Çanakkale Ayvacık Tuzla Mahallesinde MTN Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapımı planlanan jeotermal kaynak arama sondajı için Çanakkale Valiliğince “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmişti. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ziraat Mühendisleri Odası, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği (EMARÇEP), Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği ve Assos Dostları’ndan üç bireysel davacı tarafından yargıya taşındı. Bugün görülen davada, MTN Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan Jeotermal Kaynak Arama projesi için verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı için açılan davanın duruşması bugün görüldü. Davacı kurumlar "ÇED gerekli değildir" kararı beklediklerini ifade etti.
Çanakkale Adliyesi önünde yapılan açıklamada, “Tuzla Ovası’nın tarımı enerjiden daha değerlidir! JES değil, tarım istiyoruz! Havama, suyuma, toprağıma dokunma” denildi.
Santrale, jeotermal akışkan sağlamak üzere yapılması planlanan 11 adet sondajın ÇED kararının iptali için açılan dava, bugün Çanakkale Adliyesi’nde görüldü. Duruşmanın ardından Adliye Binası önünde Avukat Seçil Ege ile birlikte Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, Ziraat Mühendisleri Odası ve Assos Dostları, ortak basın açıklamasında bulundu. Davacı olan taraflar, “Ayvacık Tuzla Ovası’nda Jeotermal Enerji Santrali değil, tarım istiyoruz!” dedi.
Yapılan basın açıklamasında, 11 adet sondaj öngörülen proje alanında tarım alanı ve mera bulunduğu vurgulanarak, “Tarlaların tamamı özel mülkiyete aittir. Şirketin hâlihazırda Tuzla’da ‘Babadere JES’ adıyla çalışan bir jeotermal enerji santralı var. Şirket mevcut santralına 2. Bir ünite eklemek üzere Babadere Jeotermal Enerji Santrali-2 (11,8 MWm/11,5 MWe) için ÇED başvurusu yapmış, “ÇED Gerekli Değildir” kararı almış, karar dava edilmiş ve kazanılmıştır. Şirket bu nedenle Babadere Jeotermal Enerji Santrali-2 (11,8 MWm/11,5 MWe) projesi için yeniden ÇED süreci başlatmış ve 06 Ekim 2023 tarihinde Ayvacık İlçesi Tuzla Köyü’nde ‘Halkın Katılımı Toplantısı’ yapılmıştır. Toplantıya katılarak proje ile ilgili itirazlarımızı sunduk. ÇED süreci devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Jeotermal Enerji Santrallarının ve jeotermal kaynak arama projelerinin çeşitli zararları bulunduğu ifade edilerek, “Yeraltı ve yüzey su kirliliği, ağır metal kirliliği, jeotermal kirlilik, arazi bozunumu, deprem tetiklemesi, heyelan tetiklenmesi, su kullanımı, ekosistemde bozulma, görsel bozulma, hava kirliliği, insan ve yaban hayat üzerinde olumsuz sağlık etkileri, yaşam alanları üzerinde olumsuz etkiler, tarım alanı, mera alanı, sulak alan kaybı, acele kamulaştırma ile mülkiyet gaspı, mülksüzleştirme... Tesislerden havaya bırakılan gazlarda karbon dioksit (CO2), hidrojen sülfür (H2S), metan, hidrojen, sülfür dioksit ve amonyak çıkmaktadır. Bu gazlar hem insan sağlığına hem de tarıma zarar vermektedir. Yeraltına geri basılması gerekirken basılmayan akışkanlar derelere, açık alanlara verilmektedir. Bu akışkanlardaki çözünmüş mineraller (ör. bor ve arsenik) yerüstü veya yeraltı sularını zehirlemekte ve tarımsal alanlara ve bitki örtüsüne zarar vermektedir. Nitekim Aydın yöresinde arazilerde bor, yeraltı sularında yoğun arsenik saptanmış ve bu durum da Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından rapor edilmiştir. Jeotermal kaynak arama projeleri sondaj aşamasında kullanılan kimyasallar ve atıklar nedeniyle çok ciddi çevre kirliliğine yol açmaktadır. Bu nedenle bölgemizde daha fazla sondaj, daha fazla JES istemiyoruz. MTN Enerji A.Ş. tarafından yapılmak istenen 11 adet sondajın ve ayrıca Babadere JES-2 projesinin iptal edilmesini istiyoruz. Bu konuda mücadelemize devam edeceğiz.” denildi.
(DAMLA YELTEKİN)