Asbest öldürmeye devam ediyor

Türk Toraks Derneği, her yıl 30 binden fazla insanı etkileyen, nadir görülen ancak çok agresif bir kanser türü olan Mezotelyoma hastalığın nedeni olan asbeste karşı bilgilendirme yaptı.

233

Her yıl 30 binden fazla insan nadir görülen ancak çok agresif bir kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Mezotelyoma adı verilen bu kanserin nedeni ise ülkemizde 2011 yılında yasaklanan asbest. Asbeste maruz kalanlarda, maruz kaldıktan 10 ila 50 yıl arasında bir süre sonra kanser gelişiyor. Bu nedenle birçok hasta doğru teşhis alamıyor ya da teşhiste geç kalınıyor. Türkiye’de Prof. Dr İzzettin Barış önderliğinde çevresel asbest maruziyetinin mezotelyomaya neden olduğunun tespit edilmesi dünya literatürünü değiştirmiştir. Türk Toraks Derneği 26 Eylül Mezotelyoma Farkındalık Günü kapsamında bu zorlu hastalığa dikkat çekti.

MEZOTELYOMA NEDİR? ASBEST İLE İLİŞKİSİ NEDİR?

İnşaat, gemi yapımı, çatı ustalığı, kazan işçiliği, izolasyon, elektrikçilik ve otomotiv üretimi gibi sektörlerde çok yaygın kullanılan asbest nedeniyle hastalığın en çok bu sektörlerde çalışanlarda görüldüğüne dikkat çeken, Türk Toraks Derneği Torasik Onkoloji Çalışma Grubu başkanı Prof. Dr. Tuncay Göksel şunları söyledi: "Mezotelyoma, mezotel hücrelerden köken alan bir kanserdir. En çok akciğer zarında (plevra) görülür. Mezotelyoma yüksek oranda asbest kaynaklıdır. Asbest, ak toprak olarak da bilinen, ısıya, suya karşı dayanıklı, esnek, lifli yapıda bir mineraldir. Doğal bir fibröz silikattır ve bazı bölgelerde toprak örtüsünde birikimler halinde bulunmaktadır. Asbest, ısıya dayanıklı ve yalıtkan özellikleri nedeniyle kırsal alanda evlerde sıva-badana amaçlı, çatıda, kaplamada ve ayrıca kentlerde izolasyon amaçlı kullanılmaktadır. İnşaat, gemi yapımı, çatı ustalığı, kazan işçiliği, elektrikçilik ve otomotiv üretimi gibi sektörlerde de yaygın olarak kullanılmıştır. Bu sektörlerde çalışan pek çok kişi, özellikle de işyeri güvenlik düzenlemelerinin daha az sıkı olduğu gelişmekte olan ülkelerde, maruz kaldıklarının farkında değildir."

"DEPREM SONRASI VE KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANLARINDA HALK RİSK ALTINDA"

Hastalığın deprem sonrası ve kentsel dönüşüm sürecinde de artabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Göksel sözlerine şöyle devam etti: "Mezotelyomanın asbest maruziyetinden sonra ortaya çıkması tipik olarak on yıllar alır ve göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi semptomlar ortaya çıktığında mezotelyoma genellikle ileri bir aşamadadır. Farkındalığın artması, risk altındaki kişilerin erken tıbbi değerlendirme ve test yaptırmalarına yardımcı olacaktır. Altyapıları şehirlerde asbest yüklü binalar büyük bir risk oluşturmaya devam etmektedir. Asbest kullanımının yasaklandığı bölgelerde bile, geçmişteki madencilik veya endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan çevresel kirlenme bir tehdit olmaya devam etmektedir. Ayrıca hem deprem sonrası hem de kentsel dönüşüm sürecindeki şehirlerde asbestli malzemelerin düzensiz yıkımı ve uygunsuz bertarafı havaya tehlikeli lifler salarak sadece çalışanları değil, çevredeki toplulukları da tehlikeye atmaktadır. Asbestin kansere sebep olduğu kesinleşmesi nedeni ile ülkemizde “Bazı Tehlikeli Maddelerin, Müstahzarların ve Eşyaların Üretimine, Piyasaya Arzına ve Kullanımına İlişkin Kısıtlamalar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Resmi Gazetede 29 Ağustos 2010 tarihinde yayımlanmış ve 31.12.2010 tarihinden itibaren her türlü asbest mineralinin ticari kullanımı yasaklanmıştır."

MEZOTELYOMADAN NASIL KORUNURUZ?

