde 43'ünü oluşturmakla birlikte tüm yol ağında hareket eden trafiğin yüzde 83'üne hizmet vermektedir. Bu nedenle güvenli ve konforlu ulaşım için kritik önemdedir. Yıllar itibariyle karayollarımızda seyreden araç sayısı artarken, bölünmüş yollarımızdaki hızımızı iki katından fazla yükselttik, seyahat süresini yarı yarıya azalttık. Bu sayede iş gücü ve akaryakıt tasarruflarıyla ülke ekonomisine katkı sağladık.” dedi.
Son 22 yılda 3 bin 920 adet köprü inşa ederek, Türkiye’de toplam köprü uzunluğunu 777 kilometreye ulaştırdıklarının altını çizen Uraloğlu, “Coğrafyamızın sarp noktalarını tüneller, köprüler ve viyadüklerle birbirine bağladık. Tünel uzunluğumuzu ise 14 kat artırarak, 753 kilometreye çıkardık. Geçit vermez denilen dağları tünel konforuyla geçtik. Denizlerin ayırdığı kıtaları köprülerle birleştirdik. Kamunun tecrübesini özel sektör dinamizmi ve uluslararası finans kuruluşlarının mali desteğiyle bir araya getirerek risk paylaşımı sağladık. 2003 öncesi 1.714 km olan otoyol ağımızı 2 bin 12 kilometre artırarak 3 bin 726 kilometreye ulaştırdık.”
İleri teknoloji gerektiren büyük ölçekli projelerle ulaşım altyapısını çağın ilerisine taşıdıklarını vurgulayan Uraloğlu, “Marmara Ringinin önemli bir parçası olan Kuzey Marmara Otoyolu ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü hayata geçirdik. İstanbul ile Türkiye’nin diğer büyük sanayi kentlerini yakınlaştıran İstanbul-İzmir Otoyolu ile Osmangazi Köprüsü’nü, Malkara-Çanakkale Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nü, Ankara-Niğde Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu ve son olarak Aydın-Denizli Otoyolu’nun bir bölümünü tamamlayarak otoyolları ağımızı genişlettik.” açıklamasında bulundu.
Aydın-Denizli Otoyolu’nun kalan bölümünü bu yıl bitirerek, devamında yapmayı planladıkları Denizli-Burdur ve Burdur-Antalya Otoyolları ile Avrupa’dan Akdeniz’e uzanacak otoyol ağını da tamamlayacaklarını vurgulayan Uraloğlu, “Türkiye yüzyılı vizyonuna yakışan projeler ile çıtayı en tepeye çıkardık. Son dönemde inşa edilen önemli projelerimiz pek çok uluslararası ödülün sahibi oldu. Son olarak Zigana Tüneli ve Eğiste Hadimi Viyadüğü de ödüllü projeler vitrinimizdeki yerini aldı. Mühim başarılar elde eden projelerimiz gösteriyor ki ülkemiz mühendislik alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında ve alınan ödüller de bunun tescilidir.” diye konuştu.
Türk Müteahhitlerinin yüklenici oldukları nice büyük projelerin yapımı sırasında kazanmış oldukları deneyimleri sayesinde Türkiye’de hayata geçen diğer yeni projelerin de kısa zamanda ve başarılı bir şekilde inşa edilmesine fayda sağladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, “Hatta bugün Türk müteahhitlik firmalarının hem yurtiçi hem yurt dışında inşa ettiği yapılar, Ülkemizi dünyaya mühendislik ihraç edecek seviyeye yükseltti. Bugün Avrupa’dan Afrika’ya, Türk Cumhuriyetlerinden Arap Yarımadasına birçok ülkede Türk müteahhitleri tarafından inşa edilen yolları, havalimanlarını, metro hatlarını görüyoruz. Türk inşaat firmalarının bu başarıları hem ülkemiz hem de milletimiz adına gurur vericidir.” dedi.
