Çanakkale’nin tek içme suyu havzası Atikhisar’da Kanadalı altıncı şirket Alamos Gold’un iştiraki Doğu Biga Madencilik tarafından yapılmak istenen siyanürlü altın madenciliğine karşı başlatılan direniş 1’inci yılına giriyor. Kazdağları’nın talanına karşı 26 Temmuz’da Kirazlı Balaban’da çadırlı nöbet eylemi başlamış, eylem ülke içinde ve dışında geniş kitlelere ulaşmıştı. Çadırlı nöbet eylemlerine devam eden Kazdağları savunucuları, nöbet eyleminin başladığı tarih olan 26 Temmuz’da tüm Çanakkalelileri Kirazlı’da Balaban Çeşmesine davet ettiler. 25 Temmuz’da yine Çanakkale’de Golf Aile Çay Bahçesi önünden başlayarak meşaleli yürüyüş yapacaklarını belirten savunucular; Kazdağları`nın çığlığı olmak, Alamos Gold`un tahliyesini talep etmek üzere herkesi 25 Temmuz Cumartesi günü meşalelerimizle Golf Çay Bahçesi önüne; 26 Temmuz Pazar günü ise Kirazlı Balaban Çeşmesi’ne davet ediyoruz” dediler.
“Yıllardır süren hukuki mücadelede olumlu sonuç alınamayınca, direniş başladı”
Kazdağları savunucuları açıklamalarında; “Kazdağları’ndaki çok uluslu şirketlerin metalik madencilik saldırısı, yaklaşık 10 yıldır devam ediyor. Ancak Kanadalı Alamos Gold’un ve yerli iştiraki Doğu Biga Madencilik’in Kirazlı’da, altın madeni için yaklaşık 350 bin ağacı katledişi, bardağı taşıran son damla oldu. Yıllardır süren hukuki mücadelede olumlu sonuç alınamayınca, son çare olarak Kazdağları direnişi başladı. 26 Temmuz’da bir yılı dolduracak olan çadırlı direniş, ülke ve dünya çapında büyük ses getirdi. Dünya iklim kriziyle boğuşurken, tüm dağlarımız, derelerimiz, ormanlarımız rant projelerine peşkeş çekilip yok ediliyor. Yerli ya da yabancı şirketlerin kâr hırsına kurban ediliyor. Böyle bir dönemde Kazdağları’nda yükselen ses, tüm Türkiye’nin doğasının, para uğruna katledilmesi karşısında bir haykırışa dönüştü. Kar kışta, yağmurda, fırtınada, sıcak güneşin altında 4 mevsim Kazdağları’nın kucağında geçirildi. Yamacında çadırların kurulduğu Balaban Tepesi, Kazdağları’nı savunmak için gelenlere göz kulak oldu, nöbettekiler de ona. Kim olursa olsun, hangi şehirden gelirse gelsin ayrım gözetmeden dayanışma ile dostluklar çoğaltıldı. Yaşam hakkı için farklılıklarını, çeşitliliği zenginlik olarak görenler, birbirlerine ve Kazdağları’na kenetlendiler. Nöbeti bitirmek için her türlü baskıya, hala süren idari para cezalarına karşı kimse vazgeçmedi. Tüm Türkiye’nin aklının ve vicdanının Kazdağları’nda olmasından güç alan mücadele büyüyerek sürüyor” dediler.
“Hiçbir maden şirketinin Kazdağları’nı yok etmesine izin vermeyecek”
Maden şirketinin Kazdağları’nı yok etmesine izin verilmeyeceği ifade edilen açıklamada; “Bir yıldır süren direniş, maden işletmesi kapanan ve tahrip ettikleri alan onarılana kadar devam edecek, yerli, yabancı hiçbir maden şirketinin Kazdağları’nı yok etmesine izin vermeyecek. Her ağacı tek tek savunanlar, ne paranın ne de altının yaşamdan daha değerli olmadığını, mücadele ettikçe kazanıldığını gösterdiler. Tüm Türkiye’den tek bir ses çıkıyor artık: Kazdağları Yalnız Değildir ve her yer Kazdağları’dır. Artvin Cerattepe’den Alakır Nehri’ne, Munzur’dan Amanos Ormanları’na, Hasankeyf’ten Murat Dağı’na, Kaz Dağları’ndan Erzincan’a kadar neredeyse her dağın başında, her dere kenarında bir doğa katliamı ve o katliama direnen, suyunu doğasını koruyan yaşam savunucuları var. Derdimiz büyük ama bir o kadar da ortak. Bunun için Kazdağları direnişi sadece Kazdağları için değildir artık, baskı altında tutulmaya çalışılan tüm ekoloji mücadeleleri için de bir umuttur. Kazdağları’ndan yükselen ses, sular altında bırakılan Hasankeyf’in çığlığıdır da... Tüm yeryüzü evimizdir” denildi.
“Kazdağları kurtulacak!”
Yapılan çağrıda, “Kazdağları direnişinin birinci yılında tüm yaşam savunucularını, Kazdağları`nın çığlığı olmak, Alamos Gold`un tahliyesini talep etmek üzere 25 Temmuz Cumartesi günü meşalelerimizle Golf Çay Bahçesi önüne; 26 Temmuz Pazar günü ise Kirazlı Balaban Çeşmesi’ne davet ediyoruz. Kazdağları Kurtulacak!” denildi.
(Eren Aşnaz)