Akciğer Kanserine dair bilgilendirmelere yer verdi

ÇOMÜ Hastanesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lokman Koral "Dünya Akciğer Kanseri Günü" dolayısıyla açıklamalara yer verdi.

1326

Dünya Akciğer Kanseri Günü kapsamında ÇOMÜ Hastanesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lokman Koral, vatandaşların bilinçlenmesi ve farkındalığın oluşturulması amacıyla açıklamalarda bulunarak; “Kasım ayı tüm dünyada ‘Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’, 17 Kasım ise ‘Akciğer Kanseri Farkındalık Günü’ olarak kabul ediliyor. Akciğer kanseri, akciğer hücrelerinin anormal hale gelmesi ve kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan bir hastalıktır. Akciğer kanseri ülkemizde ve dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Ülkemizde kanser olan her dört erkekten biri akciğer kanseridir” diye konuştu.

“Akciğer kanseri ilk sırada yer alıyor”

ÇOMÜ Hastanesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lokman Koral, Dünya Akciğer Kanseri Günü’ne dair bilgilendirmelerde bulunarak; “Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2020 verilerine göre tüm dünyada erkeklerde yeni tanı alan kanserler içinde akciğer kanseri 1’inci sırada yer almaktadır. Kadınlarda ise meme kanseri ve kolorektal kanserden sonra 3’üncü sırada yer almaktadır. Kanserden ölüm nedenleri arasında ise her iki seks dikkate alındığında yüzde 18 oran ile 1’inci sırada Akciğer kanseri yer almaktadır. Ülkemizde yıllık görülen kanser vaka sayısı 233,834 iken bu oranının içinde akciğer kanseri yüzde 17,6 ile Dünya ortalamasının üzerine çıkarak ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde erkeklerde görülen sıklık yüzde 25,8 ve kadınlarda görülen sıklık yüzde 7 olarak saptanırken, erkeklerde her 100.000 kişiden 40, kadınlarda ise 35.9 kişi akciğer kanseri nedeni ile hayatını kaybetmektedir” ifadelerine yer verdi.

Akciğer kanserinin nedenlerinden bahsetti

Akciğer Kanserini tetikleyen unsurlara değinen Koral; “Sigara kullanımı akciğer kanserinin en sık görülen nedeni (yüzde 90’dan fazla) olmakla birlikte, puro, pipo ve nargile kullananlarda da risk artmıştır. Başkalarının içtikleri veya yanan tütün ürününden (sigara, puro, pipo, nargile, elektronik sigara gibi) kaynaklanan dumanı soluyanlarda risk artmıştır. İnşaat ve bazı üretim işlerinde (gemi, izolasyon ve otomotiv) çalışan kişilerde asbest maruziyeti nedeni ile risk artmıştır. Asbest ülkemizde bazı bölgelerde toprağın doğal yapısında bulunduğundan çevresel temas da önemlidir. Yine Radon gazı da toprağın doğal yapısında bulunur. Ev içi radon maruziyetinin en önemli nedeni binanın temelindeki toprak ve kayalardır. Kişinin kendisinde veya ailesinde akciğer kanseri öyküsünün olması, yüksek düzeyde hava kirliliği, içilen suyun yüksek oranda arsenik içermesi, akciğerlere radyasyon tedavisi uygulanması, akciğerde tüberküloz (verem) hastalığı gibi bazı hastalıklar sonrasında kalan yara izi (skar) gelişimi akciğer kanserinin nedenleri arasında sayılabilir” dedi.

“İştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk gibi genel semptomlar arasında”

Kanserin belirtilerini dile getiren Koral; “Akciğer kanserinin en sık görülen belirtileri; geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük, kanlı balgam çıkarmak, göğüs ağrısı, ses kısıklığı, nefes darlığı, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları yanı sıra hemen her kanser türünde görülebilen iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk gibi genel semptomlardır. Muayene ve akciğer grafisi bulguları ile akciğer kanserinden şüphe edilen hastalarda öncelikle akciğer bilgisayarlı tomografi (BT) çekilir. Hastalığa dair bulgular varsa bronkoskopi denilen işlem ile akciğerlerin kamera ile değerlendirilmesi ve biyopsi işlemi yapılması ile kesin tanı konularak tedavi yöntemi saptanmaya çalışılır. Erken evre hastalıkta cerrahi tedavi seçeneği ön planda iken, ileri evre hastalarda radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi veya hedefli tedavi seçenekleri hastanın patoloji sonucu ve moleküler test sonuçlarına göre belirlenir. Korunmada en önemli yaklaşım sigara başta olmak üzere tüm tütün ürünlerinden uzak durmak olmalıdır. Günümüzde erken tanıya yönelik ulusal bir tarama programı olmamakla birlikte özellikle 55 yaş üstü, 30 paket yılı ve üzerinde sigara içme öyküsü olanların düşük doz akciğer tomografisi ile değerlendirilmesi önerilebilir” ifadelerine yer verdi.

(Yunus Erzincanlı)

Paylaş