Asbest maruziyetini önlemenin, mezotelyoma riskini azaltmanın en etkili yollarından biri olduğunu vurgulayan Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tamer Altınok ise korunma yollarına dair bilgiler paylaştı ve şunları söyledi: "Asbest içeren malzemelerle çalışırken uygun koruyucu ekipmanların kullanılması, potansiyel maruziyeti azaltabilir. Kentlerde inşa edilen binalarda da izolasyon amaçlı kullanılmış olduğu bilinmektedir. Son yıllarda deprem ve kentsel dönüşüm sırasında eski binaların kontrolsüz yıkımı ile çevreye asbest salınımı olabileceği bilinmektedir. Kontrollü bina yıkımı öncesi asbest analizlerinin yapılması gerekmektedir. Mezotelyoma ile mücadelede en kritik stratejilerden biri, eğitim ve farkındalık yoluyla asbeste maruz kalmanın önlenmesidir. Eski binaların kontrollü yıkımının teşvik edilmesi, asbest güvenlik protokollerinin uygulanması ve yüksek riskli mesleklerde koruyucu ekipman kullanımının teşvik edilmesi, gelecekteki vakaların azaltılmasında önemli adımlardır. 2012 yılında T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından “Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı” yapılmıştır. Kırsal alanda asbest karışımlı toprak kullanımı azaltılması ve asbestin çevresel ve mesleksel maruziyetlerinin azaltılması ya da ortadan kaldırılması temel hedef olmuştur. 25 Ocak 2013’te “Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik” yayınlanmıştır. Bu Yönetmeliğin amacı, çalışanların asbest söküm, yıkım, tamir, bakım, uzaklaştırma çalışmalarında asbest tozuna maruziyetlerinin önlenmesi ve bu maruziyetten doğacak sağlık risklerinden korunması, sınır değerlerin ve diğer özel önlemlerin belirlenmesidir."

MEZOTELYOMA NASIL ANLAŞILIR VE TEDAVİ EDİLİR?

Asbest solunum yolu ile akciğere ve akciğer zarına ulaştıktan sonra hastalık 10 ile 50 yıl içinde gelişebilmektedir. Süreç çok yavaş ilerlediği için hasta uzun süre şikayet hissetmeyebilir. Bu nedenle birçok hasta ileri evrede tanı almaktadır. Kontrol amaçlı yapılan tetkiklerde erken evre mezotelyoma hastaları saptanabilmektedir. Erken tanı mezotelyoma tedavisinde çok önemlidir ve hayatta kalma şansını artırabilir.

• Göğüs Ağrısı: Genellikle plevral mezotelyomanın bir sonucu olan bu ağrı, donuk bir sızı olarak başlayabilir ve zamanla şiddetlenebilir. Genellikle göğsün bir tarafında lokalize olur ve derin nefes alma veya öksürme ile kötüleşir.

• Nefes Darlığı (Dispne): Akciğer ve göğüs duvarı arasında sıvı birikmesi (plevral efüzyon) veya tümörlerin akciğer genişlemesini kısıtlayarak nefes almayı zorlaştırmasından kaynaklanır.

• İnatçı Öksürük: Kuru veya ağrılı bir öksürük gelişebilir ve buna bazen ses kısıklığı veya öksürükle kan tükürme eşlik edebilir.

• Açıklanamayan Kilo Kaybı: Vücut hastalıkla savaşmak için daha fazla enerji harcadığından ani, istenmeyen kilo kaybı meydana gelebilir.

• Yorgunluk: Birçok kanserde olduğu gibi mezotelyoma da kalıcı yorgunluğa ve düşük enerji seviyelerine neden olabilir.

• Karın Ağrısı ve Şişlik: Bu belirtiler, kanserin karın zarında (periton) geliştiği peritoneal mezotelyomada daha yaygındır. Şişlik genellikle sıvı birikiminden (asit) kaynaklanır.

• Bulantı ve Bağırsak Değişiklikleri: Peritoneal mezotelyoma bulantı, kabızlık veya ishal gibi sindirim sorunlarına neden olabilir.

Mezotelyoma tanısını koymak kolay değildir. Tanıda hekimi ilk uyaran hastanın doğduğu ve yaşadığı yer ayrıca meslek öyküsüdür. Akciğerde sıvı ile karşımıza çıkan hastalıkta, sıvıdan alınan örnekler tanısal açıdan yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle biyopsi yapılması önerilmektedir.

Mezotelyoma, agresif doğası ve asbest maruziyeti ile tanı arasındaki uzun gecikme süresi nedeniyle tedavisi zor bir kanser olmaya devam etse de tedavi seçeneklerindeki gelişmeler hastalar için yeni umutlar sunmaktadır. Cerrahi, kemoterapi ve radyasyon terapisi gibi geleneksel tedaviler hala yaygın olarak kullanılmaktadır, ancak multimodal terapi, immünoterapi ve hedefe yönelik tedavilerde dahil olmak üzere daha yeni stratejiler mezotelyoma hastaları için sonuçları iyileştirme konusunda umut vaat etmektedir. Klinik çalışmalara katılım da bu yenilikçi tedavilere erişim için önemli bir yol haline gelmiştir.

Ayrıca steril, asbestsiz “TALK” yolu ile plöredez (akciğer zarını pudralama) yapılmaktadır. Bu tedavilerin deneyimli ve konuda uzman merkezler tarafından yapılması önerilmektedir.

Mezotelyoma Farkındalık Günü'nde Neler Yapabilirsiniz?

• Mezotelyoma hakkında daha fazla bilgi edinin ve risk faktörlerini öğrenin.

• Asbest maruziyetiniz varsa sağlık kontrollerinizi yaptırın.

• Mezotelyoma farkındalığı için çevrenizdeki insanları bilgilendirin.

• Mezotelyoma ile savaşan insanlara ve ailelerine destek olun.

• Ağaçlandırma ile asbestin rüzgar ile yayılmasını önleyebiliriz.

(BÜLTEN)
Paylaş