Arınç’ın geri adım hamlesi Çanakkale’den

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Çanakkale’ye geldi. Arınç’ın “Ben de dağa çıkardım” sözlerine Başbakan Erdoğan’ın “bizim yolumuz bana da işkence yapılsaydı dağa çıkarım` değil.” diye tepki göstermesi üzerine Bülent Arınç geri adımını Çanakkale’de attı: ”Biz dağa çıkmayı, hiçbir zaman aklımızın ucundan bile geçirmedik” dedi.

706
Yerel seçimlere yaklaştıkça AKP gözünü, bir türlü alamadığı ve uzun yıllardan beri CHP’nin kalesi olarak anılan Çanakkale Belediyesi’ne dikti. Çanakkale’ye gelen AKP kurmayları her zaman olduğu gibi yine Çanakkale Beledi-yesi’ni istedi. Her iki lafından biri Çanakkale Belediyesi olan AKP kurmaylarının içerisinde bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, 2014 yılında hedeflerinin Çanakkale Belediyesi’nin kazanmak olduğuna işaret etti.
 
Çanakkale’de de AKP’nin 12 Haziran seçimlerinde birinci parti olduğunu vurgulayan Arınç Çanakkale’de sağlıkta, eğitimde ve ulaştırmada yapılan hizmetlerin göz doldurduğunu söyledi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; “Hedefimiz 2014 mahalli seçimlerine hazırlanmak ve Çanakkale’de Belediye Başkanlığını kazanmak” dedi.
 
 
Gelibolu Mevlevihanesi`nde düzenlenen Şeb-i Arus töreni ile bazı açılışlar için Çanakkale’ye gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ilk olarak Valiliği ziyaret etti. Vali Güngör Azim Tuna, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve daire müdürlerinden oluşan merasim mangasını selamlayan Arınç valilikte yaptığı açıklamada Çanakkale’de bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirirken, Çanakkale’ye her gelişinde daha gelişmiş, daha iyi ve daha güzel bir hayatın yaşandığı bir yer görmekten dolayı mutlu olduğunu belirtti.
 
Arınç valilikte yaptığı açıklamada: “Bu akşam Şeb-i Arus Törenleri Gelibolu Mevlevihanesi`nde yapılacak. Valiliğimiz geçen yıl çok güzel bir başlangıç yaptı. Balkan ülkelerinden siyasetçiler, bilim adamları, milletvekilleri, belediye başkanları bu güzel geceye birlikte katılıyor. Geçen yıl Sayın Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ katılmışlardı. Bu sene bana nasip oldu. Bundan dolayı çok memnunum. Aynı zamanda bugün Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi`nin yeni binasının temel atma törenini yapacağız. Hayırsever işadamlarımız bu güzel işi üzerlerine aldılar. Yeni ilahiyat fakültemizin büyük bir kompleks olarak temellerini atacağız. Yine gün içerisinde bazı ziyaretlerimiz olacak. Ben bu vesileyle Çanakkale’ye gelmiş olmaktan çok mutluyum. Geçen yıl üniversitemizin yeni eğitim öğretim yılına başlaması münasebetiyle bir programa katılmıştım. Daha önce her yıl bütün Türkiye’nin merakla izlediği ve büyük bir heyecan duyduğu 18 Mart Çanakkale Şehitler Günü`nde de sizlerle birlikte olmuştum. Çanakkale’ye her gelişimde daha gelişmiş, daha iyi, daha güzel bir hayatın yaşandığı bir belde olarak görüyorum. Sayın valime, çalışma arkadaşlarına, parlamentoda birlikte görev yaptığımız değerli milletvekili arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” dedi.
 
Bülent Arınç, konuşmasının ardından gazetecilere ise: “Bugün bütün gün birlikte olacağız. Yorulacaksınız. Bunun karşılığını da fazlasıyla alacaksınız, ama şimdi değil” dedi. Vali Güngör Azim Tuna valilikteki ziyaret sonunda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, üzerinde Gelibolu Mevlevihanesi ve semazen figürlerinin olduğu bir tablo hediye etti. Başbakan Yardımcısı Arınç ve beraberindekiler, daha sonra ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi`nin temel atma törenine geçti. Ardından Polis Evi’nde basın mensupları ile bir araya gelen Arınç daha sonra Çanakkale Düşünce Platformu’nun açılışına katılıp AKP İl Binası’nda ise partililerle buluştu.
 