Uluslararası standartta yol ağıyla kuzeyi-güneye, doğuyu-batıya bağladıklarını anımsatan Uraloğlu, “Türkiye'nin yeni İpek Yolu olacak Kalkınma Yolu Projesi ve Zengezur Koridoru kapsamında planlanan kara ve demir yolları için çalışmalarımızı başlattık. Hindistan, Doğu Asya ve Basra Körfezi üzerinden Irak'a gelecek yükleri, demiryolu ve karayolu bağlantısıyla Avrupa'ya ulaştıracak projelerin geniş bir coğrafyaya fayda sağlayacağını öngörüyoruz. Kalkınma Yolu Projesinin 1.923 kilometrelik karayolu koridoru için 1.592 kilometrelik yolumuz mevcut durumda. Şanlıurfa-Ovaköy arasındaki 331 kilometrelik yeni otoyol yatırımını da planladık. Türkiye ile Azerbaycan arasında doğrudan demiryolu ve karayolu ulaşımı sağlayacak Zengezur Koridoruyla da Türkiye ile Orta Asya arasında yeni bir bağlantı kurmuş olacağız. Görüldüğü üzere Türkiye'nin sadece kendi içinde değil dünyaya entegre olduğu uluslararası ulaşımına öncelik veriyoruz. Karayolu koridorlarımızda bu ağın önemli bir parçası. Her birini tamamlayan ve geliştiren yeni lojistik koridorlar oluşturarak eksik bölümlerimizi hızla tamamlıyoruz.” açıklamasında bulundu.
Küresel eğilimleri dikkate alarak ulaştırma politikalarını planlayıp yatırımlara dönüştürerek, Türkiye’nin kalkınmasına destek olmak için çalıştıklarını belirten Uraloğlu, “Bu doğrultuda, 2053 yılına kadar öngördüğümüz Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nı hazırladık. Gelecek planımızın gereği olarak 2053 yılına kadar bölünmüş yol ağını 38 bin 60 kilometreye yükseltmeyi hedefliyoruz. Geleceğin ulaşım sistemlerinde entegrasyonu merkeze koyarak bizleri daha ileriye taşıyacak proaktif politikalarımızla yeni bir ulaşım çağı başlatıyoruz.
Bu yeni çağın odağında Akıllı Ulaşım Sistemleri bulunduğunu ifade eden Uraloğlu, “Hızla gelişen otonom araç, araç-araç, araç-altyapı haberleşme teknolojileri gibi yeni nesil teknolojilerin takibi amacıyla, ülkemiz için bu alanda ilk örnek çalışma olacak Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemleri (K-AUS) Uygulama Koridorunun kurulması için Bakanlık olarak çalışmalara başladık. İstanbul’da Hasdal ve İstanbul Havalimanı arasında kurulacak koridor ile kazaların ve trafik sıkışıklığının azaltılması, trafik güvenliğinin sağlanması, yakıt tüketimi ve çevresel olumsuz etkilerin azaltılmasını amaçlıyoruz. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün akıllı ulaşım sistemlerinden azami ölçüde faydalanması gerektiğini ve buna yönelik yatırımlarını arttırması gerektiğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi yapı itibariyle mevcut bulunan ulaşım modları arasında gerek ulaşım ağı ve gerekse teknolojik bakımdan uyum sağlamanın, zaruri olduğunun altını çizen Uraloğlu, “Biliyorsunuz ki son 22 yıldır yapmış olduğumuz tüm ulaşım projelerinin ana teması, birbiriyle entegre olmuş ulaşım sistemleridir. Hayata geçirdiğimiz imalatların tamamlayıcı olması gerekir. Yapımları devam etmekte olan projeleri biran evvel tamamlamalıyız. Öncelikle yeni BSK yapmak yerine mutlaka eksik aşınmaların ve BSK onarımlarının yapılmasının doğru olduğunu unutmamalıyız. Ve elbette tüm çalışmalarımızda kaliteliden asla ödün vermeyeceğiz. Yapım sırasında gerçekleştirilecek her türlü kontrol, yapım metotları, taraflar arasında olması gereken diyaloglar ve bilgi akışı, geçici ve kesin kabul kriterleri gibi konularda son derece titiz olacağız. İnşa ettiğimiz yollara hem canlarımızı hem de malımızı emanet ettiğimizi asla aklımızdan çıkarmayacağız.” dedi.
