havadurum

89 yıl öncesine göre ‘Kadın Hakları’ yeterince temsil edilmiyor

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü kutlanırken aynı zamanda buruk bir yanını da kadınlar hissediyor. 89 yıl önce, Türkiye’de kadınlara verilmiş ‘Seçme ve Seçilme’ hakkı diğer ülkelere örnek olurken, günümüzde kadınlara yapılan ayrımcılık oldukça görülüyor.

1991

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’nde kadınların sahip olması gereken haklar konusunda hala konuşmaya devam ediyoruz. Kadınlar, bundan yıllar önce siyaset ve kamusal alanda daha sık görülürken günümüzde bu sayı çokça gerilemiş durumda.

“Kadınlar hep dışarıda bırakılmış durumda”

Kadınların devlet kurumları, partilerde ve siyasette yeterince temsil edilmediğini dile getiren Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale İl Kadın Kolları Başkanı Elveda Geçer; “Bundan 89 yıl önce siyasette daha çok, daha yüksek oranda kadınlar temsil ediliyordu. Siyasette, kurumlarda, karar mekanizmalarında hep kadınlar dışarıda bırakılmış durumda. Ben şu an kadınların kesinlikle kadınların devlet kurumlarında, partilerde, siyasette kadınların yeteri kadar temsil edilmediğini düşünüyorum. Bu konuda elimizde dokümanlar var” dedi.

“Israr etmeye devam edeceğiz”

Kadınlar siyasetin dışında şiddetle de başa çıkmak zorunda kalıyor. 3 yıl önce hayata geçirilen YAŞAMHAK projesi şiddet mağduru kadınlara, şiddete uğrayan kadınlara avukat ve psikolojik desteklerini sürdürüyor. YAŞAMHAK projesinden bahseden ve siyasette eşit temsil hakkı talep ettiklerini söyleyen Başkan Geçer “YAŞAMHAK projemiz bizim kırmızı çizgimiz olan İstanbul Sözleşmesi’nin bir maddesidir. Biz onu, 444 82 85 ALO ŞİDDET hattında bu numarayı arayan tüm kadınlara birebir ulaşıp, birebir müdahale ediyoruz. Çok güzel bir proje. Her ne kadar hükümet İstanbul Sözleşmesi’ni feshetse de biz onun bir maddesini parti olarak hayata geçirdik. Parti olarak biz bu dönemde fermuar sistemi dediğimiz seçim sisteminde, bir kadın bir erkekten oluşan eşitlik hakkımızı da istiyoruz. Biz bu konuda meclise de önerge verdik ama reddedildi. Tabii biz de reddedildi diye projemizden vazgeçmiyoruz. Biz bunu uyguluyoruz, uygulanması için ısrar ediyoruz. Israr etmeye de devam edeceğiz. Bu ülkenin yarısı bizsek, temsiliyette de eşit hak istiyoruz. Bu talebimize de devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Biz mücadele etmeye devam edeceğiz”

1934 yılında kadınların mücadelesiyle sahip olduğu Seçme ve Seçilme hakkında olduğu gibi kadınların günümüzde de mücadele etmesi, hakları için ısrarcı olması gerekiyor. Eşitsizliğin yanı sıra, kadınlar iş hayatında da eşit haklar için mücadele ediyor. Kadınların mücadele etmeye devam edeceklerini dile getiren Geçer “Benim beğendiğim bir söz vardır. ‘Mücadele edenler her zaman kazanamaz ama, kazananlar da mücadele edenlerdir.’ Dolayısıyla biz mücadele etmeye devam edeceğiz, bu haklarımızı alana kadar. 1934 yılındaki kadınlara da bu seçme ve seçilme hakkı verilmedi. O tarihte bir sürü kadın da bunun için mücadele etti. Ondan sonraki sistemde kadın geri plana itildi ve itilmeye de devam ediyor. İş ararken işsizliği kadınların körüklediği söyleniyor. Kadınlar çalışmazsa iş daha çok olacak, otursunlar evde söylemlerine tanık oluyoruz” sözlerini kullandı.

“Kadınların daha fazla mücadele etmesi gerekiyor”

Kadınların istediklerini ısrarlı ve kararlı olmaya devam ettikleri sürece alacaklarını belirten Başkan Geçer “Ben eminim ki biz kadınlar ısrarcı ve kararlı olduğumuz sürece alacağız. 2022 yılında bir anket yapıldı. Ankette kadınlar da erkekler de kadınların da siyasette olmasını, kadınlar siyasette daha fazla olursa ülkenin daha ileriye gideceğini kabul ediliyor. Ancak adaylık konuları geldiğinde, kadınların daha fazla koşturması, daha fazla mücadeleci ve ısrarcı olması gerekiyor” dedi.

“Çalışan kadının üzerine daha fazla yük biniyor”

Kadınlar sosyal hayatta da birçok sorunlarla karşı karşıya kalmak zorunda kalıyor. Evde çalışan kadınların emeği görülmezken, çalışan kadınların üzerinde daha fazla sorumluluk birikiyor. Kadınların sorunlarına değinen Başkan Geçer “Evde çalışan kadınların emeği zaten görülmüyor, çalışmayan kadın deniliyor. Ev emekçisi demiyoruz. Çalışan kadının üzerine de daha fazla yük biniyor. İşyerinde çalışıyorsun, evde sorumluklar da sana ait deniliyor. Çevremizde, kendi hayatımızda da bunları yaşıyoruz. Dışarıda iş hayatında çalışman, ev işlerini yapmayacağın anlamına gelmiyor” ifadelerine yer verdi.

(Esra Güller)

Paylaş