 
Arınç; “Ben de dağa çıkmadım ve çıkmam”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bir tv programında, "Ben bir BDP’li kadın milletvekiline çok kızıyordum, çok beddua ediyordum. Halen milletvekili bu insan ama onunla ilgili bir hatırayı dinledim, şimdi artık kızmıyorum. Çünkü 17 yaşındaki bir genç kızken Diyarbakır Cezaevi’nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki o kadar kendisini zorlamışlar ki ben de aklıma gelse dağa çıkardım" demişti. Çanakkale Polis Evi’nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Arınç geçtiğimiz günlerde Kürt meselesi ve terörün nasıl önlenebileceği ile ilgili bir konuşma yaptığını ve kullandığı: “Ben de dağa çıkardım” cümlesine karşılık Başbakan Erdoğan’ın: “Bizim yolumuz bu değil” sözlerine karşılık: “Çok doğru. Ben de dağa çıkmadım ve çıkmam. Siyasi hayatım boyunca işkence görmedim. Ama manevi işkenceleri ve psikolojik baskıları üzerimde çok yaşadım. Geçmişe bakıyorum. Gençlik Kolları Başkanı olduğumu zaman parti Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Dağa çıkmayı düşünmedim. İl başkanı oldum ve partim darbe ile kapatıldı. Dağa çıkmayı düşünmedim. İktidar ortağı olan partim Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Dağa çıkmayı düşünmedim. Fazilet Partisi kapatıldı dağa çıkmayı düşünmedim. Eşimin ve kızımın başörtüsünden dolayı horlandım, aşağılandım ve küçültmeye çalışıldım. Hiçbir zaman dağa çıkmayı düşünmedim. Bizim yolumuz böyleydi. Biz demokrasiye olan özgürlüklere olan inancımızı her zaman muhafaza ettik. Her zaman sabırla hareket ettik. Dağa çıkmak aklımıza gelmedi ve bunu bir yol olarak görmedik" dedi.
 
Arınç sözlerinin arkasında durarak: “Anlayan anladı, bazı kesimlerse uzun konuşmamın içinden sadece bir cümlemi öne çıkardı. Biz müspet hareket ettik ve olumsuz durum içine girmedik. Hiçbir zaman da dağa çıkmayı düşünmedik. Her gün tehdit altındaydık, nefret edilen insanlar olduk. Ama özgüven içinde yola devam ettik” ettik. Diyarbakır cezaevinde yaşanan işkence ve zulümlerin karşısında dağa çıkardım yaklaşımının herkes dağa çıksın, dağa çıkalım anlamında söylenmediğini durum tespitinde sadece ret ve inkar politikalarını yansıtmak anlamında önemli olduğunu ama sözlerinin bazı kesimler tarafından yanlış anlaşıldığını söyledi.
 
 
“Gazetecilerin yıpranma payı ile ilgili bakanlık çalışıyor”
Gazetecilerin yıpranma payı ile ilgili sorulan sorulara da net yanıt vermeyen Arınç bununla ilgili bakanlığın bir yıldan beri çalışma yürüttüğünü ve konunun üzerinde çalıştığını, ama meslek olarak tek bir konu halinde mi, yoksa diğer yıpranan mesleklerle bir arada mı olması gerektiğine karar verilemediğini belirterek, Bakan Faruk Çelik’in konuyu Bilim Kurulu’na gönderdiğini ve Bakanlar Kuruluna gelmesinin beklendiğini söyledi.
 
“Ya kazanacağız, ya kazanacağız”
AKP İl Binası’nda partililerin yoğun ilgisi ile karşılaşan Arınç burada yaptığı konuşmada AKP’nin 11 yılını değerlendirerek partinin 3 dönem oyunu artırarak iktidarda kalmayı başaran tek parti olduğunu ve tarihinin kuruluşundan itibaren zafer ve başarılarla dolu olduğunu ifade etti. Arınç konuşmasında AKP’nin hedeflerinde attığını hep on ikiden vurduğunu söyleyerek, karavana atmadığını söyledi. CHP’nin başarısını da eleştiren Arınç milletin 62 seneden beri CHP’ye muhalefetten başka görev vermediğini, CHP’nin iktidar yüzü göremediğini söyledi. CHP’nin bir tek Ecevit zamanında oy oranını yüzde 46’lara çıkarabildiğini belirten Arınç Deniz Baykal’ın : “İzmir elimizden gitmezse başarıdır” sözüne karşılık : “Biz bütün illeri almak istiyoruz, onlar tek bir ille yetiniyor” diye konuştu. Çanakkale’de de AK Parti’nin 12 Haziran seçimlerinde birinci parti olduğunu vurgulayan Arınç Çanakkale’de sağlıkta, eğitimde ve ulaştırmada yapılan hizmetlerin göz doldurduğunu söyledi. Çanakkale’de teşkilatın iyi çalıştığını belirten Arınç: “İl Kadın Kollarına ve Gençlik Kollarına çok iş düşüyor. Bizler bunları yaptık, bunları yapacağız diye anlatmalı ve diyaloglarımızı geliştirmeliyiz. Hedefimiz 2014 mahalli seçimlerine hazırlanmak ve Çanakkale’de Belediye Başkanlığını kazanmak. Bizim iktidar olarak hiçbir eksiğimiz yok. İyi bir adayla, saha çalışması yaparak Çanakkale Belediyesini alacağız. Bundan şüpheniz olmasın. İktidar partisine şüphe duymak yakışmaz. Ya kazanacağız, ya kazanacağız “dedi. 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Türk siyasi tarihinde ilk defa başkanın seçimle belirleneceğini ve bunun Erdoğan olacağını kaydetti. Arınç genel seçimlerde iki kişdien birinin AK Partiye oy verdiğini belirterek: “AK Parti o kadar güçlü ki, bundan sonra da tufan kopmazsa, kıyamet kopmazsa yine 13 dönem buradayız” dedi. Arınç Hazreti Muhammet’in bir hadisinde söylediği sözü hatırlatarak: “Kıyametin kopacağını bilseniz, elinizdeki fidanı dikin” düşüncesinden hareketle fidanı dikmenin kendiişleri olduğunu, ellerindeki görev neyse hiç durmadan o görevi yerine getireceklerini söyledi.
Paylaş