Türkiye’nin göstermiş olduğu bu ekonomik başarılarda hiç şüphesiz ulaşım ve iletişim alanında gerçekleştirilen yatırımların etkisinin tartışılmaz olduğunu söyleyen Uraloğlu, “Ulaştırmaya yapılan yatırımlar aslında üretim yeteneği olan bölgelerimizin ürettiklerini hem yurtiçi hem yurtdışındaki alıcılara en modern en hızlı en güvenli şekilde ulaştırması yönünde ciddi katkılar sağlamaktadır. Bir ülke ekonomisinin nasıl gelişeceğine dair hiçbir bilgisi olmayan bazı kişiler tarafından bunca yol yaptınız da ne oldu? Vatandaş yol mu yiyecek? gibi akıl dışı sözler ediliyor. Bu tür sözler asla çalışma azminizi ve şevkinizi kırmasın. Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği üzere “yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur”. Çiftçi mahsulünü satar, turist seyahat eder. Sanayici ihracat yapar, nakliyeci malzeme taşır. Yol yenmez ama yol sayesinde yatırım gelir.” diye konuştu.
Karayollarında hayata geçirilen projeler ve başarıların birer gurur kaynağı olduğunun altını çizen Uraloğlu, “Sanayi gelişir, ülke kalkınır, ekonomi büyür, istihdam oluşur. 85 milyon vatandaşımız hem birbirine kavuşur hem de evine helal rızık götürür. Yani yol; tıpkı enerji, teknoloji, inovasyon gibi ekonominin, üretimin, sanayinin bel kemiğidir. Bugün, Türkiye’nin her tarafında Bölgelerde, Şubelerde, Şantiyelerde görev yapan binlerce on binlerce arkadaşımızın, yüklenicimizin, altyüklenicimizin bu projelerin gerçekleştirilmesinde ciddi katkıları vardır. Bu vesileyle gece gündüz demeden çalışan siz değerli Karayolcu arkadaşlarıma; yollarımızın planlanmasından projelendirilmesine, yapımından bakımına kadar verdiğiniz emek için teşekkür etmek istiyorum.” şeklinde konuştu.
Bundan sonraki süreçte de başarıları sürdürerek ve daha da ileriye taşıyarak kararlı bir şekilde çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu konuşmasını şöyle sürdürdü.
“Bu bağlamda hem ulusal hem de uluslararası pazar dinamiklerindeki değişime uyum sağlayan entegre, insan ve çevre odaklı, güvenli, hızlı ve konforlu bir ulaşım ağı geliştirmek ve daha güçlü bir Türkiye inşa etmek için birlikte hareket etmeye devam edeceğiz. Bundan sonraki çalışmalarımızda da her adımı birlikte atacağımızdan, hizmet bayrağını devraldığımız noktadan çok daha ilerilere götüreceğimizden ve çalışma motivasyonunuzun yükselmesinde elimizden geleni yapacağımızdan emin olmanızı istiyorum. Çalışmalarınızda maddi ve manevi desteğimiz konusunda tereddüt yaşamayın, kaynak temini için elimizden gelen her imkânı seferber edeceğiz. Ancak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kamuda tasarruf ilkesini gözden kaçırmayarak; kamu kaynaklarının efektif kullanımı konusunda azami dikkati göstermenizi özellikle istirham ediyorum. 2024 yılında yapılacak tüm çalışmaların bütçede ayrılan ödenekler ve yapılan planlamalar çerçevesinde olmasını istiyorum. Bu duygularla, 74’üncüsü düzenlenen Bölge Müdürleri toplantısının, bugüne kadar elde edilen tecrübeler ışığında; içinde bulunduğumuz bilgi ve iletişim çağının gereklerine uygun kararlar alınması açısından verimli geçmesini temenni ediyorum.”
(SAİM TUNÇMAN)