Antik Mısır, dünyanın en eski ve en gizemli uygarlıklarından biridir. Mısır’ın zengin kültürü, sanatı, mimarisi, dinî ve siyasi tarihi, bugün bile insanları büyülemeye devam ediyor. Mısır’ın en ilginç yönlerinden biri de, hayvanlara verdiği önem ve onları tanrılaştırmasıdır. Mısır tanrıları, çoğunlukla insan vücuduna sahip, hayvan başlı figürler olarak tasvir edilir. Bu hayvanlar, tanrıların karakteristik özelliklerini, güçlerini ve işlevlerini yansıtırlar. Örneğin, Anubis, ölülerin tanrısı olarak, çakal başlıdır; çünkü çakallar, çöllerde ölü bedenleri yiyen hayvanlardır. Horus, gökyüzünün tanrısı olarak, şahin başlıdır; çünkü şahinler, gökyüzünde yüksek uçan ve keskin görüşlü kuşlardır.
Mısır’ın en tanınmış hayvan sembollerinden biri de, bok böceğidir. Bok böceği, gübre toplarını yuvarlayarak ve içine yumurtalarını bırakarak yeni hayatlar yaratır. Bu da Mısırlıların, bok böceğinin sabah güneşi diskini gökyüzünde yuvarladığına ve ertesi sabah yeniden doğduğuna inanmalarına neden olur. Böylece, bok böceği, yeniden doğuş, yenilenme ve güneş tanrısı Khepri’nin sembolü olarak görülür. Khepri, genellikle omuzlarına bütün bir böcek yerleştirilmiş bir erkek figürü olarak tasvir edilir.
Bu makalede, Antik Mısır’da bok böceğinin neden kutsal olduğunu, nasıl bir anlam taşıdığını ve hangi ritüel ve sanat eserlerinde kullanıldığını anlatacağız.
Bok böceği, kın kanatlılar (Coleoptera) takımında sınıflanan Scarabaeidae familyasının alt familyalarında Scarabaeinae ve Aphodiinae’nin üyesidir. Bu türlerin büyük çoğunluğu, tamamen dışkıyla beslenir ve bu yüzden de bu alt familya için zaman zaman “asıl bok böcekleri” terimi de kullanılır. Ancak, kın kanatlıların diğer bir familyası olan Geotrupidae de dışkıyla beslenen ve “toprak kazan bok böcekleri” olarak anılan türler içermektedir.
Bok böcekleri sert kabuklu böceklerdir ve birçoğu parlak metalik renklerde ve 5–60 mm büyüklüğündedir. Böcek, küre imal edebilen tek böcektir. 30 adet parmağa sahiptir. Ön ayaklarının yardımıyla iri bir küre yapar, bu kürenin içine aşılar ve küreyi başı hep doğuya dönük olarak, arka ayaklarıyla yuvasına itip gömer. Yirmi dört gün sonra yavruları belirmeye başlayınca, küreyi topraktan çıkarıp suya götürür. Küre suda eridiği zaman da yavrular serbest kalır. Bok böceği, yönünü galaksisini kullanarak belirlediği bilinen tek böcek türüdür.
Bok böceği türlerinin sıklıkla oldukça özgün ekolojik gereksinimleri vardır. Örneğin, Aphoniidae alt familyasının üyeleri olan Dialytes türleri ve Aphotaenius carolinus geyik dışkısını geri dönüştürmek üzere özelleşmiştir. Bir örneğinin Scarabaeinae alt familyasından Canthon pilularius olduğu ve “yuvarlayıcı böcekler” olarak anılan bir grup bok böceği ise dışkı kümesinden ayırdığı bir parça dışkıyı top haline getirip, o küme üzerine gerçekleşebilecek olası bir mücadeleden yuvarlayarak uzaklaştırır. Yine Scarabaeinae alt familyasının üyesi olan Copris fricator, Phanaeus vindex, Onthophagus hecate ve Onthophagus cribricollis türleri ise dışkı topunu dışkı kümesinin altında oluşturur.
Bok böcekleri, birçok farklı habitatta yaşarlar, çöl, tarlalar, orman, ve otlaklar buna dahildir. Aşırı derecede soğuk veya kuru havayı sevemezler. Antarktika hariç bütün kıtalarda görülürler. Başkalaşım görülür.
Bok böceğinin, Antik Mısır’da kutsal bir hayvan olarak kabul edilmesinin nedeni, yaşam döngüsü ile ilgilidir. Bok böceği, gübre toplarını yuvarlayarak ve içine yumurtalarını bırakarak yeni hayatlar yaratır. Bu da Mısırlıların, bok böceğinin sabah güneşi diskini gökyüzünde yuvarladığına ve ertesi sabah yeniden doğduğuna inanmalarına neden olur. Böylece, bok böceği, yeniden doğuş, yenilenme ve güneş tanrısı Khepri’nin sembolü olarak görülür. Khepri, genellikle omuzlarına bütün bir böcek yerleştirilmiş bir erkek figürü olarak tasvir edilir.
Khepri, Mısır mitolojisinde, güneşin doğuşunu ve yeniden doğuşu
simgeleyen tanrıdır. İsmi, “oluşmak” veya “yaratmak” anlamına
gelen “kheper” kelimesinden gelir. Khepri, güneş diskinin
yaratıcısı ve koruyucusu olarak kabul edilir. Her sabah, güneş
diskinin doğmasını sağlar ve akşam olunca da ölüler diyarına
götürür. Khepri, aynı zamanda, insanların, hayvanların ve
bitkilerin yaratıcısı ve yenileyicisi olarak da anılır. Khepri,
güneş tanrısı Ra’nın bir yönü olarak da görülür. Ra, günün farklı
saatlerinde farklı isimler ve formlar alır. Sabah Khepri, öğlen
Ra, akşam ise Atum olarak bilinir.